Henri Lefebvre – Ritimanaliz – Mekan, Zaman ve Gündelik Hayat

Kaybolduk gene. Nerdeydim? Nerdeyim? Çamurlu yol. Araba durdu. Zaman ritimdir; sıcak, nemli bir gecenin böcek ritmi, beynin kıpırtıları, soluk alıp vermek, şakağımdaki davul – bunlar zamanın sadık bekçileridir; ve akıl hummalı tempoyu düzeltir. Vladimir Nabokov, Adaya da Arzu: Bir Aile Tarihçesi1 Ritimanaliz Unsurları* Lefebvre’in yazdığı son kitap oldu, bununla birlikte ancak onun ölümünden sonra, dostu ve meslektaşı Rene Lourau’nun yayınlamasıyla gün yüzüne çıktı.2 Bu kitap Lefebvre’in neden yirminci yüzyılın Marksist düşünürlerinin en önemlilerinden biri olduğunu gösteren bir eserdir; fakat aynı zamanda yaptığı çalış maların -fikirlerden, tasvirlerden ve analizlerden mürekkep zehirli bir karışımdan devşirdiği görüşleri işin içine katmak suretiyle- bu paradigmayı nasıl eleştirdiğini ve onun ötesine geçtiğini de göstermektedir. Lefebvre -biyolojik, psikolojik ve sosyal nitelikteki- ritimlerin analizinde, gündelik hayatın kavranması bağlamında mekân ve zaman anlayışları arasındaki ilişkiyi ortaya koyar. Burada mekân ve zaman meselesi belki de her şeyden önemlidir, zira Lefebvre bu meselelerin neden ayrı ayrı değil birlikte ele alınmasına ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Çalışmalarını takip eden Anglofon okura da bu eser, aynı şekilde, doğrusal-olmayan bir zaman ve tarih kavrayışının, mekân sorununu herkesin aşina olduğu şekilde yeniden ele alış tarzını nasıl dengelediğini göstermektedir. Lefebvre’in çalışması bu konulan aydınlatmak üzere geniş çapta yapılan tartışmalar baruıdınyor. Müzik, meta, ölçü, medya, siyasal denetim ve şehir konularının hepsi güçlü bir etki yaratacak şekilde ortaya konuluyor. Bu kitap aynı zamanda hem metafizik meseleler hakkındadır hem de gündelik hayatın ince ayrıntılarıyla alakalıdır; hem politik bir kitaptır hem de kültürel çalışmalara bir katkı niteliğindedir. Bu kitapta ele alman temalar üzerinde Lefebvre yıllarca çalışmıştı, özellikle de Nietzsche ve estetik hakkındaki yazılarında bu konulara değinmişti;3 fakat ancak 1980’li yıllarda doğrudan ritim mefhumu üzerine kalem oynattı – önce Gündelik Hayatın Eleştirisi’nin 1981’de yayınlanan üçüncü ve son cildinde,4 sonra Ritimanaliz Unsurları’m önceleyen ortak yazarh iki kısa metinde. Son eşi Catherine Regulier ile birlikte yazdığı “Ritimanalitik Proje” ve “Akdeniz Şehirleri için Bir Ritimanaliz Denemesi” başlıklı bu denemeler bu kitaba dahil edildi, böylelikle Lefebvre’in bu tema hakkındaki yazıları bir araya gelmiş oldu.Genel itibarıyla Lefebvre ritim kavramım alarak onu şuna dönüştürmek ister: “bir bilim[e], yeni bir bilgi alanı[na] (…): ritimlerin analizi[ne], pratik sonuçlarıyla birlikte.


”5 Lefebvre için ritim zaman anlayışından, özellikle de tekrar olgusundan aynştınlamaz. Kasabalarımızın ve şehirlerimizin işleyiş biçiminde, kentsel hayatta ve mekân sathında gerçekleşen hareketlerde bulunur. Aynı şekilde doğal, biyolojik ve toplumsal zaman ölçülerinin veya bedenlerimizin ve toplumun ritimlerinin birbiriyle çakıştığı noktada, ritimlerin analizi gündelik hayat sorunu bakımından müstesna bir kavrayış sağlar. Lefebvre birtakım temaları -şeyleri, nesneleri, kentsel veya kırsal çevredeki hayatı, medyanın rolünü, siyasal denetimi ve terbiye mefhumunu, müziği vd.- ele alır ve bunları ritim mefhumu üzerinden yeniden değerlendirmeye tabi tutar. Beden sorunu, özellikle de kapitalizmde beden sorunu sürekli dönüp dolaşan ve gerçekten merkezi bir konudur. Onun da belirttiği üzere, genel ile özel arasındaki, kavramların soyutlanması ile bedenden başlamak suretiyle dünyeviliğin somut analizi arasındaki itme çekme ilişkisi bu çalışma boyunca devam eder; her ne kadar Lefebvre ilkini takip edip “somuta varmak üzere soyut olanın tam farkındalığı” ile başlasa da.6 Gündelik hayat, zaman ve mekân Armand Ajzenberg’in de belirttiği gibi, Lefebvre ritimanaliz üzerine yazdığı bu kitabı fiilen Gündelik Hayatın Eleştirisinin dördüncü cildi olarak gördü.7 İlk cilt Fransa’nın kurtuluşundan kısa zaman sonra, 1947’de çıktı ve 1958’de uzun bir önsözle yeniden basıldı. İkinci cilt 1961’de, üçüncüsü ise yirmi yıl sonra geldi.8 Lefebvre bu kitaplarda iktisadi ve siyasi analizlerden film ve edebiyat eleştirisine kadar geniş bir alana yayılmış temaları işlemişti. Daha önceden ifade edildiği üzere, işlenen temaların genişliği düşünülünce, bu kitap da bu konuda istisna teşkil etmez. Lefebvre’in ritimler ve tekrar üzerine olan çalışmaları gündelik mefhumunun ikili anlamını kavrayabilmek bakımından yararlıdır. Bu ikili anlam hem İngilizcede hem de Fransızcada söz konusudur. Fransızca le quotidien dünyevi, gündelik, fakat aynı zamanda tekrar eden, her gün olan şey demektir.

Sahiden de ikinci ciltte Lefebvre, otuz yıl öncesinden, ritimanaliz üzerine gelecekte yapacağı bir çalışmanın sözünü vermişti;9 bu söz üçüncü ciltte kısmen ve tümden konuya vakfedilmiş bu çalışmasında nihayet tam olarak yerine getirilmiştir. Fakat ritimanaliz hakkındaki yazılar bunlardan çok daha fazlasıdır. En görünürde bunlar Lefebvre’in hayat boyu sürdürdüğü projelerden bir diğeri olan, mekân ve zamanı farklt bir şekilde düşünmeye, bu ikisini birlikte düşünmeye bizi ikna etme çabasma yönelik bir katkı niteliğindedir. Anglofon dünyada, Lefebvre’in belki Gündelik Hayatın Eleştirisi’nin dışında hiçbir kitabı Mekânın Üretimi’nin yarattığı etkiyi yaratamadı. Burada Lefebvre dünyanın kavramsallaştırılmasından şehirlere ve kırsal çevrelere, oradan da içinde yaşadığımız evlere kadar çeşitli alanlarda mekânın hayatlarımızda oynadığı rol hakkında sorular sorar. Lefebvre’in analizi hem kavramsal -mekânsal pratikler, mekânın temsilleri ve temsil mekânları arasındaki üç-katmanlı ayrım – hem de tarihseldir; ayrıca soyut, mutlak, göreli ve somut mekân tartışmaları da bunlara eşlik eder.10 1 Çağdaş araştırmacdar Lefebvre çalışmalarını kendilerine mal ederken bu tarihsel boyut çoğunlukla göz ardı edilir, ki bu onu ciddi bir şekilde yanlış okumaktır. Bu kitabın sonunda kendisinin de ifade ettiği gibi, ritimlerin analizi, ritimanaliz “mekân üretiminin sunumunu tamamlaya[bilir].”u Her ne kadar Lefebvre Marksizmin zaman boyutuna yönelik, kendisine göre aşırı vurgusunu -ve buna sonucunda mekâna yönelik yetersiz vurguyu- düzeltmekle ilgileniyor olsa da, hem ortodoks Marksizmin içinde hem de dışındayken onun zamanı ve tarihi anlayışını çeşitlendirme yolunda hayatı boyunca süregiden bir mücadele içerisinde bulundu. Lefebvre’in 1920’lerin ortalarında yazdığı en eski yazıları Paris’te bir felsefe öğrencisi grubuyla ya ortak çalışarak veya yakın temas halindeyken yazıldı. Bu grupta daha sonra New York’ta çevirmenlik yapacak olan Norbert Guterman, filozof ve psikolog Georges Politzer, romancı Paul Nizan ve sosyolog Georges Friedmann bulunuyordu.12 Birlikte Marx’ı keşfetmeden önce Philosophies ve L’Esprit dergilerini çıkardılar ve 1920’lerin sonlarında da La Revue marxiste’i kurdular. Lefebvre daha sonraları o dönem hâkim durumdaki Bergson felsefesini sarsmakla uğraştıklarını anlatacaktı.13 Lefebvre “momentler teorisi” adını verdiği şeyi tam olarak bu zamanlar geliştirdiğini ifade edecekti. Lefebvre için momentler mevcut ortodoksilerin sarsılmaya açık olduğu, şeyleri tersyüz etme veya radikal bir şekilde dönüştürme potansiyelinin bulunduğu mühim zamanlardır; kelimenin gerçek anlamıyla kriz momentleridir.

Bergson’un dur&e [süre] kavramındansa Lefebvre anlık şeylerin önemine öncelik veriyordu. Moment mefhumu Batı düşüncesinde eski bir geleneğe dayanır ve en yakın tarihlerde Kierkegaard ve Nietzsche’nin yazılarında yer bulur. Lefebvre için her şeyden önce Nietzsche’nin yazıları önem taşımaktaydı. Nietzsche’nin Böyle Buyurdu Zerdüşt’ünde moment, Augenblick ya da bir göz kırpmalık zaman, geçmiş ile geleceğin birbirine tosladığı bir geçit, ebedi dönüşün bir görüntüsüdür.14 Lefebvre’in kendi hayatında söz konusu olan şeyse çarmıhtaki güneş görüntüsüydü: Pireneler’de yürürken Hıristiyanların haçının güneşin önüne geldiğini görmüştü ve bunun mühim bir dönüm noktası olduğunu düşünmekteydi. Lefebvre’e göre bu manzara ilkgençlik dönemindeki başlıca itkilerinin Hıristiyan kilisesinin kısıtlamalarıyla kontrol altına alınmasını simgeliyordu.15 Ritim ve tempo meselesi Nietzsche’nin deyiş sanatını kavrayışı bakımından da ayrıca önemlidir: “Bir durumu, bir duygusal gerilimi imlerle, bu imlerin tempo’suyla başkalarına bildirmek, budur deyişin anlamı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir