Niccolo Ammaniti – Eglence Baslasın

Abaddon’un Vahşi Hayvanları, Oriolo Romano’daki pizzacı Jerry 2’de bir masada toplanmışlardı. Liderleri Saverio Moneta, diğer adıyla Mantos endişeliydi. Durum ciddiydi. Tarikatın yönetimini yeniden eline alamayacak olursa bu buluşma, Vahşi Hayvanlar’ın son toplantısı olma riski taşıyordu. Kan kaybı bir süre önce başlamıştı. Aralarından ilk giden “Biçerdöver” lakaplı Paolino Scialdone olmuştu. Adam tek söz etmeden onlara sırtını çevirmiş ve Pavia’ daki “Apokalips’in Çocukları” adlı satanist bir gruba katılmıştı. Ondan birkaç hafta sonra da Antonello Agnese yani Molten, kendisine elden düşme bir Harley Davidson satın alarak Subiaco’daki Cehennem Mclekleri’ne katılmıştı. Son olarak da Vahşi Hayvanlar’ın unutulmaz kurucu üyesi ve Mantos’un sağ kolu Nosferatu yani Pietro Fauci evlenerek Abetone’de bir tesisatçı dükkanı açmıştı. Dört kişi kalmışlardı. Onları hızaya sokmak ve yeni müritler toplamak için çok ciddi bir konuşma yapması gerekiyordu. Grubun id!.’alist savunucusu Silvietta, Mantos’ a, “Sen ne yiyecı·k’iın?” diye sordu. Silvictta çok zayıf, kızıl saçlı bir kızdı ve alnının neredeyse en üst noktasından 13 yay çizerek uzanan incecik kaşlarının altında iki top gibi asılı duran yusyuvarlak gözleri vardı. Burun deliklerinden birine ve dudağının ortasına birer gümüş halka takmıştı.


Saverio dalgın gözlerle mönüye baktı. “Bilmiyorum. Deniz mahsullü mü yesem? Yok, yok yemesem daha iyi, sarmısak mideme yapışıp kalıyor … En iyisi pappardelle yemek.” İki metre boyunda, şişman, uzun saçları siyaha boyalı, gözlük camları her zaman yağlı olan Roberto Morsillo, diğer adıyla Murder, “Onu bilmeyenler de yapıyor ama yine de çok lezzetli,” diye onayladı. Üstünde, kenarları parçalanmış Slayer baskılı bir tişört vardı. Aslen Sutriliydi, Roma’da hukuk okuyordu ve Vetralla’daki Bricocentcr Yapı Marketi’nde çalışıyordu. Saverio, müritlerini dikkatle inceledi. Otuzlarını geçmiş olmalarına rağmen, hala beş para etmez metalciler gibi giyiniyorlardı. Onlara bu konuda rica etmekten başka çaresi yoktu: “Normal görünmelisiniz, o piercing’leri, dövmeleri, derili metalli aksesuvarlan üstünüzden çıkarın,” demeyi düşündü ama söze dökemedi. Elindekiyle mutlu ol, diye geçirdi içinden. Mantos, bakışlarını yukarı kaldırdı, pizzacı tezgahının arkasındaki duvarda asılı duran “Bira Morretti” yazılı aynada yansıyan görüntüsünü fark etti. Bir yetmiş iki boyunda ve ince yapılıydı. Metal çerçeveli gözlükleri ve keskin bir ayrımla sola doğru taranmış koyu renk saçları vardı. Düğmeleri boynuna kadar iliklenmiş, yarım kollu açık mavi bir gömlek, dikişleri mavi, fitilli kadife bir pantolon ve mokasen okul ayakkabıları giymişti. Normal biri.

Tıpkı öteki kötülük şövalyeleri gibi: Ted Bundy, Andrej Cikatilo, Milwaukee canavarı yamyam Jeffrey Dahmer. Sokakta rastlayabilcceğin bu insan14 lara çıkarıp bir lira bile vermezdin. Oysa onlar şeytanın sevgili çocuklarıydı. Benim yerime bu uğursuz müritlere Charlie Manson sahip olmuş olsaydı, acaba ne yapardı? Grubun dördüncüsü, ince yapılı, sarmısağı, çikolatayı ve gazlı içecekleri hazmedemeyen, yemek borusunda doğuştan sıkıntısı olan Edoardo Sambreddero yani Zombi, ona beklemediği bir hamle yaptı. “Üstat konuşmamız gerekiyor … Tarikatı ilgilendiren bir şey düşündük de … ” Zombi, Manziana’da elektrik tesisat işlerinde babasına yardım ediyordu. “Bizim tarikat yani biz, teknik olarak yokuz.” Saverio, müridin varmaya çalıştığı noktayı sezinlemiş ama anlamazdan gelmişti. “Ne demek istiyorsun?” “En son ne zaman kanlı yemin töreni yaptık?” Saverio omuzlarını silkti. “Birkaç yıl önce olsa gerek.” “Örneğin, internette bize dair hiçbir bilgi yok, Apokalips’in Çocukları hakkında ise pek çok,” diye fısıldadı Süvietta, sesi öyle zayıftı ki, onu duymadılar bile. Zombi, elindeki grisiniyle başkanı işaret ederek, “Bunca zamandır ne halt ettik?” dedi. Murder da konuşmaya katıldı. “Bize sözünü vermiş olduğun şeylerden hangilerini gerçekleşirdik? İnsan kurban etme töreni hiç olmadı, üstelik bize bir sürüsünü kurban edeceğimizi söylemiştin. Ya bakire kanıyla inisiyasyon ayini? Ya da satanist seks alemi? Saverio gerilmişti, “Bir kere biz, insan kurban etme ayini yaptık, üstelik olması gerektiği gibi yaptık,” diye açıkladı. “Başarılı olmamış olabilir ama onu yaptık.

Üstelik seks alemini de.” Geçen yılın Kasım ayında, Roma trenindeyken Murder, Silvia Butti adında, Psikoloji Fakültesi’ ne dışarııs dan devam eden bir kızla tanışmıştı. İkisinin pek çok ortak yönü vardı: Lazio takımına, korku filmlerine, Slayer’a ve Iron Maiden’a yani seksenlerin eski kaliteli heavy metal’ına duyduklan aşk gibi. İkisi, msn’de yazışmaya ve de cumartesi öğleden sonralan Corso Caddesi’nde buluşmaya başlamışlardı. Sutri Ormanı’nda Silvia Butti’yi Şeytan’a kurban etme düşüncesi ilk olarak Saverio’nun aklına gelmişti. Ama küçük bir sorun vardı. Kurbanın bakire olması gerekiyordu. Murder açıkça söylemişti. “Yapabileceğim her şeyi yaptım ama iş onu becermeye gelince onu ikna etmenin yolunu bulamadım.” Zombi gülmeye başladı. “Senin gibi bir şişko tarafından becerilmenin gereksiz olduğunu düşünmüş olabileceği hiç aklına gelmedi mi?” “Geri zekalı, kız bakire kalma konusunda kişisel bir seçim yaptı. O, yüzde yüz bakire. Hem aynca, pardon ama öyle değilse de ne olmuş yani?” Grubun üstadı ve de teknik konulardaki uzman kişisi Saverio endişeliydi. “Şey, bu oldukça ciddi bir konu. Eğer öyle ise kurban ayini boşu boşuna yapılmış olabilir ya da daha kötüsü doğrudan bizim aleyhimize dönebilir.

Cehennem’in güçleri memnun edilmediğinde bize saldırabilir ve bizi mahvedebilirler.” Saatler süren tartışmaların ve intemet araştırmalarının sonucunda kurbanın lekesizliğinin başlı başına bir sorun olmayacağı sonucuna varmışlardı. Böylelikle bir plan yapmışlardı. Murder, Silvia Butti’yi Oriolo Romano’da pizza yemeye davet etmişti. Orada mum ışığında ona suppli1, 1. (İt.) Yumurtaya bulanarak kızartılan peynirli haşlanmış pirinç köftesi. 16 morina balığı filetosu ve içinde üç adet Roipnol1 erittiği koca bir bardak bira ısmarlamıştı. Yemeğin sonunda genç kız güçlükle ayakta duruyor ve bir sürü anlamsız şey söylüyordu. Murder onu kucakladığı gibi arabaya atmış ve Bracciano Gölü’nde birlikte gün doğuşunu izlemek bahanesiyle onu Sutri Ormanı’na götürmüştü. Abaddon’un Vahşi Hayvanları, kurban ayini için orada tüf bloklanndan bir tapmak inşa etmişlerdi. Yarı şuursuz haldeki kız çınlç1plak bir halde sunağa yatmlmıştı. Saverio önce Şeytan’t çağırmış, sonra bir tavuğun kafasını kesmiş ve kanını kızın çıplak bedenine püskürtmüştü ve sonra da hepsi birden kızı becermişlerdi. O sırada bir çukur kazmış ve kızı canlı canlı içine gömmüşlerdi. Ritüel gerçekleşmiş, tarikat üyeleri Şeytan’ın karanlık dünyasına yolculuğa çıkmışlardı.

Sorun üç gün sonra kendini göstermişti. Vahşi Hayvanlar, Texas Katliamı: Başlangıç adlı filmi izledikleri Flamingo Sineması’ndan çıktıkları sırada karşılarında Silvia’yı görmüşlerdi. Genç kız, parkta bir banka oturmuş piadina2 yiyordu. O geceye dair pek bir şey hatırlamıyordu ama çok eğlendiği kanısındaydı. Onlara, toprağın altında kendine geldiğinde, dışarı çıkıncaya kadar nasıl kazdığını anlatmıştı. Saverio derhal onu tarikatın yasal dişi müridi ilan etmişti. Birkaç hafta sonra da kız, Murder’la nişanlanmıştı. “Evet, tamam satanist seks alemi yaptığınız doğru,” diye utangaç utangaç mırıldandı Silvietta. “Bana bunu yüz kez anlattınız.” 1. Kriminal literatürde . tecavüz hapı” olarak bilinen uyku ilacı. 2. (it.) Bazlama ekmeğiyle yapılan sandviç.

17 “Evet ama bakire değildin. Bu durumda teknik olarak ayin de başarılı olamamıştı. ” dedi Zombi. “Bakire olduğumu da nasıl düşünebildiniz? Benim ilk ilişkim … ” Saverio sözünü kesti. “Yine de bir satanist ayiniydi ” Zombi kısa kesti. “Tamam, kurban ayinini bir yana bırakalım, başka ne yaptık?” “Bir sürü koyun boğazladık, diye hatırlıyorum? Yoksa yanılıyor muyum?” “Başka?” Mantos isteksizce sesini çıkardı. “Başka! Başka! Başka, Anguillara Sabazia viyadüğü üzerindeki yazılar var!” “O da ne ki! Siz, Paolino’nun Pavia’dakilerle bir rahibenin karnını deştiğini biliyor musunuz?” Abaddon’un Vahşi Havyanları’run liderinin o sırada yapabildiği tek şey bir bardak su içmek oldu. Elini ağzının kenarına götürerek, “Mantos? Anladın mı?” diye sordu Murder. “Onlar elli sekiz yaşındaki bir rahibenin karnını deştiler.” Saverio omuz silkti. “Her zamanki saçmalık işte. Paolo bizi huzursuz etmek istiyor, çünkü bizi bıraktığına pişman oldu,” dedi. Oysa içinden bir ses bunun hiç de saçmalık olmadığını söylüyordu. “Sen televizyonda haberleri izlemiyor musun yoksa?” Murder acımasız sözlerini sürdürmeye kararlıydı. “Pavia yakınlarında kafası kopmuş halde bulunan Caianellolu rahibeyi hatırlıyor musun?” “Ee, ne olmuş?” “Bunu Apokalips’in Çocukları yaptı.

Onu bir otobüs durağından yüklendikleri gibi götürdüler ve sonra da Kurtz, çift başlı savaş baltasıyla kadının başını gövdesinden ayırdı.” 18 Saverio, Pavialı Apokalips’in Çocuklan’nın lideri Kurtz’dan nefret ederdi. Her zaman sınıf birincisiydi. Her zaman en akla gelmedik şeyleri o yapardı. “Aferin Kurtz! Tebrikler! Sen en iyisisin!” Saverio eliyle yüzünü sıvazladı. “Tamam çocuklar … Sizin de, bunun benim için zor bir dönem olduğunu anlamanız gerekiyor. İkizlerin doğumu. Yeni evin kahrolası banka borcu.” “Ha bu arada, küçükler nasıl?” diye sordu Silvietta. “İkisi de birer borudan farksız, üstten yiyorlar, alttan çıkarıyorlar. Geceleri de bize göz yumdurmuyorlar. Bir de üstüne kızamıkçık oldular. Bunlar yetmezmiş gibi Serena’nın babası da leğenkemiğinden ameliyat oldu ve böylece mobilya mağazasındaki bütün işler bana kaldı. Şimdi siz bana söyleyin, bu haldeyken ben tarikat için nasıl bir şeyler organize edebilirim?” “Mağazada indirimli bir şeyler var mı? Yataklı, üç kişilik bir kanepeye ihtiyacım var, benimkini kedi parçaladı da,” diye sordu Zombi. Vahşi Hayvanlar’ın lideri dinlemiyordu, aklı Kurtz Minetti’ye takılmıştı.

Yerden bitme, kavanoz kılıklı. Profesyonel pastacı. Önceden folletto’nun 1 bir temsilcisini ateşe vermişti. Şimdi de bir rahibenin başını gövdesinden ayırmıştı. Parmağıyla her birini tek tek işaret ederek, “Hepiniz nankörsünüz,” dedi. “Ben bu tarikat için canımı verdim. Sizi yer altı dünyasının mabedine götüren ben olmasaydım, şimdi hepiniz hala Harry Potter okuyor olurdunuz.” Murder, “Evet Saverio ama sen de bizi anla. Bizim gruba inancımız tam; ama böyle de devam edemeyiz,” 1. Kötülükten ziyade yaramazlık yapan cüce cin. 19 dedi ve hiddetle bir grisiniye dişlerini geçirdi. “Vazgeçelim ve dost kalalım.” Vahşi Hayvanlar”ın başkanı, bıkkınlıkla elini masaya vurdu. “Şöyle yapalım. Bana bir hafta zaman verin.

Bir hafta gibi bir zamana kimsenin itirazı olamaz.” Dudağındala gümüş halkayı ısırmakla meşgul olan Silvietta, “Ne yapacaksın?” diye sordu. “Abartılı bir eylem üzerinde çalışıyorum. Çok tehlikeli bir görev … ” Sözlerine kısa bir ara verdi. “Ne var la hiçbiriniz geri çelalemezsiniz. Çünkü konuşmaya gelince sizden iyisi yok. İş, risk almaya gelince … ” Alaycı bir tonla sesini incelterek, “Ben yapamam, kusura bakma … Ailevi sorunlanm var, annemin durumu pek iyi değil… Çalışmak zorundayım.” Bakışlarına bambaşka bir anlam yükleyerek başını suçlu suçlu tabağın içine gömecek kadar eğen Zombi’ye çevirdi. “Hayır. Herkes aynı şekilde kıçını tehlikeye sokmayı bilecek.” Murder korka korka, “Acaba bize bir parçacık ipucu veremez misin?” diye sordu “Hayır! Size sadece bu işin bizi, İtalya’daki bütün satanist grupların liste başına sıçratacak bir eylem olacağını söyleyebilirim.” Silvictta, Mantos’un bileğini tuttu. “Mantos, lütfen, rica ediyorum, bize küçücük de olsa bir şey söyle. Çok merak ediyorum … ” “Hayır! Olmaz dedim! Beklemek zorundasınız. Eğer bir hafta içinde size ciddi bir projeyle dönmeyecek olursam, o zaman birbirimize teşekkür eder, güzelce el sıkışır, veda ederiz ve de bu tarikatı kapatırız.

Anlaşıldı mı?” Ayağa kalktı. Simsiyah gözleri kıpkırmızı olmuştu, pizzacı fırınından çıkan alevler gözlerine yansıyordu. “Müritlerim, şimdi bana bağlılığınızı gösterin!” Müritler başlarını önlerine eğdiler. Liderleri gözleri20 ni tavana dikti ve kollannı iki yana açtı. “Sizin karizmatik babanız kim?” Vahşi Hayvanlar hep bir ağızdan, “Sen!” diye bağırdılar. “Şer’in kitabını kim yazdı?”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir