Kazım Karabekir – Kürt Meselesi

Yavuz Sultan Selim zamanında Kürt Şeyhlerinin, Aşiret Reisierinin ve Mir’lerinin Halifeye biatıyla başlayan Türk-Kürt beraberliği Osmanlının son dönemine kadar iki kardeş kavmin münasebetleri olarak geldi. Osmanlının son dönemi Jön Türklerle başlayan, yükselen Türk milliyetçiliği, zaman zaman Kürtlerin de tepkileriyle karşılaştı. Fakat hu başkaldırılar Cumhuriyetle birlikte milli motifler kazanarak Cumhuriyet kurucularının Türk milliyetçisi tavırlarına karşı tepkiye dönüştü. Egemen ideolojinin inkar politikaları sonucu günümüzde şiddetli bir savaş görünümü alan bu kardeş kavgasında akan kanın durdurulanilmesi için tarihi gerçeklik içerisinde meseleyi ele alıp çözüme yardımcı olabilmek için Kazım Karabekir Paşa’nın hu eserini yayınlamayı uygun gördük Çünkü Karabekir Paşa 1920’1i yıllarda sanki bugünterin habercisi gibi… Paşanın hu eseri, Kürt Meselesi hakkındaki raporları, olaylara hakışı günümüz için tarihi bir belgedir Kazım Karabekir Paşa’nın eserini yayımı hazırlarken epeyce zorluk çektik Bazı bölge isimleri, şahıs isimleri v.b. okumalarda yanlışlıklar olabileceğini de biliyoruz. 8 KiM Meselesi Okuyucularımızdan eğer o isimlerden hatalı okuma varsa ve bunun doğrusunu biliyorlarsa, yeni baskılarda yardımlarını bekliyoruz. Ayrıca kitabın bütünlüğünü sağlamak için Paşa’nın bu eserinde olmamasına rağmen kitabın sonuna ek olarak bazı bölümler ekledik. Bu bölümler Paşa’nın daha önceden yayınlanmış ve yayına hazırlanan bazı eserlerinden bu eserde de olması gerektiğine inandığımız bölümleri ilave ettik. KÜRT MESELESi Bizi parçalayarak yutmak isteyen harici kuvvetler Kürtlük cereyanım da öteden beri yayıyorlardı. Hristiyan unsurlardan maada Araplar, Arnavutlar gibi bu sessiz İslam unsura da Beylik, muhtariyet gibi zehirli haplar yunuruluyordu. Meşrutiyetin ilanından sonra “ademi merkeziyet” diyerek bu gayeye varmak isteyen akılsız harisler türedi. Mütareke ilanından sonra ise “Kürt İstik-lali” fikri büsbütün ateşlendi. Kürtçe gazeteler çıkarıldı, Kürtlerin ıslahı için projeler etrafa yayıldı, kongreler yapıldı, siyasi şahsiyetleri, ordu erkanı bile seçildi. Bu faaliyetler karşısında zamanın hükümederi acaba ne yaptı?: Harbi Umumi’nin son senelerinde hemen bütün Kürtlük mıntıkalarda kumandanlık etmiştim.


1334 (917) de İran hududundan Harput’a kadar Kolordu Kumandanlığı ve Ordu Kumandanlık vekaletiyle bulundum. 1335 (918) başlangıcında dahi Erzincan cephesinde Birinci Kafkas Kolordu Kumandanhğıyla ileri harekana bulundum. Daha Diyarbekir cephesinde iken edindiğim inlibaatımı 11/Kanunsani/334 (ll Ocak 191B)de bir layiha olarak alakadar makamlara gönderdim. Tavsiyemin hülasası şu idi: “Sulhden sonra iyi bir programla Kürtlerle meskCın mıntıkalarda esaslı ıslahata müntehi olamayacak 10 Kürt Meselesi olan icraat felaketli olacaktır.” Harbi Umumi’yi mütareke felaketi takip ettiği için İttihat ve Terakki hükümeti bu havalide bir şey yapamadı. Ben mütareke bidayetinde Erzurum’a gelir gelmez Kürtlük meselesinin yukarıda bildirdiğim müthiş faaliyetiyle karşılaştım. O zaman İstanbul hükümetinin de Kürt İstiklaline taraftar bulunduğunu gönderdiği heyetlerden aniayarak hayretlere düştüm. Hatta Fevzi Paşa Hazretlerinin de bulunduğu bir heyet reisi İlhami Bey bana heyeti muvacehesinde dedi ki: “Şark vilayetleri Ermenistan olacak, Kürtler de kıyam ile muhtariyet isterlerse Kürtlerle meskün mıntıkalar olsun kurtulur.” İstanbul’un bu cahilane ve gafilane zihniyetini düzeltmeye çalıştım. Kendilerine ve bütün Kürtlere şu fikri verdim: “Düşmanlarımız büyük Ermenistan yapmaya çalışıyor. Buralarda ise en ziyade Kürt kardeşlerimiz oturmaktadırlar. Kürt İstikiali diye çalışanlar düşmanlarımızdır. Maksatları Kürtleri bizden ayırdıktan sonra Ermenistan yapmaktır. Kürtleri mahvedeceklerdir. Bunun için Türk ve Kürt kar deşler bu felakete meydan vermeyiniz.

” Kürtlerin ekserisi uslu ve bize pek merbuttur. Bazı şeririerin teşebbüslerine de mani olunduğu görülünce başka yoldan müthiş propagandalar başladı: “Ermenilerle Kürtler kardeştir, birlikte İstiklallerini kurtaracaklar, Şark’ı Türklerden alacaklar.” Ben buna karşı Ermenilerle Kürtler arasında münasebet olmadığını, Kürtlerin Hitit’lerden olduğu yani en eski Türklerden olduğunu, Ermenilerin maksadı Kürtleri aldatarak yurtlarını işgalden sonra hepsini mahvetmek olduğunu anlattım. Ayrıca ınıntıkarn dahilindeki aşiret teşkilatını tensik ve bazı nüfuzlu adamlarını tam maaşla ayrıca istihdam etmek gibi tedbirlerim bir Küı1 Cumhuriyeti tesisi için (Şiro) da ictima ve mukarrerat ittihazı ve İstanbul hükümetinin de Kürt Meselesi ll yardım ve teşvikine mazhar olarak ve hariçten de ayrıca yardımlar görerek yapılan her teşebbüs akim kaldı. Hana Sivas Kongresi esnasında Ferid Paşa hükümetinin talimatı neticesi bir Kürt İstikialine müntehi olacak Elaziz Valisi Ali Galib’in teşebbüsü bile mevzii bir hadise olarak kapatıldı . Şark harekatına ınıntıkamın Kürt aşiretlerini de iştirak eHirdiğimden artık (Ermeni-Kürt) dostluğu ve meselesi de kalmamıştı . Yalnız, Kürtlerin ıslah ve h üsn ü idaresi meselesi pek mühim idi ve bu da artık Ankara h ükümetinin en mühim bir işi olacak idi. Kürtleri bize bağlayan yegane rabıta dini kuvvet idi. Bazı aşiret reisierinin aldıkları yan maaş şayanı ehemmiyet değildi. Çünki harici eller bunun birkaç mislini temin edebiliyordu. Halk şeyhterin önünde diz çöküp havlayacak derecede cahil idi. Ermenistan teşkili hülyası sönünce Kürt İstikiali için çalışmalara tekrar faaliyet verildi. Bu faaliyet Cenub hududlarından geliyordu. 21/Teşrinievvel 337 (21 Ekim 1921) tarihli bir Kürt beyannamesi ile Kürtler İstikiale davet olunuyordu. Beyanname (Bismillah) ile başlıyordu, altındaki mührün ortasında (Küıdistan İstiklal Cemiyeti), etrafında (İnna fetehnaleke fethen mübinen ve na.

sarullah vakti kaıib) ayetleri yazılı idi . 12/Teşrinsani/337 (12 Kasım 1921) tarihli 15 maddeli mevaddı esasiye diye bir beyannarnede dahi her merkezde bir fırka teşkili ve İptidai , Tali ve Ali kırkar mektep açılacağı ve kanunun Kur’an-ı Kerim olacağı bildiriliyordu. Bu malumatı Elcezire cephesi Ankara makamatına vermişti. Kürdistan İstiklalinin hedefinin Ermenistan teşkili olacağı hakikatini lazım gelenlere bilvesile tekrar anlattım. 12 Kürt Meselesi Kürt lstiklali ve sonra da Kürtler üzerine bir Ermenistan tesisiyle Kürtlerin imha veya Ermenileştirilmesi bazı devletlerin müthiş bir programı olduğunu icab edenlere anlattım. Ben gerek Şarktan ve gerekse son zaferi müteakip Ankara’da yapılması lazım gelen esasları Hükümeti milliyemize bildirdim. Kürtlerin harici teşviklerle bizi ızrar edebileceklerini, bunun için acilen lazım gelen tedbirleri anlattım. Hatta 338 0922) senesi Teşrinievvel’inde (Ekim) Bursa’da İsmet Paşa Hazretlerine: “Büyük salahiyel verilirse Şarkın ıslahını deruhte ederim” teklinnde bulundum. Fakat Gazi Hazretlerinin buna taraftar olmadıklarından kendilerine açamamaklığımı bildirdiler. Yapılması lazım gelen işler hakkında 4/Şubat/338 0922), 16/Teşrinisani (Kasım)/338 0922), 26/Nisan/339 0923) ve 4/Haziran/1339 0923) ve 20/Ağustos/1339 0923) da mükerreren ikaz ettim ve layihalar verdim. Şimdiye kadar Kürdistan’ın ıslahı için verilmiş layihaların o havaliyi tanıyan birkaç zattan mürekkep bir komisyonda tedkiki ile esaslı bir program tenibi ve küçük büyük bu programı tatbikle işe başlanması, aksi halde Kürtlerin iğfalata kapılarak büyük zararlar getireceğini tahriren, şifahen ve mükerreren bütün alakadar zatlara anlattım. İstanbul’da herhangi bir irticadan korkmak vehimdir. Kürtlerin bakımı ve oraları için hala bir program bile yapmadınız. Bunu 30/Nisan/340 0924)da Çankaya’da söyledim. Dahiliye Vekili Receb Bey’i de 18/Haziı an/340 (1924)’da ikaz ettim: Dahiliye Vekaletinin hala uyuduğunu söyliyeıek yapılması lazım gelen işleri anlattım.

Ve Kürtlerle uğraşan başka milletierin muazzam neşriyarını gösterdim.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir