İbrahim Kaboğlu – Çevre Hakkı

20. yüzyıldan geçmişe dog’ru bakıldığında, hak ve özgürlükler sorunu olarak İnsan Hakları’nın tohumlarının iki bin yıldari daha uzun bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, insan haklarının modern anlaşdış biçimi ve bunun pozitif hukukça metinlerde ifade edilişi, sadece iki yüzyılı biraz aşkın bir dönerne uzanır. Çevre hakkının bir insan hakkı olarak geçmişi ise, iki on yıllık zaman dilimi ile sınırlı. Geleceğe yönelik olarak, insanoğlunun sahip olduğu hakiann en temeli, varolma hakkı tehdit altında bulunduğu sürece çevre hakkının 21. yüzyılın başlıca, hatta en önemli insan hakkından biri olacağı söz götürmez. Toprağa ve suya atılan, atrnosfere yayılan tehlikeli atıkların çeşitliliği ve çokluğu, artan bir kirliliğe yolaçıyor. Bu tehlikelerin, kaynakların aşırı, kapasitesinin üstünde işletilmesi ve peyzajların yıkımıyla birlikte gözönüne alındığında, daha önce verilen zararlarm insan için ve biyosfer bütünü için ağır kayıplara dönüştürdüğü öne sürülebilir. Riskler, yalnız devlet sın�rlarımn ötesine değil, yeryüzü sınırlannın da ötesine geçiyor … Şimdilik şu kadan söylenebilir: insanoğlunun üç binli yıllarda varlığını sürdürebilrnesi, büyük ölçüde çevre hakkının önümüzdeki on yıllarda bir insan hakkı olarak geliştirilmesi v� güvence mekanizmalannın tam olararak gerçekleşmesine bağlı görü7 nüyor. İşte bu çalışma, böyle bir amaca ışık tutmaya yöneJik deneme taslağıdır . Çevre hakkının insan hakları içindeki yeri ve değeri, konunun bir bütün olarak hak ve özgürlükleriri evrim süreci ışığında algılanmasını gerekli kılar. İnsan haklarının dinamik ve ilerlemeci özelliğinin sonucu olan çevre hakkı, genelden özele veya soyuttan somuta yaklaşım biçimi ile ele alınacak. I. İnsan Haklannın Evrimi İnsan haklarının iki yüzyıllık gelişim sürecinde üç dönem ayırdedilebilir.


Tarihsel evrim ışığında bunlar, “insan haklarının üç kuşağı” olarak da adlandınlabilir. Kısaca belirtelim: Birincisi, hak ve özgürlüklerin hukuk belgeleriyle tanınmasıyla başlayan dönemdir. En önemlileri, 1776 Amerikan ve 1789 Fransız Hak Bildirgeleri olup, doğal hukuk ve kutsallık bağlamında bireycilik değer sistemine dayanır. ilke olarak siyasal iktidann ve üçüncü kişilerin müdahale edemediği kişinin özerklik alanında yeralan özgürlüklerden herkes, maddi koşul ve yeteneklerine göre yararlanabilir. · Bu bakımdan soyut veya hukuki özgürlükler olarak da nitelenebilen kişi özgürlükleri ve siyasal haklar kategorisi, insan kişiliğinin korunmasını, ailenin, konutun ve özel yaşam güvencesini, hareket ve dolaşım özgürlüğünü, düşünce ve öğrenim özgürlüğünü, demek ve toplanma özgürlüklerini kapsamına alır. Hukuksal özgürlüklerden ancak be1li kesimlerin yararlanabildiği gerçeği, 19. yüzyılın ikinci yansından itibaren farkediliyor. Herkes için “somut özgürlükler”i yürürlüğe koyma gereği, borçlusu devlet 8 olan, ikinci kuşak insan haklarının tanınması sonucunu doğuruyor. Eşitliğin öne çıkmasıyla özgürlüklerıo toplumsalla�ması (sosyalizasyonu), bir yandan emekçi sınıfların mücadelesinde, öte yandan sosyal devlet kavramında anlam kazanır. Geçen yüzyılın ortasından başlayarak tanınan özellikle toplumsal ve kültürel haklar, 20. yüzyılın başlannda Anaya· salarca (191 7 Meksika, 1919 Alman, 1924 Sovyetler Birliği) düzenlenecektir. Sendika özgürlüğü, grev hakkı, çalışma, dinlenme ve sosyal güvenlik haklan ile yeterli bir yaşam düzeyine sahip olma hakkı, sağlık hakkı, eğitim ve kültür hakkının başlıcaları· nı oluşturduğu ikinci kuşak hakların bir kısmı, “kaynakların elverişliliği” ölçüsünde göreceli özelli· ğe sahip bulunur. Nihayet, Il. Diınya Savaşı’ndan sonra, insan haklannın sadece devletlerin iç sorunu olmayıp, uluslararası topluluk bütününe ilişkin sorun olduğu bilinci doğuyor. Bunu en iyi biçimde 1945’te yürürlüğe konan Birleşmiş Milletler Şartı’nın başlan· gıç bölümü ifade eder: “Biz Birleşmiş , Milletler Halklan, bir insan yaşamında iki kez insanlığa eşi görülmedik acılar yaşatan savaş felaketinden gele· cek kuş�ları korumaya, temel insan hakianna olan inancımızt ilan etmeye … “. 10 Aralık 1948 ta· rihli İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi, 1966’da kabul edilen Kişi Hakları ve Siyasal Haklar Uluslararası Paktı ile İktisadi, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Paktı başta olmak üzere önemli me.

tinler, uluslararasıla�ma yolu ile, yavaş yavaş, hukuki özgürlükleri ve isteme haklannı, hatta kimi zaman yeni haklan aynı zamanda ilan etmeye başlıyor. İşte bu dönem, özellikle sömürgeden çıkan Üçüncü Dünya Devletleri’nin baskısı ile “dayanışma” adı verilen haklan ortaya çıkaracak olan ulus- tararasılaşma çağıdır.1 Teknik ve bilimsel (technoı.­ cientifıque) ileriemelerin tehlikelerine karşı, sadece bugünün insanının değil yannın kuşaklarının da korunması ereğiyle, 1986 yılında dört özgün hak önerilecektir:2 çevre hakkı, banş hakkı, gelişme hakkı ve insanlığın ortak malvarlığına saygı hakkı. Yeni kuşak, ortaya çıkış biçimi ve doğası gereği evrensellik” nitelemesini hak eder. Çevre hakkının içinde yer aldığı “dayanışma haklan” kuşağını doğuran etmenlerin başlıcası, insan haklanibilimsel-teknik gelişme bağlamında ortaya çıkan sorunlardır: nükleer devrimle atom çağına girilmiş; nükleer yayılma ise, insanoğlunun yaşarkalrna sorununu gündeme çıkaracak boyutlar kazanmıştır. İnsaQ çevresini tüketen sınırsız ve de netirnsiz sınai büyüme yanında, kalkınrnakta olan ülkeler ve. bağımsızlığına henüz kavuşmuş azgelişmiş devletlerin karşı karşıya bulunduğu (ağır dış borç yükü gibi) ciddi sorunlar da insan haklan üzerinde yeniden düşünmeyi gerekli kılmıştır. Sonra, II. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda ·gerçek Banş’la gerçek Savaş arasında ortaya çıkan soğuk savaş, iktisadi-psikolojik savaş, banş içinde birlikte yaşama, yurnuşarna gibi ara dururnlar da hak ve özgürlükler alanını etkilernekten geri kalmamıştır. Nihayet, bütün bunlara koşut olarak, biraz önce değinilen ve özellikle Birleşmiş MilJetler Örgütü’nün varlığından kaynaklanan hukuk alanındaki gelişmeler, inInsan haklan açısından uhıslararasılaşma süreci konusunda ayrıntılı bılgi için bkz. J.M. Becet- D.Colard, Les Droits de /’Homme ı- Dimensions nationales et internationales, Economica, Paris 1982, s.

75-120. 2 Bkz. ve krş. D. Rousseau, “Les aroits de l’homme de ıa troısıl}­ me glm�ration”, in Droit Constitutionnel et Droits de /’Homme, Economica, PUA-M., Paris 1987, s. 125-137. 10 san haklarını yeni bir oluşumun eşiğine getirmiştir. Son yanm yüzyılın (ilerleme, değişim, bozulma, tehlike… kavramlanyla özetlenebilecek) olgulan ışığında yapılan çalışma ve öneriler, insan haklan alanında tanık olunan tarihsel evrim sürecinin devamı olarak nitelenebilir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir