Maurice Tubiana – Kanser

Bugün Fransızlar’ın kaygı duyduklan konular arasında kanser, diğer hastalıklardan, hatta büyük ekonomik, politik veya mali sorunlardan önce gelmektedir. Bunun iki nedeni vardır: 1) Kanser Fransa’da kalp hastalıklanndan sonraki ikinci ölüm nedenidir. Kalp hastalıkianna göre daha genç bir nüfusu etkilediği düşünüldüğünde, kaybolan yaşam süresi açısından gerçekte kanserin ilk sırada olduğu görülmektedir. 2) İnsan ölümden korkar, ölümlü olduğunu bilir ve unutmak ister. İnsan daima ölümsüzlüğü düşler ve aynı zamanda da korkusunun sembolü haline dönüşen bir hastalıkta kaygularını yoğunlaştırır. Ortaçağ’dan beri önce cüzzam, veba; daha sonra cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar, verem ve nihayet kanser birbirini izledi. Bugün de bu sonuncusu, her birimizi tehdit eden uğursuzluğu simgelemektedir. Kanserin bir efsane haline gelmesinin ona karşı mücadele eden insaniann işini kolaylaştıracağı düşünülebilir. Ama gerçek tam tersidir, çünkü kaygı hiçbir zaman iyi bir danışman olmamıştır. Yılanın karşısında donup kalan bir hayvan gibi, memelerinde bir sertlik hisseden birçok kadın, şüphelerinin gerçek olduğunun ortaya çıkacağı korkusuyla, vakit kaybetmeden doktora başvurmaktan kaçınır. Bu kitabın amacı, bu efsaneye karşı bu hastalık7 la ilgili bilgilerimizi, hastahğın nedenlerini, tanı ve tedavi yöntemlerini anlatarak mücadele etmektir. Karmaşık olguların herkes tarafından anlaşılabilir hale gelebilmesi için dog-asını bozma ihtimalinden kaçınmaya çalıştım. Bazı. bölümler, özellikle ikinci ve üçüncü bölümler, bu nedenle okuyucunun sürekli dikkatini gerektirecektir. Bu hastalığı anlayabilmek için yapılan araştırmanın insanın en heyecanlı maceralanndan biri oldug-unu ve yeni, olağanüstü ileriemelerin bu hastalığa karşı kazanılacak başarımn boyutlarını da aşan yeni ufuklar açtığını kavramasıyla, okurun konuyu anlamak için gösterdiği çabanm karşılanacağını umarım.


Şayet okuyucu, kanserin de diğer hastalıklar gibi iyileştirilebilir, büyük oranda önlenebilir bir hastalık olduğunu, lusaca onun karşısında güçsüz olmadığımızı anlayabilirse, bu kitaptan beklediğim amaca ulaşmış olacağım. 8 KANSERiN BİRİNCİ BÖLtıM EPİDEMİOLOJİSİ Epidemioloji, yani toplum sağlığının istatistiki araştırması kanserin tanınabilmesinin en iyi yollanndan birisidir. İnsan üzerinde deney yapılmaz ama çeşitli kanser türlerinin farklı yaşama biçimi gösteren toplumlardaki sıklığı incelenerek bu türlere neden olan faktörler saptarıabilmiştir. Başlangıç olarak, ”kanser” riskinin diğer hastalıklara göre durumunu ele alalım. Tarihte Hastalıklar Tarih öncesinden 17. yüzyıla kadar ortalama yaşam süresi 25 yıl civanndaydı. Ancak 18. • yüzyıla doğru artmaya başlayan ortalama yaşam süresi, 1 775’de Fransa’da 20 iken, 1830’da 36’ya, 1860’da 41’e, 1900’de 48’e, 1940’da 62, 1970’de 70 ve 1980’de 77’ye çıktı. Buna paralel olarak çocuk ölümü oranı (0-1 yaş arası) da yüzde 40’tan 1900 yılında yüzde 15’e ve bugün yüzdel’in altına düştü. Çağlar boyunca bazı hastalıklar kaybolurken, başkalan ortaya çıktı. 15. yüzyılın ortasına kadar hiç bilinmeyen frengi, Amerika’yı fethe çıkan İspanyol serüvencilerin geri dönüşleriyle birlikte Avrupa’ya yayıldı ve İtalya’dan dönen ordular aracılığıy� la Fransa’ya ulaştı. 19. yüzyılda frengi ve verem Batılı hastalıkbiliminin en çok ilgilendiği konu ol� 9 du. Son derece bulaşıcı bir hastahğın böylesine önem kazanması, sosyal davranışlanmızm bir kısmının nedenidir.

Gerçekten de, nasıl teknigin evrimi hastabğın evrimine açıklık getiriyorsa, hastalıkların hikayesi de büyük ölçüde tutum ve davranışların evrimini açıklar. Özellikle 20. yüzyılın başından itibaren, saglık bilgisindeki gelişmelerle birlikte, hastalıklar da süratli bir degişim gösterdi. Tablo l’de de görüldüg-ü gibi yüzyılın başlannda ölüm nedenlerinin başında gelen verem, bugün bütün diğer bulaşıcı hastalıklar gibi pratikte önemini yitirdi; ama buna karşılık kalp hastalıklan ve özellikle kanser önemli ölçüde arttı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir