Henri Michel – Faşizmler

Faşizmin ineili’ni 8.l’amak boşunadır. Mein Kamp{ yalnızca Nazizm’in Eski Ahiti’dir. Tarihsel olay -tıpkı Fransız Devrimi’nin “filozoflar” tarafından hazırlanmamış olması gibi- bir dizi kurarncı tarafından hazırlanmamıştır. Faşist “düşünürler” panoakla sayılacak kadar azdır. DoWtısunu söylemek gerekirse, sözcü� kendisi, yani faşizm (1) olayın do�asını tarihsel kılmaktadır: Farklı güçlerin birlikteliği ve bu birlikteliğin hatta onun düşüncesinin bile bir oldubittiden kaynaklanması. Faşist diktatörler ampirik olmuşlardır; “şef’ kitlenin üzerine doWtıuş, icraatı emir olmuş ve sözleri gerçeği açıklamıştır. Öte yandan faşistler her yerde ad vererek gösterdikleri gerçek ya da hayali rakiplerini ihbar ederek ve onlara karşı mücadele ederek ortaya çıkmışlardır; mücadeleleri öncelikle bir karşı çıkış olmuştur. Aynı zamanda, bazı hedefler izlemiş, bir program hazırlamış, az ya da çok tutarlı bir görüş oluşturmuşlardır. Yani ortak bir faşist öz, bir redler ve öneriler kanşımı, üzerine türevlerin aşılandı� karmaşık bir bütünün bir tür “asgari başlangıç”ı olan ortak bir faşist öz bulunmaktadır. Fa,kmin Redleri – Faşizmin a priori ve bütünüyle karşı çıktı�, “aydmlanma felsefesi”nden esinlenen ve Fransız Devrimi’ne siyasal olarak devredilen 19. yüzyılın liberal toplumudur. Faşizm ne in7 sanlann eşit olduğuna, ne de do�al olarak iyi oldukIanna inanır. Descartes, Kant ve Rousseau’yu ve onlarla birlikte bilimcili� ve sürekli gelişme umudunun yaratıcısı pozitivizmi dışlar. Söz konusu toptan mahkum etme bir dizi reddi do�rmaktadu: Baskı gruplannın egemenli� altında olması nedeniyle ulusal çıkan korumayı başaramayan ve “yozlaşmış” olarak kabul edilen demokrasi reddedilmektedir; parlamenter sistem y3lnızca kısır bir oyun, ulusun gerçeklerine yabancı bir laf kalabah­ �dır; partiler ço�culu� salt bölünmeye ve boş tartışmalara neden olmaktadır; siyasal yöneticilerin halk tarafından seçilmesi zararlı bir düştür; Dolayısıyla bireyselcilik, insan haklan, “bireyin onuru” inkar edilmektedir.


Çünkü bireyin hakkı yoktur; bütünleşti� topluluk içinde varlık kazamr, sarmalanmaya, yönetilmeye ihtiyacı vardır; Liberal toplum reddedilmektedir; çünkü özgürlük başıbozukluk şeklinde, başıbozukluk ise grup bütünlügünün zayıflaması yönünde yozlaşmaktadır; grup, bünyesine girmeyi reddedenleri cezalanduma hakkına sahiptir; adaletin amacı bireyi savunmak de�l, ama grup bütünlüğünü tehlikeye atanlan cezalandırarak onu korumaktır; Yaşamsal atılımı bo�an mantık tarafından yönlendirilen davranış biçimi reddedilmektedir; faşizm, entellektüalizm karşıtı bir tepkidir; içgüdünün öc alışıdlT; eylem kültünü yüceltmekte, şiddetin erdemini savunmaktadır. Faşizm, sınıf mücadelesine dayanması ve toplumsal grubun bölünmesine ve zayıflamasına yol açması nedeniyle “Marksist sosyalizm”le de mücadele eder; tarihin geri döndürülmez niteli� şeklindeki Marksist şemaya inanmaz. Aynı şekilde ekonomik özgürlüğü, güçsüzleri ezme imkanını topluluğun aleyhine olarak güçlülere tanıyan ve genellikle 8 yoksul bir ulusun daha zengin bir başkası tarafından egemenlik altına alınmasını gizleyen “laissez faire”i mahkfun eder. Faşizm, komünist ve kapitalist enternasyonallere karşı “ulusal sosyalizm” anlayışı ile karşı çıkma iddiasındadır. Faşizmin Kabulleri – Söz konusu eleştiriler yeni değildir. Faşizm onları yanlızca popülerleştirmiştir; yalnızca bağ’lantılanyla bir miktar özgünlük kazanan olumlamalar ve önerilerle onları antitez olarak tamamlar; böylece eylemler sonucunda hemen hemen tutarlı bir doktrin ortaya çıkmıştır. Faşizm her şeyden önce doruk noktasına varmış bir milliyetçiliktir. Kutsallaştınlmış millet, en yüce değ’erdir. Siyasal, toplumsal ve etnik üçlü bir iç tutarlılık ve milleti bölen ve güçsüzleştiren çelişkilerio ortadan kaldınlması faşizmin çıkan gereğidir. Faşizm, kendisinden önce gelen dönemi reddeder – kendini devrimci olarak ilan eder- ve modellerini milletin değişen derecelerde efsanevi bir geçmişinde -Cermenlik, Latinlik, İspanyolluk, Helenizm, Franklık vb.- arar. Söz konusu altın çağ’da, millet her türlü yabancı unsurdan temizlenmişti; milleti yeniden arındırmak için faşizm, yabancı düşmanı, ırkçı ve son tahlilde antisemitiktir. Böylece, halk, millet ve ırk aynı tarihsel gerçekliği ifade etmektedirler. Faşist milliyetçilik mağ’rur ve haristir; geri çekiirneyi amaçladığı hiçbir sınır yoktur; her zaman için gözden geçirmek istediği bir anlaşma ve geri almayı düşündüğ’ü bir alan vardır; geçmişte, aynı düzeye ulaşmayı amaçladığ’ı bir büyüklük dönemini kolayca bulur. Ordu tarafından desteklenen, eski muhariplere dayanan, sınırdışı edilmiş memleketlilerini toplama peşinde koşan faşizmin sonu doğ’al olarak emperyalizme çıkmaktadır.

Milletler Cemiyeti’nden başlayarak “sızlanan pasifizmi” aşağ’ılar; serüveni, 9 askeri ve mücadeleyi yüceltir; zaferin diktasını görüşmeler yoluyla vanlan sonuçlara tercih eder. Savaşı, karanlık bir sis gibi şimşe� kendisinde banndınr. Milletin yaşamını güvence altına alması ve zenginleşmesi için, Devlet, güçlü ve otoriter olmalıdır. Merkezileşme yerel özellikleri ortadan kaldıracaktır; devlet, bireylerin, meslek gruplannın ya da toplumsal sınıflan n ötesinde kollektif yaran üstün tutacaktır. Kurulacak diktatörlük, kamu esenli� anlayışının yerini alacak bir meşruiyet adına devlet aygıtlarını ve partizan ideolojiyi kımştnacakbr. Devlet bir polis devleti, adalet onun emirlerine ba�­ lı olacaktır; aVukatlann, savcılann, yargıçların işlevleri birleştirilecektir; çünkü suçlu eylemlerinden çok niyetleri ve “politik ahlakı” açısından yargılanacaktır; faşist mahkeme, geçmişte engizisyonun sapkınlar için yaptığına benzer bir biçimde, ulusal pisliklerden annmayı sa�layacaktır. Bu güçlü devlet, Tanrı tarafından gönderilmiş, rehber, milletin kurtancısı, kitlenin içinden kişili�­ nin gücüyle sivrilmiş bir şefte somutlaşır; önerme-. leri yasadır ve aynı zamanda gerçeğin kendisidir. Roma’nın duvarlan “Musollini’nin her zaman haklı” oldu�u ilan ediyor ve Nazi kalabalıkları Führer’­ in “deha”sı karşısında hayranlıklarını haykınyorlardı. Kendini şef kültüne feda etmeyen faşist grup yoktur; zaten führer-prin�ip, Toplumun her düzeyinde, yönetirnde oldu� kadar ekonomide de kendini göstermelidir. Şefle halk arasmda aracı, iletim kayışı tek partidir; parti seçkinleri bir araya getirmeli ve benzersiz bir gençlik hareketi sayesinde yeniden üretimini güvence altına almalıdır. Faşizm tarafından biçimlendirilen Toplum hiyerarşikleştirilmiştir; birileri emreder, di�erleri inanır ve boyun e�er, ama iktilO dar her zaman tepeden gelir. Faşistler rakiplerine karşı ilk mücadelelerini sokakta vermişlerdir; daha sonra “düzen sünnüştür”. Halk, ülke düzeyinde ve mesleki olarak devleti dönüştünneyi amaçlayan organizmalar içinde çevrelenmiştir. Böylece, giderek yeni bir yönetici sınıf ortaya çıkacaktır.

Faşizm, halkın bu ba�rnhlı�m ulusal savunmayla, aynı zamanda da daha adil bir toplum kurma iste�yle açıklamaktadır; komünizrne karşı en iyi silah olarak · kabul edilen Nasyonal Sosyalizm’dir. Sınıf mücadelesini aşmak ve yerine sınıflann işbirli�ni koymak önemlidir. Kollektifleştirme ve proleteryanın ortadan kaldınlması, hele özyönetim kesinlikle söz konusu degildir. Ama, Devle� bir yandan güçlülerin çıkarlannı ortak yasaya tabi kılacak, öte yandan da toplumsal yasalar işçilerin koşullannı düzeltecektir. Genel kural olarak, bu hükümler iktidara gelen faşist partilerce unutulmuş; ama onlann faşist diktatörlüklere dönüşmesine katkıda bulunmuştur. “N asyonal-Sosyalizm “i gerçekleştirmek amacıyla üretim güçleri korporatif bir ekonomi içinde birleştirilmiştir. Faşizm, sanayi toplumunun gerilimlerini aşmayı amaçlar; bu nedenle kuramsal olarak patronlann, işçilerin ve Devlet’in temsilcilerinin eşit bir biçimde yer aldı� ve tüm mesleklerde işbirli� örgenlikleri olan korporasyonlann varlıgı söz konusudur. Örgütlenme, bir yandan Devlet’in ekonomiyi bir oranda üstlenmesine olanak verir, üretimin planlı yönetimini kolaylaştınr ve otarşinin gerçekleşmesini sağlar, öte yandan da yine Devlet iş anlaşmazlıklannda aracı rolü oynar. Gerçekte sendikalann ortadan kaldın1ması ve grevierin yasaklanmasıyla sistem, toplumsal dengesizlig-i mülk sahipleri lehine güvence a1bna alır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. Kitabı daha okumaya başlamadım zaten yorum yapmamın sebebi de kitap değil site sahibine teşekkür etmek kitabı yayınlayan arkadaşa bunca kitabı tek el de birleştiren site sahibine cidden çok teşekkür ediyorum hakkınız ödenmez