Nusret Senem – Jandarma Genel Komutanlığı Raporlarında Fethullah Gülen

Türkiye, 1980 12 Eylül darbesi ile Ağustos 2007’de Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi arasındaki 27 yıllık dönemde, Cumhuriyet’in kökten tasfiyesini gerçekleştiren bir karşıdevrim yaşadı. Bugün bu karşıdevrimin ürünü olan bir Mafya-Tarikat-Gladyo Sisteminin esareti altına düşmüş durumda. 1980’lere, yani Cumhuriyet’in kökten tasfiye sürecine de kuşkusuz bir anda, durup dururken gelinmedi. Arkada, dümenin Atlantik kampına kırılmasıyla başlayan ve bizzat sahiplerince “Küçük Amerika olma” diye adlandırılan kırk yıllık bir hazırlık dönemi vardı. 12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte, dünya çapında yaşanmakta olan karşıdevrimci yükselişin yarattığı elverişli koşullardan da yararlanan iç gericilik güçleri, kaderini tamamen dünya emperyalizm güçleri ile birleştirerek ve onun desteği ile büyük bir yıkım atağı başlattı. Bu atakla, karşıdevrim sürecinde yeni bir aşamaya, son aşamaya geçildi. Fethin Özel Görevli Örgütü: Fethullah Cemaati Karşıdevrimin başarıya ulaşmasında stratejik zaferi, devletin ele geçirilmesi oluşturdu. Karşıdevrim, ele geçirilen devlet iktidarı kul7 lanılarak Mafya-Tarikat-Gladyo Sisteminin yukarıdan aşağıya inşa edilmesiyle hedefine ulaştı. Bu nedenle yığınak hep devletin fethine, içerden ele geçirilmesine yapıldı. Bu işin özel görevlisi olarak imal edilip yetiştirilen Fethullah cemaatinin bu konuda izlediği yol, bu gerçeğin en büyük kanıtıdır. Okyanus ötesi kumandalı bu cemaatin bütün amacının, örgütlenmesinin ve faaliyetinin, sadece ve sadece devlete sızmak ve onu ele geçirmek olduğunu bugün artık öğrenmeyen kalmadı. Ama bunu herkesten ve hepimizden çok, Fethullah tarafından ele geçirilen devletin kendisi biliyor. Biliyor ve her ele geçirme hamlesinin, en gizli ve sinsisi dihil her fetih planının, her mevzi kazanmanın kaydını tu-· tuyor, bunları tek tek rapora bağlıyor. Hem de sadece bir veya iki kurumunca değil, güvenlikle ilgili istisnasız bütün birimlerince … Fethedilen Devletin Son Çırpanaşları: Fethullah Raporları 1970’lerin sonlarından başlayan ve 12 Eylül “our boys”larının kapıları açması ile hızlanan bütün o sızma yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Emniyet İstihbarat Dairesi’nin, Genelk:urmay’ın, Jandarma Genel Komutanlığı’mn, MİT’in hazırladığı “Işık Evleri Raporları”ndan, “Fethullah Gülen Cemaati Raporları”ndan söz ediyoruz. O yıllarda cemaat eğitimde, polis başta olmak üzere güvenlik örgütlerinde, yargıda, idarede, orduda tırmanır ve yuvalanırken, devletin güvenlik örgütleri de her aşamada bunların raporlarını tutup, bu raporları bir yandan hükümetlere, yargıya sunmuş, diğer yandan da tarafından arşivlerine koymuş.


Devletin güvenlik birimleri bir yandan cemaat fethedilmiş, bir yandan da kendini kuşatan ve fetheden bu güç hakkında gerçekleri dile getiren raporlar yazarak direnmeye çalışmış. Fakat aynı yıllar sistemin siyasi partilerinin ve hükümetlerin de, Fethullah sızma ve kuşatmasına maruz kaldığı yıllar oldu. Cemaatin arkasındaki ABD gücü açığa çıktıkça, sistemin bütün partilerinde, adeta bir Fethullah Hoca kontenjanı oluştu. Siyaset dünyası, Washington’dan estirilen rüzginn da etkisiyle, Fethullah cemaati için, “iyi tarikat”, “devlete yararlı cemaat” gibi tarikat kategorileri icat etti. Bu 8 raporlar işte bu karmaşık ilişkiler ağı içinde boğuldu ve etkisiz hale getirildi. Mahkeme, emniyet, istihbarat arşivlerinde farelere yem olmaya terk edilen kiğıt tomarları durumuna düşürüldü. Sahte Susurluk ve Derin Devlet “Umıanlan”nın Gizlediği Dosyalar Bu dosyalar sadece işleme konmamakla kalmadı. Aynı zamanda büyük bir suskunluk ve örtbas tutumu ile kamuoyundan da gizlendi. Bu gizlemede en büyük rolü, l 990’larla birlikte “şeffaflık” ve “‘derin devlet’e karşı mücadele” şampiyonluğuna soyunan Atlantikçi medya oynadı. Küreselleşme, dünya çapında milli devletlere karşı savaş ilanı ve onların lizminin sömürgeleştirilmeleri olarak işlerken, Türkiye, Bab emperyabu saldırısından en çok nasibini alan ülkelerden biri oldu. “Medeni dünya ile entegrasyon”, “AB’ye girme” süreçlerinde ABD’nin Türkiye üzerindeki ağırlığı ve denetimi göıiilmemiş derecede artb. ABD denetimi, gerek devlet alanının, gerekse kamusal alanın hücrelerine kadar nüfuz etti. Siyasi partiler, devletin güvenlik örgütleri, yüksek bürokrasi, medya ve kitle örgütleri, en yüksek derecede denetim albna alınan kurum ve kuruluşlar oldu. Fethullah cemaati ise, bu denetimi kurmanın en önemli “sivil” aygıtlarından biri oldu. Bu nedenle Fethullah cemaati sözkonusu olunca, Atlantikçi medyanın “şeffaflık” şampiyonluğu tam bir Gladyo gizliliğine dönüştü.

“‘Derin devlet’e karşı mücadelesi”nin gerçekte Amerika ve NATO derin devletinin Türk devleti içine yerleştirilmiş uzanbsı olan derin devlete değil, milli devlete karşı mücadele olduğu ortaya çıktı. ‘ İşte dağ gibi yığılan Fethullah cemaati dosyalan bu bağlanmışlıklar, denetimler ve özel görevler mekanizması içinde gizlendi. Nusret Senem’lerin Devrimci Sorumluluğu ve Enerjisi Fethullah cemaatinin gizlenen dosyalarını bulup kamuoyuna sunma işini yine Türkiye’nin öncü-devrimci kadro üstlendi. Nusret 9 Senem, bu öncü kadronun, İşçi Partisi geleneği içinde yetişmiş bir üyesidir. Bu özelliği ona, halka karşı sorumluluk ve milletine bağlılık bilinci kazandınnıştır. Nusret Senem, 40 yıldır Gladyo’nun her kılıkta ortaya çıkan aparatlan ve onların binbir çeşit provakasyonu, iftirası, psikolojik savaş yalanlan ile mücadele ede ede, Amerikan güdümlü MafyaTarikat-Gladyo güçleri konusunda büyük bir deneyim kazanmış, bilgi ile donanmıştır. Bilimsel Sosyalizmin ve Türkiye devriminin yüz elli yıllık mirasının hamuru ile yoğrulan Nusret Senem, aynca deneyimli bir hukukçudur. Gladyo’ya karşı hukuki ve siyasi alanda sürdürdüğü mücadele içinde, bir “Gladyo hukuku” uzmanı olmuştur. Senem, uzmanlığını ve deneyimini devrimci enerji ve cesaretle birleştirerek, Ergenekon tertibindeki 3 yıllık tutukluluk süresini, Fethullah Hoca cemaati hakkındaki gizlenen devlet raporlarının gün yüzüne çıkarılması çalışması ile değerlendirmiştir. “DEVLETİN FETHULLAH ARŞM”, bu çalışmanın ürünüdür. Ergenekon yargısı, davayı yıllarca uzatmak ve adeta hiç bitirmemek üzere, Türkiye’nin her yerindeki ilgili ilgisiz davaların dosyalarını isteyip Ergenekon davasının dosyasına koyarak içinden çıkılmaz bir dosya dağı oluşturmak istedi. Ergenekon sanığı Nusret Senem de, devrimci zekası ve bilinci ile, tertip içindeki bu tertipten, Fethullah dosyalarını istetip getirterek milleti aydınlatacak bilgilere ulaşma yönünde yararlandı. Fethullah Öl’gütünün Y asadlp ve Gizli Faaliyetlerinin Tutanaklan Okurlara ve bütün millete, Nusret Senem’in kılı kırk yaran bir titizlikle hazırladığı 6 kitaplık “DEVLETİN FETHULLAH ARŞM” adlı diziyi sunuyoruz. Dizinin kitapları sırası ile şu raporları kapsamaktadır: 1. Devletin Fethullah Arşivi-1: Emniyetin Işık Evleri Raporu 10 2.

Devletin Fethullah Arşivi-2: Emniyet İstihbaratının Fethullah Rapor lan 3. Devletin Fethullah Arşivi-3: Genellrunnay Raporlarında Fethullah Gülen 4. Devletin Fethullah Arşivi-4: Jandanna Genel Komutanlığı Raporlannda Fethullah Gülen 5. Devletin Fethullah Arşivi-5: Nurculuk ve Fethullah Gülen Hakkındaki Mahkeme Kararlan 6. Devletin Fethullah Arşivi-6: Fethullah Gülen’in Devlet Arşivlerindeki Konuşmaları ve İfadesi Dizinin Bu Kitabı Hakkmda Elinizdeki kitap, dizinin dördüncü kitabıdır ve içindekiler listesinden de görüleceği üzere, Jandarma Genel Komutanlığı’nın, mahkeme kararlarına da konu olan belge ve bilgilerini içermektedir. Belgeler, devletin güvenlik arşivinde Gülen cemaati hakkında kapsamlı bilgiler olduğunu göstermektedir. Fakat okununca görülecektir ki, belgelerde iki büyük eksiklik vardır. Birincisi, belgeler, Cumhuriyet karşıb ortaçağ güçleri konusunda net bir bakış açısına sahip değildir. Daha doğrusu bir bakış açısına sahiptir, ama bu sistem içi bir bakış açısıdır. Belgelerde sorun, salt bir güvenlik sorunu, günlük deyimle, bir polisiye olay olarak görülmektedir. Sorunun sosyoekonomik, ideolojik, kültürel boyutlarını ve kaynaklanın raporlarda bulmak mümkün değildir. Tarikat, cemaat gibi Cumhuriyet karşıtı güçlere belgelerdeki bakış açısı, Cumhuriyet Devrimi’nin kireçlenme döneminin, ortaçağ güçleri ile hesaplaşma yeteneğini kaybettiği tutuculuk döneminin bakış açısıdır. İkinci eksiklik ise, ortaçağ güçlerinin dış dayanağını görememe ya da görmeme eksikliğidir. Oysa, Gülen cemaati sözkonusu olduğunda bu konudaki gerçekler “kör gözüm pannağına” derecesinde açık, net ve büyüktür. Bu konuda, örneğini ABD ile ilişkiler ve bağ11 lar konusunda ve örneğin Fethullah Gülen, bir tahlili bile gerektirmeyecek kadar açık ve nettir.

Bu eksiklikler, devletin, kendisi hakkında bunca bilgi sahibi olduğu, arşiv tuttuğu cemaat tarafından fethedilebilmesinin nedenlerini de açıklamaktadır. Cumhuriyet’in kurduğu devlet, erken yaşlanarak, kendisini fetheden ortaçağ güçleri hakkında rapor tutmakla ve zaman zaman da polisiye ve adli operasyonlara başvurmakla yetinmiş, ama kendinde, onları üreten bataklıkla mücadele gücünü bulamamıştır. Bu gücü yitirmenin sonucu olarak bazen işler, ayakta kalmak için, “iyi tarikat”, “devlete faydalı cemaat” gibi değerlendirmelerle, ortaçağ güçlerine sığınmaya kalkışmaya kadar bile varmıştır. Son 60 yılın özeti ve dersi budur. Bu kitaptaki, belgeleri hazırlayanlar tarafından Jandanna Genel Komutanlığı rapor ve mütalaalarına bir kanıt olarak, bu belgelerin bir eki olarak konan Reha Muhtar’ın F. Gülen’le söyleşisi, cemaatin dış bağlantı ve destekleri ile içteki egemen sınıf siyasi güçleri katındaki desteklerine ilişkin Fethullah Hoca itirafı olarak özel bir önem taşımaktadır. Dizinin diğer kitaplarında yer alanlarla birlikte bu kitapta yer alan belgelerin hepsinin de ortak ve en önemli özelliği, Fethullah örgütünün, daha 1970’li yıllardan başlayarak, devleti ele geçinneye dönük gizli, yasadışı ve CIA tarafından yönlendirilen ve desteklenen bir örgüt olduğunu ortaya çıkarıyor olmalarıdır. Kitaplaştırırken, çok açık harf hatalarını düzeltme dışında, belgelerin özgünlüğüne dokunulmamıştır. Okurların merak ettikleri veya hakkında raporda yer alan bilgileri öğrenmek istedikleri kişilerle ilgili sayfalara kolayca ulaşabilmeleri için, kitaba bir isim dizini eklenmiştir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir