Bu kitaba talep ilk basımının yapıldığı 1967 yılından beri hiç eksilmeden devam ettiği için 1979’da ikinci, 1991’de üçüncü baskısı yapıldı. Yayımlanan eserlerde bu kitaba göndermelerin sayısındaki artışa bakılırsa, kitabın bu büyüleyici psikiyatrik sendromlara ilişkin bir bilgi kaynağı olarak gittikçe daha çok değer kazandığı anlaşılabilir. Kısa süre önce Japonca çevirisinin ikinci baskısı yapıldı. Bir gözlemci, bu kitabın bütün psikiyatrlar, psikologlar, psikiyatri hemşireleri, sosyal çalışmacılar ve akıl sağlığı alanındaki tüm çalışanlar için temel bir okuma haline geldiğini belirtti. Asla sansasyonel bir açlığı doyurması amaçlanmamış olmasına karşın, son 20 yılda giderek daha geniş bir okur kitlesine ulaştı. Hemşire Allitt gibi olguların çıkışı ve Münchausen sendromu ve vekaleten Münchausen’ a duyulan ilgideki artış; O. J. Simpson davası ve bunun üzerine yazılan West End oyunu ‘OJ-Otello’, tacizcilere (özellikle ünlülerin peşindeki tacizcilere) duyulan büyük ilgi, birçok gazeteci ve televizyon programcısını, bu davranışlar üzerine makaleler yazar veya programlar yaparken bu kitabı yetkili bir bilgi kaynağı olarak kullanmaya ve geniş alıntılar yapmaya yöneltti. Otello sendromu, adını aldığı ve Royal Shakespeare Company tarafından bir kez daha sergilenen oyunun programında yer almaktadır. lan McEwan da çok satan romanı Sonsuz Aşk (Enduring Love) adlı romanının ana fikrini ilginç Psikiyatrik Sendromlar 9 10 de Clerambault sendromu üzerine yazdığımız bölümden aldığını söyleyerek bize teşekkür eder. Ayrıca radyo programlarında, TV programlarında, filmlerde ve kaynak verilmemiş basılı eserlerde kitaptan alıntılar yapıldığını duyuyoruz. Bütün bunlar, kitap hakkında ‘klasikler arasına girecek’ diyen John Pollitt’in kehanetinin gerçekleştiği anlamına geliyor olabilir. Dördüncü baskı için bütün bölümler kapsamlı biçimde yeniden yazıldı. Sendromların temel verileri korunurken, özellikle psikopatoloji ve etiyolojiye ilişkin yeni malzemelerin bir derlemesine de yer verildi. Durumların çoğu için organik ve psikolojik etiyolojiler arasında sürüp giden ilginç çatışmayı da ele aldık. Nöroanatomi, nöropsikoloji ve nöroradyoloji disiplinlerinden doğan muazzam miktardaki yeni malzemeden söz ettikten sonra, tüm bu incelikli çalışma gereçlerinin kesin bir serebral lezyon ortaya koyamadığına da dikkat çektik. Bu bizi, sendromların psikodinamiği ve psikopatolojisinin -artık pek moda olmasa da- hala önemli olduğunu kabullenmeye itti. Yalnızca ilk elden deneyimimiz olan bozuklukları bildirme şeklindeki politikamızı devam ettirdik, ama bazılarının ilk başta sandığımızdan daha sık olduğunu da kabul ettik. Bölümlerin biçiminde temel bir değişiklik yaparak, okumayı kolaylaştıracak şekilde önemli noktaların altının çizildiği alt bölümlere ayırdık. Bununla birlikte kitap ilk baştaki yazılma amacını koruyor: Sadece psikiyatrinin daha gizil yönleriyle uğraşan bir eser olmakla kalmayıp, temelde bir klinik psikopatoloji başvuru kitabı olmak. Diğer önemli bir değişiklik de yazarlarda oldu. Otuz yıllık dostum ve bu kitabın ikinci yazarı Prof. Sir William Trethowan ne yazık ki 15 Aralık 1996’da vefat etti. William Trethowan daha önceki baskılara büyük katkılarDördüncü Baskıya Ônsöz da bulunmuştu, ancak hem son baskının üzerinden on yıl geçtiği için, hem de kitabın bu baskısının hazırlanmasında rolü olmadığından ilk sayfaya adı konmadı. Bu, elinizdeki baskıda onun birçok görüşüne artık yer verilmediği anlamına gelmiyor. Bununla birlikte, onun görüşlerinden bazıları, hayatta olsaydı onun da onaylayacağını umarak, büyük oranda düzeltildi. Bu baskıyı onun anısına armağan ediyoruz. Bu üçüncü baskının hazırlanmasında bize yardımcı olan Dr. Hadrian Ball’ın ilk sayfada ikinci yazar olarak yer alması beni memnun etti. Sekreterlerimiz Angela Royle ve Tracey Lovell’ a yardımları için teşekkür ediyoruz. Ayrıca Georgina Bentliff ve Amold’un verdikleri büyük cesaret ve yardıma da minnettarız. M. David Enoch ilginç Psikiyatrik Sendromlar 11 Birinci Baskıya Önsöz Okuyucu bu kitapta tanımlanan sendromların hangi gerekçelerle seçildiklerini merak edebilir. İlki, bu sendromlardan çeşitli dergilerde söz edilmiş olsa da, bütünde standart psikiyatrik başvuru kitaplarında özellikle ele alınmamış ve birçoğunda adları bile geçmemiştir. Bunun nedeni bazılarının çok ender görülüyor olmasıdır. Sözgelimi Capgras sendromu son derece nadirdir; Canser ve Gilles de la Tourette sendromları çok seyrek görülür. Buna karşın, Couvade sendromu, daha ufak belirtileri hesaba kahldığında, . çok sık görülür; ayrıca büyük olasılıkla, semptomların görece hafif ve geçici doğası yüzünden en az o kadarı da gözden kaçmaktadır. Daha şiddetli ve yetiyitimine yol açan semptomlarla giden daha ağır vakalar çok daha seyrektir. Otello sendromu genellikle sanılandan daha sıkhr. De Clerambault sendromu (‘saf’ erotomani), oldukça sık görülmekle birlikte, güncel çalışmalarda görece az dikkat çeker, oysa on dokuzuncu yüzyıl psikiyatri yazarlarının çeşitli biçimleriyle erotomaniyi kapsamlı biçimde ele almış olduklarını gözlemlemek ilginçtir. Münchausen sendromu da dahil, yedi sendromun hepsi de, mutlaka çok ender olmasalar da, ilginç veya bir şekilde sıra dışı oldukları için ‘az rastlanır’ sayılabilir. Elbette burada ele alınanlara benzer daha birçok durum seçilebilirdi. Sayı, kitabın hacmi sınırlı olması gerektiği için sınırlı tutulmuştur. İçeriğin seçimini belirleyen en önemİlginç Psikiyatrik Sendromlar 13 14 li neden, yazarlardan bir veya daha fazlasının bu konuda özel bir çalışma yapmış ve tanımlanan bozuklukların her biri için birinci elden kayda değer deneyim sahibi olmuş olmasıdır. Örnek olarak sunulan olgu öykülerinin çoğu yepyenidir; yalnızca birkaçı daha önce yazarların kendileri tarafından yayımlanan makalelerde sunulmuştur. Tanımlanan yedi sendromdan üçü (Capgras sendromu ‘ Otello sendromu ve de Clerambault sendromu) hepsi de paranoid durumların varyantları olmaları açısından benzerdir. Psikotik kıskançlıkla erotomaninin paranoid biçimi arasındaki ilişki özellikle yakındır. Diğerleri ‘nevrotik bozukluklar veya kişilik bozuklukları’ başlığı altında sınıflandırılabilecek daha heterojen bir grup oluştururlar. Canser sendromu, zaman zaman psikotik bir durum olduğu yanılgısına düşülse de, histerik bir yalancı-psikozdur. Gilles de la Tourette sendromu iyi anlaşılamamış bir obsesifkompulsif bozukluk tablosudur ve bazı olgularda organik zemini olabilir. Couvade sendromu temelde diğer zamanlarda, ‘normal’ sayılan kişilerde ortaya çıkan bir psikosomatik tepki olmasıyla diğerlerinden biraz ayrılır. Bununla birlikte, nevrotik kişilerde çıkma eğilimi daha fazladır ve zaman zaman şizofreni veya diğer psikotik hastalığa patolojik yapılı bir renk katar. Münchausen sendromu, histerik psikopatlarda bulunan bir tür ‘eyleme vurma’nın çarpıcı bir örneğidir. Her sendromun sunumunu tutarlı bir örüntü içinde yapmaya gayret ettik. Yeri geldiğinde, tarihçede konuyla bağlantılı edebiyat veya tiyatro eserlerinden örneklere göndermeler yaptık. Bunu yerimizin izin verdiği ölçüde bilimsel yazının kapsamlı bir derlemesi izledi. Olanaklı olan her yerde özgün kaynaklara gönderme yaparak olabildiğince eskilere uzandık. Bundan sonra aydınlatıcı olgu Birinci Baskıya ônsöz öyküleri verildi, ardından da her sendromun ana özelliklerinin toplu klinik tanımları yapıldı ve gerektiğinde ayırıcı tanılar tartışıldı. Bunları psikopatoloji üzerine bir bölüm izledi. Burada amaçlanan, nedensellik ve içerik üzerine hem fenomenolojik hem de psikodinamik kuramları ele alan bütüncül bir yaklaşımı korumaktı. Çoğu kez tedavi ve prognoz üzerine kısa notlar yazıldı. Olağandışı psikiyatrik sendromlardan oluşan bu küçük koleksiyonun bir tür gizil alıştırma olarak kalmayacağını, psikiyatrik nozolojinin şu an içinde bulunduğu kaotik durum üzerine yeni açılımlar getireceğini umuyoruz. Sir Harold Himsworth’un (1949, Lancet, 1, 465) bir zamanlar dediği gibi: Bugün, hastalık birimleri olarak ‘antiteler’ yerine sendromların geçmesiyle tıbbi düşüncede bir özgürleşmeye tanık oluyoruz. Hastalık antitesi, herhangi bir hastalığın özgül bir nedeni olduğunu, hastalık için bir tür değişmez önkoşul bulunduğunu ima eder. Sendrom ise, özgül hastalık etmenlerini değil, bir fizyolojik süreçler zincirini felsefi temel olarak alır. Herhangi bir halkadaki kırılma, beden işlevlerinde aynı bozulmayı ortaya çıkarır. Yani aynı sendrom birçok farklı nedenden doğmuş olabilir. Bu uygulamanın getirdikleriyle tıbbi düşüncenin gözden geçirilmesine henüz yeni yeni başlanıyor. Yukarıdaki alıntıda ‘fizyolojik’ sözünün arkasına ‘ve psikolojik’ sözcüklerini ekler ve daha sonra aynı cümlede ‘bedensel’ işlev yerine ‘ruhsal’ işlevi koyarsak, Himsworth’un söyledikleri pekala fiziksel bozukluklar için olduğu kadar psikiyatrik bozukluklar için de geçerli olacaktır. Psikiyatrik hastalıkları ‘hastalık antiteleri’ olarak görmeye devam İlginç Psikiyatrik Sendromlar 15 16 ehnenin, yuvarlak deliklere kare anahtarlar sokmaya çalışmak anlamına geldiği giderek daha çok anlaşılmaktadır, ki bu düşünce tarzımızda bir kahlık yarathğı gibi, ilerlemeyi de geciktirir.
M. David Enoch, Hadrian N. Ball – İlginç Psikiyatrik Sendromlar
PDF Kitap İndir |