Kolektif – Kadim Çin’in Askeri Klasikleri 2

Bir yan-efsane olan Sun Tzu’nun aksine, -sonraki nesiller tarafından Wu-tzu olarak da anılan- W u Ch’ i ünlü bir tarihi şahsiyetti. Hem askeri hem de idari alandaki kahramanlıkları ve başarıları, haklı olarak olağanüstüdür ve ölümünden kısa bir süre sonra ismi kaçınılmaz olarakSun Tzu’yla birlikte anılmaya başlanmıştır. Shih chi’ye göre, ne zaman askeri teori tartışılmaya başlansa, Sun ve Wu mutlaka birlikte anılır ve Ss u-ma Chi’ en’ in ünlü biyografik bölümü de bu bağı kalıcı olarak kutsamaktadır. Wu Ch’ i, içinde pek çok çelişki barındıran, karmaşık bir adamdı ve Shih chi’ deki biyografisi bile onu yeterince tanıtamaz. Davranışları aksini gösterse de, temel Konfüçyüsçü inanışları savunan, oldukça yetenekli biriydi. Hayırseverliği, yönetimin kuruluşunun temeli olarak benimsemiş olmasına karşın karısını öldürdüğü de söylenmektedir. Adak adamak yerine, annesinin yas tutma törenlerini görmezden gelmiştir. Bu, Konfüçyüsçülerin gözünde utanç verici bir kabahattir. Bu törenler, eviada yakışan duyguların ve bunun saygın ifadesinin güvenilirliğini vurgulamaktadır. Büyük bir güce ulaşmasına ve farklılıkların korunup geliştirilmesini teşvik etmesine rağmen, bir başkomutanın sahip olabileceği bütün konforu bir kenara itmiş, her derdi ve zorluğu birlikleriyle birlikte göğüslemiştir. M. Ö. 400 civarında, fırtınalı bir dönemde doğmuştur. Sürekli devam eden savaşlar, Çin’ deki güçlü devlet sayısını yediden bire kadar düşürınüştü. Wu Ch’ i, devletlerin sadece hem askeri dayanıklılıkhem de idari tedbirlerle hayatta kalabileceğini fark etti.


Genç bir adamken, yaklaşık üç yıl boyunca Konfüçyüsçülüğün iki temel disiplini üzerine çalıştı. Daha sonra, yenilikçi bir fikir bulabilmek için seyahatlere çıktı ancak büyük başarılarından sonra bile ayrıcalıklarını önemsedi. Nihayetinde, M. Ö. 361 civarlarında Ch’u’da öldürüldü. Hem askeriyeyi hem de devleti güçlendirmek için uyguladığı katı tedbir9 lerin yarattığı kin ve düşmanlık ortamımn kurbam oldu. Daha sonraki askeri yazılara göre, Wu Ch’ i hiçbir savaşı kaybetmedi ve hiçbir zaman köşeye sıkışmanın utananı yaşamadı. Buna karşın, güçlü devletlerin üstün kuvvetlerine karşı kayda değer bir zaferler dizisine sahiptir. Çin’in ilk büyük generali olduğu konusunda geniş bir mutabakat vardır -bu görüş, T’ ai Kung ve Ssu-ma Jang-chü’yü görmezden gelmektedir- ve Batı Ho bölgesini yönetmek, Yüeh’i (Güney Çin bölgesi) etkisiz hale getirmek, Ch’ i’ ye karşı büyük bir zafer kazanan Lu kuvvetlerine komuta etmek, Ch’ in’ in gittikçe artan gücüne karşı Wei’yle sayısız zafer kazanmak ve Ch’ u yönetimine istikrar getirmek gibi önemli başarılar da sağlamıştır. Bu nedenle, bir ölçüde Wu-tzu’ da bulunan görüş ve yöntemleri sadece kuramsal değil, aym zamanda gerçekliği sınanmış görüş ve yöntemlerdir. Wu-tzu’nun etkileyici idari katkıları, -öncelikle Batı Innağı komutanlığı Hamiliği ve sonrasında Ch’ u başbakarn olarak uyguladığı, özellikle devleti örgütlernek ve düzeni sağlamakla ilgili yenilikçi tedbirleri ve kontrolleri- onun sıklıkla ünlü Legalist Lord Shag’laı arnlmasına yol açmıştır. Hem benimsediği hem de uyguladığı birkaç erdemden biri olan kararlılığına vurgu yapan sayısız hikaye bulunmaktadır. Chan-kuo tse (Intrigues of the Warring States), Han Fei-tzu ve Lü-shih Ch’un-ch’iu2 gibi ölümünden yüzyıllar sonra dahi yazılan eserlerde onunla ilgili bolca hikaye bulunmaktadır. Wu-tzu, sadece Yedi Askeri Klasik’ten biri olmakla kalmaz, aynı zamanda uzun yıllardır Çin askeri düşüncesinin temel taşlarından biri olarak da görülmektedir. Savaş Sanatı’ ndan daha ılımlı olsa da, savaş ve savaş hazırlıklarıyla ilgili tüm konuları ciddiyetle ele alır ve genellikle belli taktiksel koşulların çözümü için uygulanabilir stratejiler sunar.

Yüzyıllar boyunca geleneksel Korıfüçyüsçü alimler -üslup ve hilelerle ilgili klasik önyargılarıyla birlikte- dilindeki göreli sadelik nedeniyle Wu-tzu’yu karalamışlar, gerçekçi politikalarını ve kendini hissettiren gaddarlığını kınarmşlardır.3 Bununla birlikte, metin kolay anlaşılır ve konuya hakim bir metindir. Wu-tzu’nun özü, muhtemelen Wu Ch’ i’ nin kendisi tarafından oluşı o turulmuş, daha sonra kendi anılan ya da oturum kayıtlanna dayanarak talebeleri tarafından geliştirHip yeniden gözden geçirilrniştir. Orijinal versiyonun büyük bölümü kayıptır; kalanlar ise kısa, oldukça sistematik ve kapsamlı çalışmalardır. Metnin önceki versiyonlan en azından M. Ö. dördüncü yüzyıla kadar uzansa da, muhtemelen Han hanedanlığında ortaya çıktıklan varsayılmaktadır. Neyse ki, kimi askeri klasikierin aksine, çok az metinsel sorun barındırmaktadır ve çeşitli baskıları arasında sadece ufak tefek farklar göze çarpmaktadır. Doğal olarak, bazı bölümler tahminen sonradan yazılan eserlerle ortaktır; fakat odak noktası, kavramlar ve gelişme aşaması oldukça farklıdır.4 Wu Ch’ i’ nin yaşamı ve değerleri birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Tarihsel öneminden dolayı Shih chi’ deki biyografisini -M. Ö. 100 civarında yazılmıştır- buraya almak gerekir:5 Wu Ch’ i, Wey’in yerlisidir, askeri operasyanlara bayılırdı.6 Tseng-tzu’yla7 çalıştı ve sonra da Lu hükümdarına hizmet etmeye gitti. Ch’ i devleti Lu’ ya saldırdığında, Lu hükümdan Wu Ch’ i’ yi general olarak atamak istedi fakat Ch’i’den bir kadım kendisine eş8 olarak aldığı için şüpheliydi.

Bunun üzerine, ünlü olmak isteyen Wu Ch’ i, Ch’ i ile bir bağlantısı olmadığını göstermek için karısını öldürdü.9 Lu, sonunda onu general olarak atadı ve o da bu gücü kullanarak Ch’ i’ ye saldırdı ve kuvvetlerini yok etti. Lu’ da Wu Ch’ i’ den nefret eden birisi hükümdara şunları söyledi: “Wu Ch’ i zalim ve şüpheli. Gençken ailesinin bin chin al tım vardı. Resmi bir görev alabilmek için gezip durdu fakat başarılı olamadı ve sonunda da ailesinin kaynaklarını tüketti. Komşuları ona gülünce, otuz kadar komşusunu öldürüp doğu ya, Wey’ in dış duvarlarımn kapılarına gitti. Annesinden ayrılırken kendi kolunu ısırdı [kanadı tabii ki] ve bir yemin etti: ‘Önemli bir bakan oluneaya kadar W ey’ e ayak basmayacağım.’ Daha sonra Tseng-tzu’ya hizmet etmeye gitti. Buraya henüz gelmişti ki annesinin ölüm haberini aldı fakat eve dönmedi. Tseng-tzu [yas törenlerine katılmadığı için10] onu hor gördü ve bütün bağiarım kopardı. “Wu Ch’ i daha sonra Lu’ya gitti ve size hizmet etmek için savaş sanatları çalıştı. Siz, onun amacı konusunda şüpheye düştünüz ve o da general olabilmek için karısım öldürdü. Lu, küçük bir devlet ve eğer savaşta muzaffer biri olarak itibar kazarursa diğer feodal lordlar ona karşı ayaklanacaklardır. Dahası, Lu ve Wey kardeştir ve eğer Wu Ch’i’yi görevlendirirseniz Wey’i bir ll kenara atmış olacaksınız.” Hükümdann Wu Ch’ i hakkındaki şüpheleri arttı ve onu kovdu.

O sıralarda Wu Ch’ i, Wei Markisi Wen’in11 saygın biri olduğunu duydu ve onun sarayında hizmet vermek istedi. Mar ki W en, Li K’ o’yu 12onun hakkında sorguladı: “Ch’ i hırslı ve hovardadır fakat birliklerin görevlendirilmesinde ünlü general Ssu-ma Jang-chü13 bile onun eline su dökemez.” Bunu duyduktan sonra Marki Wen onu general olarak atadı. Wu Ch’ i, Ch’ in’ e yapılan saldırıda [orduya komuta etti], beş kenti ele geçirdi. Bir general olarak Wu Ch’ i, en düşük rütbedeki adamlarla aynı kıyafetleri giydi, aynı yemekleri yedi. Uyurken kendine döşek kurdurmadı, yürüyüşe geçildiğinde atına14 ya da savaş arabasına binmedi. Artan tayınlannı şahsen topladı ve birliklerinin çektiği tüm sıkıntıyı onlarla paylaştı. Askerlerinden birinin ayağı su toplayınca, iltihabı kendi elleriyle akıttı. Askerin annesi bunu duydu ve ağladı. Biri kadına şöyle dedi: “Senin oğlun sadece sıradan bir asker, generali iltihabını kendi elleriyle akıtıyor. Bunda ağlayacak ne var?” Anne şöyle yanıt verdi: “O yüzden ağlamıyorum. Yıllar önce Dük Wu, babasının iltihabını akıtmıştı. Babası da hiç tereddüt etmeden savaşa gitti ve düşmanın ellerinde can verdi. Şimdi Dük Wu oğlumun iltihabını akıtıyor, ben de artık nerede öleceğini bilemiyorum. Bu yüzden ağlıyorum.

”15 Marki Wen, Wu Ch’i’nin orduyu görevlendirmekte başanlı olduğunu, vicdanlı ve eli açık olduğunu ve birliklerine tam bir uyum getirdiğini hissettiği için, Ch’ in ve Han devletlerini uzak tutmak amacıyla onu Batı Irmağı16 komutanlığı Hamiliği’ne atadı. Marki Wen ölünce Wu Ch’ i oğluna Marki Wu’ya hizmet etmeye devam etti. Mar ki Wu, gemiyle Batı Innağı’nı gezdi. Irmağın ortasında geriye döndü ve Wu Ch’i’ye seslendi: “Muhteşem değil mi! Dağlar ve ırmakların büyüklüğü, Wei’nin mücevheri bu işte.” Wu Ch’ i yanıt verdi: “[Gerçek mücevher] Erdem’ de yatar, geniş boğazlarda değil. Daha önceleri, Üç Miao, solda Tungt’ing Gölü’ ne, sağda P’eng-li Gölü’ne sahipti fakat Erdem’ i ve doğruluğu yeşertmedikleri için Yü onlan yok etti. Hsia hanedanlığından Chieh’in olduğu yerde, solda San Irmak ve Chi Irma ğı, sağda T’ ai ve Hua dağlan, güneyde I-ch’üeh tepeleri, kuzeyde ise Yang-ch’ ang yamaçlan bulunuyordu. Fakat yönetimi sırasında hayırsevediği yeşertmediği için T’ ang onu ele geçirdi. Yin hanedanlığı [despotu] Chou’nun solunda Meng-men dağlan, sağında Taihang dağlan, kuzeyinde Ch’ ang dağlan ve güneyinde ise büyük San Irmak vardı. Fakat yönetimi sırasında Erdem’ i yeşertmedi ve Kral Wu onu öldürdü. Bu açıdan bakınca, [devletin mücevheri], boğazların güzelliği değil, Erdem’ dir. Eğer Erdem’ i yeşertmezsen, gemideki bütün adamlar başka bir dev12 lete kaçar.”17 “Harikulade!” dedi Mar ki Wu. Bunun üzerine, Wu Ch’ i’ yi Bah Innağı komutanlığı Hamisi olarak atadı ve itibarı dev boyutlara ulaşh. Wei daha sonra Bakanlığı kurdu ve göreve T’ien Wen’i atadı.

Wu Ch’ i mutsuzdu ve T’ien Wen’ e şunları söyledi: “Lütfen, meziyetleri ve başarıları tarhşahilir miyiz?” T’ien Wen de aynı fikirdeydi. Wu Ch’ i sordu: “Üç Ordu’ya kim daha iyi komuta ediyor, subay ve askerlerin savaşta seve seve ölmelerini ve düşman devletlerin bize karşı hiçbir faaliyette bulunmamalarını kim sağlıyor -sen mi ben mi?.” “Senin kadar yetenekli değilim,” diye yanıtladı T’ ien Wen. O zaman Wu Ch’ i şunu sordu: “Bürokrasiyi idare ehnekte, halkın desteğini kazanmakta ve dükkanlar ile limanların doldurulmasında kim daha iyi, sen mi ben mi?” T’ien Wen yanıtladı: “Senin kadar iyi değilim.” “Bah ırmağı komutanlığı Hamisi olarak, Ch’ in birlikleri doğu bölgelerinde köyler kurmaya cüret edemiyor, Han ve Chao, misafirlermiş gibi itaatkar davranıyor, kim daha iyi?” T’ien Wen: “Sen daha iyisin.” Wu Ch’ i devam etti: “Bu üç meselede de benden kötüsün ancak benden daha üst bir makarndasın. Neden?” T’ien Wen yanıtladı: “Hükümdar genç, devlet kuşkulu, büyük bakanlar henüz destek veremiyor, sıradan halk18 ise [yönetime] güvenmiyor. Bu koşullar alhnda, görev sana rm düşer bana mı?” Uzun bir süre sessiz kalan Ch’ i şöyle devam etti: “Sana düşer. Bu yüzden senin üzerindeyim.” Wu Chi, arhk T’ien Wen kadar iyi olmadığını biliyordu. T’ien Wen öldükten sonra Kung Shu Bakan oldu. Wei prenseslerinden biri ile evlendi ve Wu Ch’ i’ ye zarar vermek [istedi]. Kung Shu’nun uşağı ona şöyle dedi: “Wu Ch’ i’ den kurtulmak kolay.” Kung Shu, nasıl olacağını sordu ve uşağı da şöyle yanıtladı: “Wu Ch’ i sıkıntılı, dürüst ve ün peşinde. Öncelikle Marki Wu ile konuşmalı ve şöyle demelisiniz: ‘Wu Ch’ i, devletiniz küçükken saygın biriydi.

Ayrıca, bereketli fakat güçlü Ch’ in devletine sınır bir bölgeniz var. Bu yüzden, Wu Ch’i’nin sadık kalmayacağından korkuyorum.’ Marki de şöyle soracak: “Ne yapmalıyız,” ve siz de şöyle yanıt vermelisiniz: ‘Bir prensesle [ evlenmesinil isteyerek onu sınayın. Eğer Ch’ i kalmaya niyetliyse tabii ki onu kabul edecektir ancak değilse mutlaka reddeder. Böylece niyetini anlarsınız.’ Daha sonra Wu Ch’i ile görüşmeli ve onunla geri dönmelisiniz. Aynı zamanda prensesi kızdırın ki size karşı kibirli davransın. Wu Ch’ i prensesin sizi hor gördüğünü anladığıncia kesinlikle onu kabul ehneyecektir.” Bunun üzerine, Wu Ch’ i prensesin Wei Bakanı’na aşağılayıcı bir şekilde davrandığını gördüğünde, gerçekten de Marki Wu’nun teklifini geri çevirdi. Marki Wu’nun şüpheleri arttı ve bundan sonra ona güvenmedi. Wu Ch’ i, suçlanınaktan korktuğu için hemen oradan ayrıldı ve Ch’ u devletine gitti. Ch’ u Kralı Tao, daha önceden Wu Ch’ i’ nin Saygın biri olduğunu duymuşhı 13 ve geldiğinde onu hemen Bakan olarak atadı. Wu Ch’ i kanunlan sadeleştirdi, talimatnameleri inceledi, önemsiz kurumlan ayıkladı ve uzaktaki kraliyet akrabalarını, savaşan adamları beslemeleri ve desteklemeleri için dağıttı. Orduyu güçlendirmeye ve yatay ile dikey ittifakların çok ses çıkaran taraftarlarını ortadan kaldırmaya ağırlık verdi.19 Güneyde, Pai Yüeh’i etkisiz hale getirdi.

Kuzeyde, Ch’ en ve Ts’ ai’ yi ele geçirdi ve Üç Chin’i geri çekilmeye zorladı. Batıda, Ch’in’e [başarılı] saldırılar düzenledi. Diğer feodal lordlar Ch’ u’ nun artan kuvvetinden çekindiler ve kraliyet ailesinin diğer mensupları ona zarar vermek istediler. Kral Tao öldüğünde imparatorlukla akraba olanlar ve bakanlar ayaklandı ve Wu Ch’ in’ e saldırdılar. Kral’ ın cesedine koşhı ve altına saklandı. Suikastçiler oklarını fırlattığında, onu vururlarken aynı zamanda Kral Tao’yu da vuruyorlardı. Kral Tao gömülüp prens tahta geçince, Adalet Bakanı’ na emir vererek Wu Ch’ i’ ye ve dolayısıyla kralın cesedine ok atanların hepsini infaz etme emri verdi. Böylece yargılanıp infaz edilenlerin ve aileleri dahi ortadan kaldırılanların sayısı yetmişten fazlaydı.20 Büyük Tarihçi şöyle demektedir: “Ordular ve alaylar söz konusu olduğunda, her zaman Sun Tzu’nun on üç bölümünden ve Wu Ch’ i’ nin stratejisinden bahsehnek günümüzün alışkanlığıdır. Bu günlerde pek çok [insanda] bunlar vardır. Bu nedenle, bunları ele almadım fakat hareketlerinin neleri etkilediğini ve yarattığını konu edindim. Bilinen bir deyiş vardır: ‘Bir harekete girişen durmaksızın onun hakkında konuşamaz; bir şey hakkında konuşan kişi de durmaksızın onu uygulayamaz.’ Sun Bin’ in P’ ang Chüan’ a karşı geliştirdiği stratejiler aydınlatılmıştı fakat bu onu ağır fiziksel cezaların acısını çekme talihsizliğinden kurtaramadı.21 Wu Ch’ i, Marki Wen’i, gücün yapılandırınasının stratejik avantajlarının [arazilerin zengirıliğiyle birlikte ele alınır], Erdem kadar iyi olmadığına ikna etmeye [çalıştı]. Bununla birlikte, Ch’ u’ da yaptıklan, katı bir zalim olması ve hayırsever likten uzaklaşması, hayatına mal oldu.

Trajik değil mi!” Ölümü sırasında bile Wu Ch’ i başarılı bir strateji uygulamayı başardı ve öcünü aldı. Düşmanlarının onu öldürmeye çalıştıklarında kralın cesedini de yaralayacaklarını ve bunun sonucunda infaz edileceklerini biliyordu. Wu Ch’i’n’in karısını öldürmesi gibi zararlı materyallerin de eklenmesiyle sıkıntıya düşen Chauncey Goodrich gibi çağdaş otoriter, biyografiyi bütün ayrıntılarıyla çalışmış ve kınayıcı ma teryallerin muh14 temelen Büyük Tarihçi’ de de olmasına karşın, bunun birbirinden farklı şeylerin bir karışımı olduğu sonucuna varmışlardır.22 Görüşler, Wu Ch’ i’ nin tüm tarihsel başarıları ile biyografik kayıtlarda rastlanan romantik güzellemeler, kronolojik hatalar ve şüpheler arasında bölünmüş durumdadır. Bununla birlikte, ölümünü takibeden iki yüzyıl içinde yazılan eserlerde Wu-tzu’ya sayısız gönderme olması, Wu Ch’ i’ nin sayısız alanda çalıştığıru ve oldukça etkili bir stratejist ve komutan olduğunu ortaya koymaktadır. Bu eserlerde rastlanan hikayelerin ve anekclatların kısa bir değerlendirmesini yapmak gerekirse, bunlar sadece Wu Ch’ i ve karakteri hakkında bilgi sunmakla kalmamakta aynı zamanda onun adıyla bağlantılandırılan önemli ilkeleri hayatı boyunca uyguladığım da göstermektedir. Wu Ch’ i, Lord Shang’la birlikte amlmakta, kanunların rolü ve devleti güçlendirmek için yönetim politikalarımn gözden geçirilmesini vurgulamasıyla kendisine (birinin ancak tüm sarnilniyetiyle sözüne sadık kalmasıyla sağlanabilecek) olağanüstü bir güvenilirlik atfedilmektedir. Han Fei-tzu’da geçen bir anekdot, Han Fei-tzu’nun yorumlarıyla devam etmekte ve bu üstün bağlılığı gözler önüne sermektedir: Wu Ch’ i dışarı çıktı ve eski bir arkadaşıyla karşılaştı. Onu durdurdu ve kendisiyle bir yemek yemesi için davet etti. Arkadaşı yanıtladı: “Olur. Kısa süre sonra geleceğim ve yemek yiyeceğiz.” Wu-Ch’i: “Yemek için seni bekleyeceğim.” Gece oldu, arkadaşı gelmedi fakat Wu Ch’ i yemek yemeden onu bekledi. Ertesi sabah erkenden arkadaşına bakması için birini gönderdi ve arkadaşı gelene kadar yemek yemedi. [Han Fei-tzu’nun yorumu:] Küçük inanç göstergeleri sergilendiğinde büyük kader gerçekleşir.

Bu nedenle, bilge hükümdar iyi inancı biriktirir. Cezalar ve ödüller güvenilir olmadığında, yasaklar ve emirler etkili olmaz. Açıklama, Dük W en’ in Y üan’ a saldırması ve Chi Cheng’ i açlıktan kurtarınasında yatmaktadır. Bu nedenle, Wu Ch’i yemek için arkadaşını beklemiştir.23 Han Fei-tzu’nun Wu Ch’i’yi anlattığı diğer bir olay da, güvenilirliğini korumak adına ufacık bir hatasında karısını (Shih chi biyografisinde bahsedildiği gibi öldürmek değil) boşamasıdır. Kayınbiraderi, bunu kanunlara şevkle bağlı olmasıyla açıklamaktadır:

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir