Mehmet Rifat – Göstergebilimin ABC’si

Dilimizde özellikle dilbilim (Fransızca linguistique) sözcüğü örnek almarak üretilmiş olan göstergebilim (Fransızca semiotique ya da semiologie) terimi ilk bakışta ” göstergeleri inceleyen bilim dalı” ya da “göstergelerin bilimsel incelemesi” olarak tanımlanır. Ancak göstergebilimin günümüzdeki etkinlik alanı, kendisini oluşturan “gösterge” ve “bilim” sözcüklerinin anlamsal toplammdan fazla ve değişik bir boyut kazanmıştır. Göstergebilimin ” göstergeleri inceleyen bilim dalı” olmasmm yanmda ne anlama geldiğini belirtmeden önce insan bilimlerinde gösterge kavramıyla ne vurgulanmak isteniyor onu açıklayalım. Gösterge, genel olarak, kendi dışmda bir şeyi temsil eden ve dolayısıyla bu temsil ettiği şeyin yerini alabilecek nitelikte olan her çeşit biçim, nesne, olgu, vb. olarak tanımlanır. Bu açıdan, sözcükler, simgeler, işaretler, vb. gösterge olarak kabul edilir. Sözgelimi, toplumsal bir dizge (sistem) olan ve temelde insanlar arasmda bildirişimi (iletişimi) sağlayan doğal diller, gösterge diye adlandırılan birimlerin (örneğin sözcüklerin) kendi aralarmda kurdukları ilişkilerden oluşur. Dilsel göstergelerin temel özelliğiyse, birbirinden ayrılamayan iki düzlem içermeleridir: Bir yanda ses ya da sesler bütünü vardır, bir yanda da kavram. Dilbilimciler sesi ya da sesler bütününü gösteren, kavramı da gösterilen diye adlandırırlar. 11 Göstergebilimin ABC’si Şimdi bu tanımdan kalkarak gösterge kavrammm anlamını genişletip şöyle diyebiliriz: İnsanlarm bir topluluk yaşamı içinde birbirleriyle anlaşmak amacıyla yarattıkları ve kullandıkları doğal diller (sözgelimi Türkçe, Fransızca, İngilizce, çince, vb.), çeşitli jestler (el-kol-baş hareketleri), sağır-dilsiz alfabesi, trafik işaretleri, bazı meslek gruplarmda kullanılan flamalar (sözgelimi denizcilerin flamaları), reklam afişleri, moda, mimarlık düzenlemeleri, edebiyat, resim, müzik, vb. çeşitli birimlerden oluşan birer dizgedir. Değişik gereçlerin kullanılmasıyla (ses, yazı, görüntü, hareket, vb.) gerçekleşme aşamasma gelen bu dizgeler belli kurallarla işleyen birer anlamlı bütündür.


Bu anlamlı bütünlerin birimleri de genelde gösterge diye adlandırılır. Sözgelimi bir tablodaki bir renk öğesi ya da bir figür gösterge olarak değerlendirilebileceği gibi, bir edebiyat yapıtmda bir kahramanm amacı ya da davranışı veya moda dergisinde gördüğümüz bir bluz, bir etek, bir kazak, vb. çevresindeki öbür birimlerle bağlantısı olan gösterge olarak değerlendirilebilir. Türkçede göstergebilim’ diye adlandırılan bilim dalı da en yalm tanımıyla, gösterge dizgelerinin işleyişini bilimsel bir yöntemle inceler ve betimler. Ne var ki bu tanım, göstergebilimin kalkış noktasmı belirler ve daha çok, yalm gösterge dizgeleri için geçerlidir. Sözgelimi trafik işaretleri, sağırdilsiz alfabesi, bir telefon rehberinin düzeni, denizcilerin flamaları, el-kol-baş hareketleri, demiryolu görevlilerinin işaretleşmeleri, bir giysinin temizlenmesi ya da bakımıyla ilgili işaretler gibi gündelik yaşamm akışı içinde karşılaştığımız anlamlı dizgeler, belli bir uzlaşma sonucu, ilk anda çözüme uğrayan, anlamları baktığımız an kapalı görünen ama kapa1 Balı dillerindeki semiyoloji ve semiyotik karşılığında kullandığımız göstergebilim için dilimizde dönem dönem başka karşılıklar da önerilmiştir: işaretbilim; belirtkebilim; imbilim. 12 Göstergebilimin Genel Bir Tanımı lı göründüğü anda da açılmaya başlayan, toplumsal bildirişimde şu ya da bu biçimde kolaylık sağlayan yalm dizgelerdir. Bu tür dizgelerin toplum içinde anlaşılması nasıl hızlı bir süreçle gerçekleşiyorsa, incelenmesi de o ölçüde kısa sürede yapılan bir betimlemeyle sonuçlanır. Bu tür yalm dizgelerdeki göstergelerin ne anlama geldiğini dilbilimden (doğal dillerin yapısmı betimler) kaynaklanan ve gözleme dayanan bir yöntemle belimlemek göstergebilimin olsa olsa köken anlammı (göstergelerin bilimsel incelemesi) karşılar. Bu yaklaşım biçimi de bildirişim göstergebilimi diye adlandırılır. Buna karşılık, son derece karmaşık yapıları olan, söylediğinin dışmda da bir şeyler belirten, anladığımızı sandığımız anda yeni anlamlarla dolan, değişik biçimlerdeki yaklaşımlara ve hatta yorumlara olanak veren, kucakladıkça derinleşen, derinleştikçe insanı kucaklayan, insan kültürü var olup gelişlikçe onunla birlikte evrim geçirip “sürüklenen” anlamlı bütünler de vardır. Tanımlanması kesin çizgilere sığdırılamayan, somut ve gözlemlenen bir gerçek nesne gibi değerlendirilemeyen, anlaşılması ve smıflandırılması doğaları gereği hiç de kolay olmayan bu tür dizgeler (sözgelimi edebiyat metinleri, resimler, vb.) yukarıda sıraladığımız bildirişim amaçlı yalm dizgelerin incelenmesi gibi bir belimleyici yöntemle kavranamaz. Öncelikle çeşitli düzeylerde ayrmtılı bir biçimde çözümlenmeleri ve yeniden yapılandırılmaları gerekir. Bu tür bir çözümleme ve yeniden yapılandırma da bilimkuramsal (epistemolojik), yöntembilimsel (metodolojik) ve betimsel (deskriplif) açıdan tümükapsayıcı, tutarlı, yalın ve üretici bir kuram, bir model oluşturma çabasmı gerektirir.

Böyle bir çabayı yerine getiren de anlamlama göstergebilimi diye adlandırılan yaklaşımdır. Varsayımsal-tümdengelimli (hipoteliko-dedüklif) bir yönteme dayanılarak oluşturulan an13 Göstergebilimin ABC’si lamIama göstergebilimi sürekli gelişmeyi amaçlayan bir “bilimsel tasarı” olarak da tanımlanabilir. Böyle bir bilimsel tasarmm asıl amacı da insanı çevreleyen anlamlar evrenini, bu evren içindeki anlamların üretilme sürecini, kısacası, 1/ insanm insan için ve dünyanm insan için taşıdığı anlamları” kavramaktır. Bu açıklamalardan da anlaşılabileceği gibi Türkçede göstergebilim terimiyle belirtilen bilim dalı, uygulama farklılıklarmm yanı sıra, kuramsal açıdan da değişik yaklaşımları içerir. ileride “Göstergebilimin Tarihçesi” bölümünde de göreceğimiz gibi Eskiçağ’ dan günümüze bir tek göstergebilimden değil de göstergebilimlerden söz etmek daha yerinde olur. Göstergebilimi tanımlama denememizi ve Batı dillerindeki semiyoloji/semiyotik terimlerinin anlamlarmı şu gözlemlerimizle bütünleyelim: “Günümüzde doğrudan doğruya bildirişim amacıyla yaratılmış dizgelerdeki göstergeleri yine bildirişim sürecindeki işlevleri açısmdan araştıran ve dilbilimin betimleme yöntemini kullanan etkinlik alanıyla (semiyoloji), bir dizge içindeki anlamlarm oluşumunu, üretiliş biçimini yeniden yapılandıran ve bu amaçla kendine özgü bir kuram geliştiren etkinlik alanmı (semiyotik), Türkçede aynı terimle belirtilseler de birbirinden ayırt etmeyi bilmek gerekir. Göstergeleri bildirişim açısmdan inceleyen birinci etkinlik, yani semiyoloji, ‘gerçekçi’ bir yaklaşımı benimsediğini söyleyerek, doğada var olan, gözlemlenebilir, somut, fiziksel nesneleri betimliyormuş gibi, ‘dil’ e ve ‘dilyetisi’ne yüzeysel boyutta (gözlemlenen boyut) yaklaşır. Daha çok dilbilim yöntemlerinden yararlanan bu yaklaşım biçimi bildirişim göstergebilimi diye de adlandırılır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir