dönemin ünlü mutasawıflarmdan ders aldı. Daha sonra onlardan ayrıldı. Fars, Horasan, Maveraünnehr’in muhtelif şehirlerinde dolaştı. Bir ara Hindistan’ a gitti. 296H. Yılında ( 907 M) Mekke··ye geldi. Oradan Basra ve Bağdad’a döndü. Orada etrafında talebeler topladı. Kısa zamanda ünü Bağdad’ın ilmi ve fikri çevrelerinde duyuldu. Muhalifleri onun sihirbazlıkla meşgul olduğunu, sihirbazlıkla insanları yoldan çıkardığını, itikatlarını bozduğunu öne sürdüller ve onu tutuklattılar. Tutuklu iken de faaliyetlerini sürdürüyordu. Karmatilerin lideri Cennabi ile ilişki içindeydi. Bu yüzden hicri 309 yılında mahkemeye sevk edildi. Sonunda idama mahkum edildi. Hicri 309 yılının ilkbaharında ( 26 Mart 922 M. ) idam edilirken de önce çarmıha çekilmiş, sonra cesedi yakılarak külleri Dicle’ye atılmıştır. Hüseyn b. Mansur el- Hallac’ın tutuklanması ve mahkumiyetinin asıl sebebi Karmati propagandacısı olması, hululiyye inancına sahip olarak Allah’ın kendisine hulul ettiği iddiasında bulunması olmuştur. Basra körfezi çevre8 MİKAİL BAYRAM sinde kurulan Şii Karmati devleti lideri Cennabi’nin arkadaşı olarak Bağdad’ta Cennabi lehinde misyonerlik faaliyetleri ile siyasilerin gazabını üstüne çekmiştir. Fakat onu mahkeme eden kadılar (hakimler) ve ilim adamları onun Ö§�retilerinin şer’a ( kanunlara) muhalif olduğu gerekçesi ile idamına hükmetmişlerdir. Hüseyn b. Mansur el- Hallac’ın idam edilmesinden sonra tasavvufi çevreler onun haksız olarak öldürüldü1�ünü, mazlum ve şehit olduğunu, onu idam eden kadıların onun sahip olduğu yüksek fikirlerine akıl erdiremediklerini tddia etmişlerdir. Dolayısıyla bu çevreler Hallac’ın büyük bir kahraman olduğuna hükmetmişlerdir. Dinin toplumsal yapı ve düzeni korumayla ilgili kanun ve kurallarına bağlı olanlar Hallac’ın faaliyet ve öğretilerinin dinin ve toplumun düzenini bozmaya yönelik olduğunu, toplumsal yapıyı, huzur ve güveni korumak adına onun ölüm ile cezalandırılmasının yerinde ve gerekli olduğunu savunmuşlardır. Tasavvufa meyyal sünni çevreler ise, Hallac’ın 9 HÜSEYN B. MANSUR EL-HALLAC manevi sarhoşluk(sekr) halinde şer’a (kanunlara) muhalif sözler söylediğini, fiiller işlediğini, bu yüzden dini sorumluluğu bulunmadığını, fakat toplumun düzen ve güvenini korumakla görevli olan kadıların da onu idam etmekle şer’a uygun bir iş gördüklerini ve isabetli hareket ettiklerini iddia etmişlerdir. Yani Hallac şarhoşluk halinde söylediği söz ve öğretilerinden dolayı dini bir sorumluluğu bulunmadığı bu söz ve fiillerden ötürü idama müstehak olduğunu kabul etmişlerdir. Böylece Hallac’ı ve muhaliflerini dini sorumluluktan beri kılmışlardır. Bu eserin esası, ünlü Hanbeli müctehid Takiyü’d-din Ahmed ibn Teymiye’nin(728/1327) “el- Hallac hel kane sıddikan ev zındikan ” sorusuna cevap olarak yazdığı fetva niteliğindeki risaledir. Bu risalede ibn Teymiye, Hüseyn b. Mansur el- Hallac hakkındaki görüş ve kana.atım temellendirmek ve delillendirmek için onun hakkında taırihi ve dini bilgiler de vermektedir. Bu bakımdan risaleyi tercüme ederken İbn Teymiye’nin iddia ve görüşlerinin ve 10 MİKAİL BAYRAM kendisinden önceki eserlere yaptığı göndermelerin kaynaklan dipnotlar halinde göstermeyi uygun gördük. Böylece bu küçük risalenin daha ılnandırıcı olmasını sağlamaya çalıştık. Ayrıca İbn Teymiye’nin görmediği ve kultınmadığı iki önemli kaynakta Hallac hakkında çok önemli bulduğum bilgilerin de burada yer alması için o eserlerdeki Hallac hakkında verilen bilgileri de tercüme ederek risalenin sonuna ekledik. Bu iki eserden biri ünlü filozof, astronom ve matematikçi Ebu Reyhan ell- Beyıruni’nin ” Asarü’l- bakiye” sidir. Diğeri de Beyruni gibi Gazneliler devri bilgini olan Ebu’l Maali Muhammed Fakih-i Belhi’nin ” Beyanü’l- edyan” adlı eseridir.
İbn Teymiyye – Hüseyn B. Mansur El-Hallac
PDF Kitap İndir |