İstanbul Haliç’inden hareket- Köprüden geçişte kazanların patlayışı- Marmara’da fırtına- Lapseki’ye varı – Zırhlı Hamidiye Firkateyni’nin bazı halleri. Bin üç yüz on üç yılı [1897] Mart’ının altıncı cumartesi günü akşamı saat onu çeyrek geçe Mesudiye, Hamidiye, Osmaniye ve Aziziye firkateyn ve Necm-i Şevket korvetleriyle 1 Hezber dubasından ve üç kıta birinci sınıf torpido istimbotundan oluşan Osmanlı Donanması ile İstanbul Haliç’inden halat çözülerek selametle birinci köprü geçildi. İkinci köprüden geçilirken Mesudiye Fırkateyni’nin sekiz kıta kazanından üçü patlamakla büyük ölçüde zorluk çıkardı. Çünkü bir geminin kazanı insan vücudundaki önemli hayat damarlarına benzediğinden öneminin büyüklüğü anlaşılır olup böyle bir tehlike anında olabilecek tehlikeleri savuşturmak için kabul edilen deniz kurallarına göre demir atmak gerekmekte ise de donanmanın denize çıkışını görmek ve alkışlamak için köprülerin üstünde ve kıyılarda ve binaların balkonlarında ve tepelerde birikmiş halkın ve özellikle Osmanlı Donanması’nın çıkışını incelemesi muhtemel olan birçok yabancı büyüklerinin karşısında en gözde bir savaş gemisinin filodan çıkarak demirlemesinin halkın üzülmesine neden olacağı düşüncesiyle kalan kazanlarla denize açılmak zorunda kalınmış ve Sarayburnu dolaşılıp Marmara’ya doğru yol verilmiştir. Bir saat kadar sonra bütün savaş gemileri ve torpido istimbotları Ayastefanos hizalarında Mesudiye Firkateyni’ne kavuştuklarından tarafımdan verilen emir üzerine adı geçen savaş gemileri bir prova hattı oluşturarak Ejder, Şehap ve Kilyum torpido istimbotları da kurala uygun olarak yanlara alınmıştır. Bu esnada geminin güvertesine göz gezdiren biri bulunsaydı ne derecede düzensiz ve rasgele bir surette hareket olunduğunu anlardı. Donanmanın o günkü tayfalarını birkaç gün önce memleketlerinden gelmiş redif 2 askerleri oluşturuyordu, oysa bunlar zırhlı gemilerin seyir ve hareketi üzerindeki görevlerini bilmediklerinden bu görevi yapmakta ağır zorluklar çıktığı gibi Mart ayının mevsimlik hareketlerinden olup gece yarısı şiddetle esmeye başlayan karayel rüzgârı epeyce bir fırtına oluşturduğundan ve buna bir de sağanaklı dolu eklendiğinden torpido istimbotlarını deniz dalgalarından korumak ve sulara dayanarak yollarına devam edebilmek üzere zırhlıların rüzgâr altlarına alınmaları gerekmişti. Fakat fırtına şiddetini ölçüsüz şekilde artırdığı sırada gecenin içinde ve gemilerde de birbirleriyle görüşebilmek için terakkiyât-ı Bahriyeden [teknolojiden] olan mükemmel elektrikli gece işaret fenerlerinden sarfınazar şimdi metrûk sayılan yirmi yıl önceki, içlerine mum dikilmiş işaret fenerleri dahi eksik olduğundan pek çok sıkıntı çekilmiş ve Hizber dubası büsbütün gözden kaybolarak ne olduğu hakkında bilgi alınamamış ise de iki gün sonra dalgaların alıp götürdüğü ve İmralı Adası’nın bankları üzerine düşüp oturduğu haber alınmıştır. Bu acemi efrat ile savaş gemilerinin birlikte seyretmeleri için gereken önemli araçların olmayışı nedeniyle, şiddetli bir fırtınaya karşı Peygamber’in ruhundan gelen yardımın eseri olarak, ertesi gün öğle vakti Gelibolu Burnu görülmüş ve Hamidiye Firkateyni’nin makinasından dabl-botomlara 3 sular hücum ederek harekete engel olması ve Mesudiye’nin patlayan kazanlarının tamirinin gerekmesi nedeniyle Lapseki limanına demir atılmıştır. 1 Denizaltılara karşısilahlandırılan bir çeşit küçük savaş gemisi. 2 Silah altında bulunan askerlerin yedekleri. 3 Double-Bottom. İKİNCİ BAB Lapseki’de kalmamızın nedeni- Lapseki’den hareket etmemizin nedeni- Nâra Limanı’na varış- Askerin temizliği. Lapseki’ye varıldığında hemen Bahriye Nezareti’ne telgrafla bilgi verilerek savaş gemilerinin iç durumları ve efradın temizlik ve düzenleme işlerine girişilerek Hamidiye Firkateyni’nin dablbotomlarındaki suyun boşaltılmasına kadar orada kalındı ve dinlenildi. Hamidiye Firkateyni’nin “sintine” 4 tulumbalarının gücü istenilen derecede olmadığından “dabl botomların” boşaltılmasında çok büyük zorluklarla karşılaşılarak bu hususta el kovalarının kullanılması zorunlu olmuş ve dolayısıyla birkaç gün daha Lapseki’de kalmak durumu olmuş ise de Bahriye Nezareti makamından Nâra Limanı’na doğru hareketimiz hakkında birçok telgraf çekildiğinden mecburi olarak harekete girişilmiş ve Mart’ın onuncu günü sabahın erken saatinde demir alınarak Kal’ayı Sultaniye’nin [Çanakkale] Nâra Limanı’na doğru çarklar harekete geçirilmiş ise de Hamidiye Firkateyni’nin yapımındaki yanlışlıktan dolayı demir alınması iki saat sürdüğünden Lapseki açıklarında beklemek zorunda kalınmış ancak öğle vakti Nâra Limanı’na varılabilmiştir. Hamidiye Firkateyni Lapseki’den Nâra Limanı’na kadar olan on sekiz millik yolda bile donanmadan geri kaldığına göre bir fen heyeti tarafından dabl botomlarını dolduran suyun neden ileri geldiğinin incelenmesi ve araştırılması gerekli olduğu için donanma çarkçılarından oluşan bir heyet tarafından gereken araştırma yapılmış ve araştırmanın sonucu olarak gerekli tamirlerin süratle yapılması için gerekli memurların gönderilmesi için Bahriye Nezareti’ne aşağıdaki yazı yollanmıştır: “Zırhlı Hamidiye Firkateyn-i Hümâyun’un dabl botomlarına ve bölme kapaklarına vatırtayt 5 yapılmamış olduğundan makinasında kullanılan sular makina ve kazan önü sintinelerden geçerek dabl botomları tümüyle doldurarak gemiyi sancağa meyl ettirdiği ve boşaltılması için ise makinada basacak bir alet bulunmadığı gibi tulumbaları dahi kullanılamadığıı ve yalnız donkiye bir boru raptedilerek on iki saatte bir kadem su basılabildiği ve bu suya dümen tarafından gelen su ile bölmelerde on altı adet cıvata başından gelen su dahi katıldığı muayene edilerek anlaşılmış ve meydana çıkmış olmakla gereken memurların süratle gönderilmesi hususu Nezâret Makamı’nın oyuna bağlı bulunmakla olbapta. 12 Mart sene 313 [1897]” Hiçbir hakikat Bahriye Nezareti’nin hoşuna gitmediğinden ve bu önemli yazının haber verdiği önemli noksanlar ise İmalat-ı Bahriye’nin bağışlanamayacak ve hoş görülemeyecek yanlışlıklarını ortaya çıkardığından bunlar Nezaretin kızgınlığına neden olmuş ve Hamidiye Firkateyni’nin dubl botomlarına dolmuş olan üç yüz ton suyu dört yüz gemici gece gündüz çalışmak suretiyle kovalarla yirmi günde boşaltabilmiş ve makinadan gelen pis suların ağır kokuları hizmette kullanılan gemicilerin bir haylisinin tifo gibi müthiş hastalıklarla hastalanması sonucunu vermiş ise de yapılan tedaviler ve alınan sağlık önlemleri ile hastalıkların yayılması önlenmiş ve her biri iki yüz kıyye [Okka=1.3 kilo] olmak üzere yüz yirmi fıçı çimento ile aynı miktarda kum karıştırılarak su gelen yerler olabildiğince kapatılabilmiştir. Bundan başka İstanbul’dan beri olan seyir ve hareket sırasında Hamidiye Firkateyni’nin önemli yapım eksikliğinden birkaçı daha keşfolunduğu süvarisinin açıklamalarından anlaşılmıştır. Şöyle ki, bu geminin dümeni istenilen hassaslığa sahip değildi. Bir rüzgâr olduğu zaman gemi daima orsa etmekte yani rüzgârın estiği tarafa kaçmakta olup bunu önlemek için dümeni aksi tarafa kullanmak gerekiyor ise de rüzgâr biraz şiddetle esmeye başlayınca dümen tamamıyla alabandaya basılsa bile yine gemi üzerinde etkisi görülmediğinden orsa yapa yapa doğal olarak yolundan çıkmakta ve geminin kurtuluş aracı olan dümen konusundaki bu önemli eksikliğin ne derecede büyük vahim tehlikelere neden olacağı kuşkusuzdur. Gemi demirini “griva fişka” etmek için yapılmış olan donanım yanlış olduğundan bir limandan demir alınarak hareket edilince demiri griva fişkaya vurabilmek için beş on dakika yeterken saatler sarf edilmek gerekiyordu. Buna örnek olarak top denemesine gidilirken demirin griva frişka ameliyesinin tam on iki saat sürmesi örnek olarak gösterilebilir. Zincir levhaları da teknik olarak gerekli eğilimde yapılmadıklarından demir almakta zorluk çekiliyordu. Feleke [filika] mataforalarının 6 çevrintileri az olduğundan denizde mataforalara asılmak istenilen felekeler yukarı kaldırılırken sefinelerin bordasına [gemilerin yanına] değdiğinden dolayı pek çok zorluklarla karşılaşılmakta ve denizli havalarda felekeleri mataforalara inhisar etmek adeta imkânsız denilecek bir zorluk göstermekte idi. Daha ilerde anlaşılacağı gibi Padişah’ın adını taşıyan bu gemi, utanılacak derecede birçok yapım ve savaş hataları ve bin türlü eksiklikleri olduğu halde gözardı edilerek denize çıkarılmıştır. Lapseki’ye vardığında redif askerlerin seyir ve hareket görevlerindeki bilgisizliği ve deneyimsizliği sonucu olarak Aziziye Firkateyni’nin demiri denize düşmüş olduğundan çıkarmak için adı geçen gemi oraya gönderilmiş ve bir iki gün çalışıldıktan sonra çıkarılabilmiştir. Bundan sonra henüz bir düzene girmemiş ve memleketlerinden yeni geldikleri için bit içinde kalmış olan askerlerin vücut temizlikleri önemle dikkate alınarak bu konuya özen ve dikkat gösterilerek birkaç gün içinde bütün savaş gemilerindeki askerlerin temizlikleri konusu çözülebilmiştir.

Hasan Rami Pasa – Hatirat
PDF Kitap İndir |