Hakan Turk – Buyuk Oyun

‘Dost köpekler bile hırlamak için bir neden bulurlar.” Tangue Fu Osmanlı devleti kurulduğundan, yıkıldığı güne kadar üzerinde her türlü sinsi oyunlar oynanarak, uzun vadeli yapılan planlar sonucunda Osmanlıyı önce budayıp, daha sonra ki yıllarda ise tarihden silenler, bugün de aynı oyunlarla Türkiye Cumhuriyetini önce parça parça küçültüp, yeterince güçsüz kaldığı anda tarihten silmek için çalışmaktadırlar. Bu oyunlarını kurarken kendilerine içimizden yeterince işbirlikçi bulmakta zorluk çekmemekteler. Nasıl ki, zehir altın kupa içinde sunulursa, bizlere vaad edilenler çok güzel olmasına rağmen boş vaadlerden öteye gitmemektedir. Bizlerin sürekli ödün vermemizi isterlerken, kendilerine düşen görevleri yerine getirmemektirler. Türkiye üzerine oynanmakta olan “Büyük Oyun” tek cepheden oluşmamakta, işte bu nedenle her geçen gün etrafımızda yeni yakılan bir ateşin bu ülkeyi adım adım nereye doğru sürüklendirmek istendiğini anlatmaya çalışacağım… Bu birilerine göre Kuzey Kıbrıs’ı verip kurtulmamız gerekir. Ben bunu söyleyen, hatta düşünenin dahi kanından şüphe ederim. Çünkü 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs Barış Harekatı başlamadan saatler önce, Kıbrıs’a paraşütle atlayıp belli stratejik noktaları ele geçirirken ve daha sonraki günlerde bizlerin canımızı ortaya koyup savaşmamız, verdiğimiz onca şehit ve gazilerin dökülen kanları hiç düşünülmemekte mi?. Türkiye için Kuzey Kıbrıs, sakalımız değil ki keselim daha gür çıksın. Kuzey Kıbrıs bizim kolumuz gibidir. Kolunuzu kestiğinizde yenisi çıkmaz. Kıbrıs’ın Türkiye için stratejik önemi halkımıza yeterince anlatılamadığmdan, “verelim gitsin” imajını oluşturmak isteyenler puan toplamaktadırlar… Türkiye’nin diğer bir şansızlığıysa, kendi küçük hesapları peşinde olanların çıkarlarına zarar gelmemesi için herşeyi yapmaya hazır belli bir kitlenin oluşmasını sağlayan yeterince dost ve müttefiğinin olmasıdır… Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın herhangi bir Türk başı sıkıştığında kendini Türkiye’ye atıp burada yaşayabilir. Peki bizler bu ülkeyi her geçen gün bölüp parçalamak isteyenlere karşı durmadığımız takdirde ülkemiz yok edilirse nereye gidebiliriz, bunu hiç düşündünüz mü?.


Sürekli kendilerini Türk ve Türkiye dostu olduklarını söyleyen hangi ülke Kuzey Kıbrıs’ı uluslararası platformda tamdı?. Hiç biri, neden? Çünkü kendi çıkarlarına ters düşebilir düşüncesiyle. Türk’ün, Türkten başka dostu olmadığını ne zaman kabul edip kendi ayaklarımız üzerine durmayı öğreneceğiz? Herşeyi devletten beklemenin ne derece yanlış olduğunu, bizlerin de kendimize düşeni yapmamız gerektiğini kabul edip, bir şeyler yapmaya çalıştığımız gün Türkiye’nin önü açılır… Türkiye AB konusundaki satrancı çok iyi oynaması gerekir. Birinci hamleyi değil onuncu hamleyi dahi çok iyi hesap ederek ve karşısında birden fazla oyuncu olduğunu bilerek harekat etmelidir. Bizler AB’ne girmek için ev ödevimizi yapıyoruz veya en azından yapmaya çalışmaktayız. Peki AB üyeleri Türkiye’ye karşı sorumlu oldukları ve yazılı anlaşmalara uymakta mıdır?. Biz kendi içimizde AB’nin isteklerini yerine getirelim diye kavga edeceğimize neden elbirliğiyle bize karşı oynanan oyunları bozmaya çalışmıyoruz?. Bu kitabı yazarken yüzlerce insanla görüştüm konularla ilgili olarak, çünkü ben masa başında oturup roman yazmadığıma göre yazacaklarımı ya belgelere veya tanıklara dayandırmam gerekir. İşte bu nedenle yazdığım her satırın arkasında olduğumu bilmenizde yarar var. Bir tarihte İngilizlerin Çinlilere yıllarca afyon yutturup onları uyuttuğu gibi, bugün Türk insanı da Avrupa Birliğine girersek şöyle olacak – böyle olacak diye uyutulmaktadır. AB bizim kara kaşımıza, kara gözümüze hayran değil, Türkiye’yi en iyi nasıl sömürebileceklerini ve sürekli bizlerden hangi ödünleri koparabileceklerinin hesabını yaparken, onların burada ki uzantıları da bütün güçleriyle efendilerini I ” , * desteklemektedir. Ben Avrupa Topluluğuna karşı birisi olmamakla birlikte diğer çığırkanlardan farkım; Onlar daha AET’nin AB’nin ne olduğunu bilmezken ben o ülkelerde Üniversite eğitimi alıp, master doktora yaptım. Eğer sizlerde benim gibi o ülke ve insanlarını tanımış olsaydınız, bedelini almadan bizlere tek cent bile vermeyeceklerini bilirdiniz. Dikkat ederseniz daha düne kadar PKK olan ve yakın zamanda ise KADEK olan örgütü ne Avrupa Birliği ne de ABD kabul etmiyor. Ülkeyi kimler her geçen gün daha fakirleştirmekte olduğunu, bilinçli olarak Türkiye’yi parçalayıp nasıl yok etmek istediklerini gözler önüne sermeye çalışacağım. Türkiye’yi yönetenler veya en azından yönettiğini sananların Avrupa Birliği konusunda gerçekleri söylemediklerini en yetkili ağızlardan ispat edeceğim. Oturdukları koltuğu bırakmamak için kapalı kapılar arkasında Türkiye aleyhine yapılan çalışmalara karşı ne yaptıklarının hesabı sorulmalıdır… Amerika’nın Irak’la yaptığı savaşın Türkiye’ye zararı yüz milyar dolardan fazla olmasına rağmen bizim büyük dostumuz bugüne kadar bize ne gibi ödeme yaptı.

Bu yetmiyormuş gibi yine kapıda savaş var, peki bu kimin savaşı?. Yapılan hesaplara göre ABD-Irak savaşı Türkiye’ye ilk etapta 60 milyar dolara mal olacakmış. Bu işin görünüpte hesaplanan tarafı, ya görünmeyen zararların toplamı ne olacaktır?. Bugün Irak topraklarında kurulmuş olan Kürt devleti yarın Suriye, İran derken Türkiye’ye sıçramayacağına kim garanti etmektedir?. Adamlar bizim 24 ilimizi de içine alan haritalarını hazırlamış, Merkez Bankalarını kurup yakın bir zamanda paraları dünyanın her tarafında geçerli olursa şaşmayın. Onların arkalarında ABD ve AB olduğu sürece her konuda adım adım hayallerine yaklaşabileceklerini bugünden bilip tedbir alınmalıdır… Aksi takdirde yarın çok geç olabilir. Eğer barış istiyorsak, savaşa hazır olmalıyız. Yoksa bir pastadan nasıl dilimler kesilerek yok edilirse çok geç olmadan gereken tedbir alınmadığı takdirde Türkiye’yi parçalayıp yok ederler. Hiçbir ülkenin sınırı ilelebet aynı kalacak diye bir garanti yoktur. Almanlarla Fransızlar veya İngilizler tarihlerinde düşman, bugün dost olmalarına rağmen heran herşey ola- bilir. Dünyada oluşanlardan yeterince bilgi sahibi olamazsak, Türkiye üzerinde yapılan hesaplardan da haberimiz olmaz. Bunun en basit örneği Türkiyeden çıkan ve başka ülkelere akan Dicle ve Fırat nehirleriyle ilgili Türkiye’nin haberinin olmadığı ve katılmadığı bir sürü toplantı yapıldı ve yapılacaktır. Elazığ, Ankara, İstanbul Genişletilmiş 2. Baskı Mart 2004 Adresim: HAKANTÜKK Akademi TV. AŞ.

P.O. Box. 1066 34437 Sirkeci – İstanbul TÜRKİYE BÜYÜK OYUN 13 AVRUPA’YA “EVET” DEDİLER “Dost sandığımız düşmanlar O kadar çok ki…” HAKANTÜRK Dostumuz olarak gördüğümüz düşmanlarımızın çokluğunu görmek için küçük bir araştırma yapmak yeterlidir. Ülkemizin aleyhine çalışması için gönderdiği insanları ve onların işbirlikçilerini kamuoyu önünde teşhir etmediğimiz sürece onlar kendilerini daha çok güvende hissedip gemi ağızlarına almaktadırlar… Bu ülke aleyhine çalışan her kim olursa olsun gereken şekilde cezalandırılmalıdır. Önce ülkemize değişik kisveler altında gönderilmiş olanları ele geçirmeliyiz, ikinci adım olarakta onların buradaki işbirlikçilerini ve gayelerini halkımıza gösterebildiğimiz gün tek vucüt olup dünyaya karşı durabiliriz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimlere çok az bir süre kala gerçekleştirdiği “Avrupa’ya Evet” oylamasında ANAP lideri Mesut Yılmaz’in, kendi iç siyaset stratejileri doğrultusunda yoğun çaba gösterdiği dikkat çekti. Yılmaz’a bu oylamada, en büyük desteği Başbakan ve DSP lideri Bülent Ecevit ile YTP Genel Başkanı İsmail Cem verdi. Muhafazakar kesimin iki partisi AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ve SP Genel Başkanı Recai Kutan da bu kampanyaya katılırken, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de “evetçiler” grubunda yer aldı… Avrupa’nın istediği oldu… TBMM Genel Kurulu büyük bir çoğunluğun desteği ile idam cezasını kaldırdı. Türkiye, Avrupa’da idam cezası uygulanan tek ülke olmaktan da kurtuldu. AB paketinin yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye’de artık, “savaş ve yakın savaş tehdidi” dışında idam cezası uygulanmayacak. AB paketinin idam cezalarının kaldırılmasını öngören birinci maddesinin oylamasına 419 milletvekili katıldı. 256 milletvekili idam cezasının kaldırılması yönünde oy verdi. 162 ret oyuna karşın, 1 oy da çekimser çıktı. ANAP, DYP, DSP, SP milletvekilleri kabul oyu verirken, MHP ret oyu kullandı.

14 HAKANTÜRK AKP ise bölündü, milletvekillerinin bir bölümü idamın kaldırılması yönünde oy verdi. MHP’liler ise idam cezasının kaldırılmasını alkışlarla protesto ettiler. YILMAZ YATIŞTIRDI MHP’lilerin zaman zaman gerginleştirmeye çalıştığı oturumda, başta ANAP olmak üzere diğer parti milletvekillerinin sakin tavrı nedeniyle ciddi bir tartışma yaşanmadı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, salonda sık sık ikili görüşmeler yaparak, ortamı sakinleştirdi. AB paketinin en kritik maddelerinden olan idamın kaldırılmasına ilişkin birinci madde, TBMM Genel Kurulu’nun tarihi oturumunun ilk görüşmesi oldu. MHP adına sözalan Mehmet Gül, diğer partileri suçlayarak, “Tüm şehit yakınları ve gaziler şimdi sizi gözlüyorlar. Gözyaşları ile sizi izliyorlar” dedi. Öcalan’m affedileceğini ve bir süre sonra bu Meclis’e milletvekili olarak gireceğim öne süren Gül, “Türk milletini enayi ve aptal yerinde koyamazsınız. Cani sürüsünü affetmek istediğinizi açıkça söyleyin ya da burada tövbe edin. Hepinizi son kez uyarıyorum” dedi. 3.5 YIL UYUDUNUZ DYP adına konuşan Mehmet Sağlam ise doğrudan MHP’yi hedef alarak, “3.5 yıl boyunca hükümette Öcalan’ın dosyasını buraya getiremediniz. Ulusal Program’ in altına imza attınız. Yüreğiniz yetmedi.

3.5 yıl uyudunuz. Şimdi seçim var diye APO’nun ipine sarılıyorsunuz” dedi. AKP’li Mehmet Ali Şahin ise Öcalan ile ilgili tedbir kararı olduğunu söyleyen MHP Tilere, “Semdin Sakık ve 34 teröristin idam dosyaları Adalet Komisyonu’nda bekliyordu, niye onları indirmediniz? Siz bir deriden iki çarık çıkarmaya çalışıyorsunuz. Apo derisinden 1999 seçimlerinde bir çarık çıkardınız. Artık ikinci çarık çıkartamazsınız” dedi. Şahin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin idam cezasını uygulamayacaklarına ilişkin Hürriyet’e verdiği demeci örnek gösterince, MHP’lilerin söyleyeceği söz kalmadı. BAKANA İTİRAZLAR Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün madde üzerinde konuşma girişimi, MHP’lilerin tepkisine neden oldu. BÜYÜK OYUN 15 MHP’li İsmail Köse, bakanın kendi siyasi partisine ait görüşünü bakan sıfatıyla açıklayamayacağını söyledi. Köse’nin itirazı üzerine oturumu yöneten Murat Sökmenoğlu, oturuma ara verdi. Bu karar tepki çekince Sökmenoğlu, geçen yıl MHP’li Cahit Tekelioğlu’nun yıımruğuyla kalp krizi geçirip ölen DYP’li Mehmet Fezzi Şıhanlıoğlu’nu kastederek “Burada şehit verdik, oturumu gcrginleştirmemek için böyle yapıyorum” dedi. Konuşmak için kürsüde bekleyen Türk, yerine oturmak zorunda kaldı. Çalışmaya ara verildiğinde Sökmenoğlu, Türk ve Yılmaz bir süre görüştüler. Oturum açıldığında Türk konuşma isteminden vazgeçti. SİYASİ TRAVESTİ TARTIŞMASI Görüşmeler sırasında DYP Ti Agah Oktay Güner, MHP’lilere, “Eğer siz vatanperver olsaydınız, IMF’yle ikinci niyet mektubunu imzalamazdınız” dedi.

MHP’li Nafiz Okumuş ise DYP Lideri Çiller’in siyaset sahnesine çıktığından beri malvarlığı ile sürekli frikikler verdiğini söyledi. Okumuş, “Yıllarca milletin Anadolu yollarında alınterini istismar edip, burada tersine davranmak, siyasetin travestisi haline gelmek yok” dedi. Bu sözler, Genel Kurul salonunu karıştırdı. TBMM, AB’ye uyum paketinin ilk maddesi olan idam cezalarının kaldırılması yolunda tarihi bir adım attı. Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP ile Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP’nin muhalefetine karşın “savaş ve yakın savaş dışında idamın kaldırılması” kabul edildi. TBMM, 1984’ten beri uygulanmayan idam cezasının kâğıt üzerinde de kaldırılması için tarihi karar aldı. 411 milletvekilinin katıldığı idam oylamasına 253 kabul oyu kullanılırken, retçiler 152’de kaldı. 1 çekimser, 5 mükerrer oyun çıktığı oylamada MHP dışında ret cephesine, ağırlığı AKP’den olmak üzere 38 oy daha geldi. AFFEDİLMEYECEK MÜEBBET Yasayla, askeri ceza yasası dışındaki idam cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilecek. Terör suçlarından bu cezayı alanlar hiçbir şekilde af, şartla salıverme ve infaz hükümlerindn yararlanamayacak, ömür boyunca hapiste 16 HAKANTÜRK kalacak. Hücre cezası alanların haklarında kısıtlamalara gidilecek. Meclis’te bekleyen 32 dosyada, Semdin Sakık’ın da aralarında bulunduğu 86 kişi hakkındaki idam kararı da müebbet hapse dönüşecek. Meclis’teki tarihi görüşmelerden satırbaşları şöyle: Mehmet Gül (MHP): “İktidar olarak tükürdüğümüzü yalıyoruz. Gözyaşlarını ekmeğine katık eden şehit aileleri alacağınız kararı bekliyor. Dışarda başka, içerde başka konuşmayacaksın.

Birkaç yıl sonra Abdullah Ocalan belki aramızda milletvekili olacak. Türk milletini aptal, enayi yerine koymayın. 30 bin insanı şehit eden caniyi affedeceğinizi açıklayın, rol yapmayın. Tövbe kapısı kapanmadı, tövbe edin, ret oyu verin. Şehitler sizden dua değil, oy bekliyor.” Dedi… KELLESİNE KURBAN KESTİLER Avrupa Birliği yolunda idam cezasının kaldırılması ile birlikte teröristbaşı Abdullah Ocalan’in kızkardeşi Fatma Ocalan küstahça açıklamalar yaptı. Ocalan, “Bugün idam kaldırıldı, yarın da af çıkar.” Diyerek, kardeşi Apo’nun siyasete bile atılacağını söyledi… Fatma Ocalan, idamın kaldırılmasında yalnız kardeşi için değil bütün herkes için sevinçli olduğunu belirterek, “Tek onun için değil idamlı olan bir çok tutuklu için sevinçliyiz. Hepsi bizim kardeşimizdir. idamın insanlara verilmesi ayıptır, idamın kalkmasından umutluyduk” diye konuştu. Adana’nm Merkez İlçe Yüreğir’e bağlı Yakapmar Beldesi’nde oturan terör örgütü elebaşı Ocalan’in ablası Havva Keser tarafından kurban kestirildi. Kurban kesimine terör örgütü elebaşı Öcalan’ın kardeşi Mehmet Ocalan’in yanı sıra HADEP Adana İl Başkanı Osman Fatih Şanlı ile Keser’in komşuları katıldı. HADEP Adana İl Başkanı Şanlı, burada yaptığı açıklamada, TBMM’de, Türkiye’de ihtiyaç olan ve toplumsal barışa katkı yapan tarihi bir karar alındığını söyledi. Şanlı, bu karara imza atan siyasi partilerin de, Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açtıklarını kaydetti.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir