Kate McMullan – Ejderha Avcıları 4 – Evlenmek İşteyen Prenses

Wiglaf havuç renkli saçım terli alnından çekti. Sıcak bir bahar günüydü. Koç Plungett su içmeleri için öğrencileri teneffüse çıkarmıştı. Wiglaf ile diğer öğrenciler, şatonun bahçesindeki su kuyusunun kenarında ayakta duruyor, kepçeyi sırayla birbirlerine geçiriyorlardı. Koç kuyunun kenarına dayandı. “Bir sürü ejderha öldürdüm, çocuklar,” dedi. “Ah, evet… ama ilkini asla unutmayacağım. Zaten hiç unutulmaz. Adı Alevnefes idi. Canavarın üflediği alevler öylesine sıcaktı ki miğferimi eritmişlerdi. Tabii saçlarımı da yakmışlardı. O günden sonra patates gibi kel kaldım. Ama bu beni dur9 durmaya yetmedi. Bir erkek gibi kılıcımı çektim! Alevnefes’in sol yanma sapladım. Yoksa… yoksa sağ yanı mıydı?” Koç kahverengi peruğunu düzeltti.


Hatırlamaya çalışırken saçsız kafasını kaşıdı. Wiglaf, Koç’un Alevnefes’i nasıl yendiğini anlatmaya devam etmemesini umuyordu. Çünkü kanlı hikâyeler hep midesini bulandırırdı. “W iglaf!” diye seslendi birisi. Wiglaf döndü. Arkadaşı Angus’un ona doğru koştuğunu gördü. “Mordred Dayı seni hemen ofisine istiyor!” diye bağırdı Angus. Beni mi? Wiglaf kendini işaret etti. “Haydi, evlat,” dedi Koç. “Ev ödevini Torblad’e bırakabilirsin.” “Seni tanımak güzeldi, Wiglaf,” det Torblad. Wiglaf dönüp hızla uzaklaştı. Dersten kurtulduğuna memnundu. Ama Ejderha Avcıları Okulu nun öfkeli müdürü tarafından neden çağrıldığını anlayamıyordu. Mordred, W iglafi hiç sevmezdi.

Bunun nedeni, Wiglafm Gorzil ile Seetha adında iki ejder10 Iıayı şans eseri öldürmesi ve bunun sonucunda Mordred’e hiç ejderha altını getirmemesiydi. Wiglaf, Angus’a yetişti. “Mordred ne istiyor?” diye sordu. İkisi Ejderha Avcıları Okulu’na ev sahipliği yapan şatoya doğru yürüyordu. Angus omuz silkti. “Mordred Dayı bunu söylemedi. Ama öfkeli değildi. Aslında, oldukça şey görünüyordu… neşeli…” “Neşeli mi?” diye haykırdı Wiglaf. Bu yeni bir şeydi, çünkü Mordred asla neşeli olmazdı. Çocuklar Mordred’in odasına kadar koştular. Angus kapıyı vurdu. “Gir!” diye gürledi bir ses. Çocuklar içeri girdiler. Mordred masasında oturmuş, Ortaçağ Sabahı okuyordu. Üzerinde altın ejderha şeklinde düğmeleri olan kadifeden kırmızı bir tunik vardı.

“Ah, W iglaf!” Mordred gazeteyi bir kenara bıraktı. “İşine dönebilirsin, Angus,” diye ekledi, bakışlarını W iglaf tan bir an bile ayırmadan. “Sana yılda yarım kuruşu etrafta aylaklık yapman için ödemiyorum!” 11 “Hayır, Mordred Dayı,” dedi Angus. Müdürün siyah çizmelerini boyama işine döndü. “Ah, Wiglaf!” diye haykırdı Mordred tekrar. “Bugün nasılsın, oğlum? Umarım bir keman kadar formdasmdır.” Keman kadar formda olmak mı? “Şey, evet, efendim, teşekkür ederim,” diye cevap verdi Wiglaf. Ama Mordred’in neden bunu sorduğunu merak ediyordu, çünkü öğrencilerin sağlık durumlarıyla ilgilenmezdi. Umrunda değildi. “Peki ya şu evcil domuzun?” diye sordu Mordred. “Papatya kümeste yaşamaktan memnun mu?” “Çok memnun, efendim,” diye cevap verdi Wiglaf. Mordred’in Papatya’dan haberdar olması şaşırtıcıydı. Sevgili domuzunu Pimvick’teki evinden buraya kadar kendisi getirmişti. Papatya’nin aynı zamanda bir sihirbaz büyüsü etkisinde olduğunu Mordred’in bilip bilmediğini de merak ediyordu. Papatya, Domuz Latincesi konuşabiliyordu.

“Tava, sana yeterince puding veriyor mu?” diye sordu Mordred. 12 “Yeterinden fazla, efendim,” dedi Wiglaf. “Bağışlayın, Mordred Dayı,” dedi Angus, çizmelerden birini kaldırıp göstererek. “Bu sizce yeterince parlak mı?” “Alay mı ediyorsun?” diye kükredi Mordred. “Biraz daha cilala, Angus!” Angus iç çekip işine devam etti. “Şimdi, giysilere gelelim, Wiglaf,” dedi Mordred. “Kız kardeşim Lobelia senin için yeni bir tunik ısmarladı. Bir de pantolon.” “Giysi mi?” dedi Wiglaf. “Ama hiç param yok ki! Yeni giysilerin parasını ödeyemem.” “Endişelenme, oğlum,” dedi Mordred, gülümsemeye devam ederek. “Her şeyi ben ödeyeceğim!” Wiglaf zorlukla yutkundu. Şimdi anlıyordu. Mordred aklını kaybetmişti! Ejderha Avcıları Okulu müdürü, cimriliğiyle ünlü bir adamdı. Eğer mümkünse, tek bir kuruş bile harcamazdı.

Başka biri için ise asla para harcamazdı. Özellikle de Wiglaf için! O sırada kapı vuruldu. “Gir!” dedi Mordred. 13 Kapı ardına kadar açıldı. Erica içeri koştu. Erica, Ejderha Avcıları Okulu’na kaydolabilmek için erkek gibi giyinmişti. Okulda ona herkes Eric diyordu. Onun kız olduğunu ayrıca kraliyet soyundan geldiğini bilen tek öğrenci Wiglaf idi. Aslında bu kız, Kraliçe Barb ile Kral Ken’in biricik kızları Prenses Erica idi. “Efendim!” diye bağırdı Erica. “Hemen gelmelisiniz! Torblad şatonun hendeğine düştü, yüzme de bilmiyor!” “Torblad, ha?” Mordred düşünceli bir tavırla çenesini kaşıdı. “Borcunu ödeyip ödemediğini öğrenmeliyim. Kayıtlarıma bir bakayım.” Deri ciltli eski bir defteri açtı. Kapağında şu yazı vardı:

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir