Oguz Saygin – Basari Rehberi

Üniversite sınavı, bugün milyonlarca gencin umut kapısı… Okul hayatının diğer aşamalarından geçip iyi bir meslek edinmek , hayata adım atmak isteyenler için üniversite bugün zorunlu istikamet gibi görünüyor. Milyonların aynı anda yarıştığı ve kazanma / kaybetme kriterinin, rakiplerinden daha iyi olmakla belirlendiği bu sınavda, önlerde olabilmenin ve istenilen bir yeri kazanabilmenin yolu planlı ve verimli bir şekilde çalışmaktan geçiyor. Peki planlı ve verimli çalışma nedir? Sadece uzun saatler boyunca ders başında oturmak ve “çalışmaya çalışmak”, çalışmanın göstergesi mi? Verimi artırmak ve olumlu sonuçlar almak için nasıl çalışmak gerekiyor? Genelde sınavlara hazırlanan, özelde ise daha çok üniversiteye hazırlananlar için yazılan “Başarı Rehberi”, adayların ders çalışma yöntemlerini geliştirmesi ve daha iyi sonuçlar almaları için hazırlanmıştır. 7 bölümden oluşan eserin ilk bölümü, sınavlara hazırlanan adayların kendilerini geliştirme yöntemlerini, yeterlilik ve yetersizliklerini tespit etmelerini sağlayan değerlendirmelerden oluşuyor. Öğrenme farklılıklarının ele alındığı ikinci bölüm; hem etkili öğrenmede hem de kişiliğe uygun doğru mesleğin seçilmesinde adaylara ipuçları veriyor. 10 Etkili ve verimli öğrenme sağlandıktan sonra dikkatsizlik ve konsantrasyon problemleri yüzünden verimini düşüren sebepler de ortaya çıkabiliyor. İşte üçüncü bölüm dikkat sorunları sebebiyle yaşanabilecek olumsuzlukları ve bunların çözüm yollarını inceliyor. Üniversite sınavı gibi uzun bir süre isteyen çalışmalarda, öğrencilerin en büyük derdi olan motivasyonun ve çalışma disiplinin korunması, dördüncü bölümde-, verimli ders çalışma tekniği ile ilgili denemiş pratik stratejiler ve yöntemler de beşinci bölümde ele alınıyor. Altıncı bölüm, tüm çalışmalara rağmen başarıyı olumsuz etkileyen sınav kaygısıyla baş etmede kullanılacak temel bilgiler ve stratejiler öneriyor. Kitabın son bölümü, verimli ders çalışmada pek çok öğrencinin ihmal ettiği temel bir konuya değiniyor: Beslenme, uyku gibi fizyolojik ihtiyaçların dengeli bir şekilde karşılanmasının çalışma ve başarıya etkisinin anlatıldığı bu bölümde, aşırı bir stres yaşadığınız sınav dönemlerinde uygulayacağınız faydalı bilgilerden yararlanabilirsiniz. Unutmayın!… Sınavlarda başarılı olmanın yolu, gece gündüz ders çalışmaktan değil, verimli çalışma yöntemlerini uygulamaktan geçer… Herkes Kendi Kulvarında Yarışır Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır. Bu ceylan, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa ona lokma olacağını bilir. Afrika’da her sabah bir aslan uyanır. Bu aslan, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa aç kalacağını bilir. Bir aslan veya bir ceylan olmanız hiç fark etmez.


Güneş doğduğu zaman koşuyor olmanız gerekir. Gerçekte hayatta başarınızı belirleyen şey umut ve kaygı arasında yaptığınız şeylerdir. Gerçekleştirirken göreceksiniz ki umduğunuzdan daha iyisiniz. HER ŞEY DÜŞÜNCEDEN KAYNAKLANIR Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir hayat sürme tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Ne var ki emekli olmaya bir kere karar vermişti. Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan kendine bir iyilik olarak son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz kabul etti ve işe girişti. Aslında hiç , , başlamak istemiyordu; ama bir kere söz vermişti. Gönlünün, yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek büyük talihsizlikti. İşini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Marangoza beklemediği bir jest yaptı.

Dış kapının anahtarını uzatarak “Bu ev senin, sana benden hediye.” dedi. Marangoz şoka girdi. Ne kadar utanmıştı. Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi. O zaman onu böyle baştan sauma yapar mıydı hiç? “Gelecek” dediğimiz hayatımız, içinde yaşadığımız anlarla ne kadar bağlantılı. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu zaman da, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da, şoka gererek kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yapacağımızı düşünürüz. Ne var ki geriye dönemeyeceğiz. Görebilen herkesin bir “hayat üniversitesi” her öğrencinin de denenmiş başarıları, tecrübe edebilecek fırsatları vardır. Hiç 14 kimsenin istemediği sürece ona bir şey öğretemeyeceğini, hayat tecrübesinin de en pahalı öğrenme aracı olduğunu bazen ağır bedeller ödeyerek anlayacaksınız. Bir öğrencinin başarmak için hazırlandığı sınavların hayattaki başarılar için önemli; ama yeterli olmadığını, öğrenme stratejileri ve öğrenebilme yeteneğini geliştirmek için de yılların birikimini özetle “Başarı Rehberi’nde topladık. Yine de şunu ifade edebilmeliyiz ki kişisel kararlarınız ve kararlılıklarınız olmazsa, sizinle paylaştığımız bilgilerin size faydası olmayacaktır.

Bilgileri yorumlayıp uygulayabilme kabiliyeti herkese özgü bir durumdur. Bu nedenle başarı ve başarısızlık değerlendirmelerinizle birilerinin hep olumlu veya olumsuz katkıları olabilir, ama sonuçlarından yine tamamen siz sorumlu olacaksınız. Herkes Kendi Hayatından Sorumludur “Yaşlı bilge.” demiş çocuk. “Ellerimde tuttuğum kuşun canlı mı, ölümü olduğunu söyleyebilir misin?” Yaşlı bilge, gözünün dikip çocuklara sessizce bakmış ve şöyle cevap vermiş: “Evlat, ellerinde hapsolmuş kuşun canlı olduğunu söylersem ellerini açacaksın ve kuş özgürlüğüne uçacak. Ellerinde, hayatın ve ölümün gücünü tutuyorsun oğlum. Hayat ile ölüm arasında seçim yapabileceğini bilecek kadar bilgi var sende. Kuşun veya herhangi bir olayın benim cevabımı belirlemesine izin verirsen, kendi gücünden ve kararlarından yoksun kalırsın. Aynı zamanda, doğru seçimi yapma sorumluluğunu üzerinden atmış, kendi gücün ve biginin mutluluğunu hissetme ve kullanabilme fırsatını yitirmiş olursun. Kendin karar ver ve sonradan da pişman olma.” 15 Neden “Başarı Rehberi”? Yaptığımız gözlemlerde insanların en çok istediği iki statü noktasının “başarılı olmak” ve “üniversiteli olmak” olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Okul hayatı devam edenler, en çok istedikleri şeyin ne olduğu sorulduğunda “Üniversiteyi kazanmak, muteber bir meslek sahibi olmak.” cevabını verirken, okul hayatı bitmiş ve hayat okuluna giriş yapmış kişiler ise, aynı soruya “Başarılı olmak.” diye cevap vermektedir. Hayatta başarılı olunabilmesi ve üniversiteye girilebilmesi için bir rehbere ihtiyacı olduğu görüldü ve “Başarı Rehberi” adlı çalışma ortaya çıktı.

Başarı Rehberi, üniversiteli olmak ya da başarılı olmak için yapılması gerekenleri ortaya koyan bir kılavuz kitaptır. İçerisinde hem motivasyon ve hem de neyi, nasıl yapabileceğinizi gösteren teknik ve stratejik bilgiler vardır. Ya Bu Deveyi Güdeceksin… Bazı şeyler vardır ki onunla meşgul olmak hiç canınızı sıkmaz. Yaptıkça bıkmaz, daha çok yapmak istersiniz. (Sohbet etmek, gezmek, v.b.) Bazı şeyler vardır ki onu yapmak zorundaysanız, yapmamak için bir sürü engelleriniz olduğunu varsayar, düşündükçe sıkılırsınız. (Ders çalışmak, ödevleri hazırlamak, sınava hazırlanmak v.b.) Başarı Rehberi, yapmaktan hoşlandığınız şeylere daha çok zaman ayırabilmek için yapmak zorunda olduğunuz işleri sıkılmadan, pratik, metodlu ve sonuç alacak şekilde gerçekleştirebilmenize yardımcı olacak araçlar sunuyor. Diyebiliriz ki gönüllü olmadığınız zamanlarda bile -zorunlu okuyucular 16 kategorisine girdiğinize göre- bu yöntemleri öğrenmek için biraz dişinizi sıkacak ve böylece elde ettiğiniz kazançlarınızı dilediğiniz gibi harcayabileceksiniz. Özetlemek gerekirse, kitabın yazılma nedenleri şunlardır: ? Üniversite adaylarını ve öğrencilerini, kendini geliştirme teknikleri konusunda bilinçlendirmek. ? “Mecburiyetten” bir şeyler okumak zorunda kalanlar için hızlı, kolay ve eğlenceli öğrenme seçenekleri sunmak. ? Metodik ders çalışma ile ilgili fikir ve teknikleri derli toplu bir şekilde sunmak. ? Öğrencilerin karşılaştıkları en yaygın öğrenme problemlerine kolay uygulanabilir, pratik ve sonuç aldırıcı çözümler sunmak.

En Yaygın Öğrenci Sorunları Nelerdir? Araştırmalarımızda öğrencilerin en yaygın 7 kötü alışkanlığı yüzünden öğrenme zorluğu çektiğini tespit ettik. 1. Ne istediğini bilmeme, kendini değerlendirme ve geliştirme araçlarını tanımama veya bunları kullanamama alışkanlığı: Eğer yaptığınız şeyin sizi nereye götüreceğini bilmezseniz, vasatlık kaçınılmaz başarısızlıksa, sürpriz bir sonuç olmaz herhalde, değil mi? 2. “Öğrenmeyi öğrenmek” yerine birinin kendisine öğreteceğini bekleme alışkanlığı: Buna bir tür “sürü psikolojisi” de denilebilir. Örneğin, öğretmen bugün hastalandı ve onun dersi boş geçecek. Kaç kişi bu ders saatinde öğretmenin işleyeceği konuyu çalışmak için değerlendirir? 17 3. Konsantre olamama alışkanlığı: Mesela, okumaya başladığınız bir konuyu uzunca bir süre geçtikten sonra, hiçbir şey aklınızda kalmadığını düşündüğünüz anlar var ya… Öğretmenin aniden size dönüp “Sen bu konuda ne düşünüyorsun Leyla?!” dediği zamanı hatırlayın. 4. Motive edilmeyi bekleme ve zayıf iradeye yenilme alışkanlığı: Hani bazı öğrenciler ders çalışmak için ders çalışma isteğinin gelmesini bekler, sonra biraz kendini zorlayıp “ÜfffL Bu iş olmuyor. Bari biraz televizyon seyredeyim.” diye düşündüğünüz anlar… 5. Verimsiz ve metotsuz çalışma alışkanlığı: Mesela, hızlı okuma teknikleri, dikkati yoğunlaştırma teknikleri, not alma teknikleri, etkili dinleme teknikleri, zamanı kullanma teknikleri, soru çözme teknikleri gibi usuller tarafınızdan kullanılmayı bekliyor. 6. Sınav stresi ve kaygısı üretme alışkanlığı: Başınıza gelmesini istediğiniz şeylerden çok, gelmemesini istediğiniz şeyleri düşünmeye başladığınız andan itibaren kaygı üretmeye başlarsınız. Sonra bildiğiniz şeylerde bile hata yapabilirsiniz.

Hani sınavdan sonra “Kahretsin, ben bunun cevabını biliyordum.” dediğiniz durumlar var ya! 7. Bedeni yanlış kullanma alışkanlığı: Bir arabaya, nasıl kaliteli yakıt koymak ve periyodik bakımını yapmak önemliyse, bedeninizi iyi kullanma alışkanlığı da önemlidir. Mesela, çalışırken uykunun gelmesi, sabahları zor kalkmak, midenin sık sık kazınma sinyalleri vermesi, kendini yorgun ve isteksiz hissetmek bedeninizi yanlış kullandığınızın işaretlerinden birkaçıdır. 18 “Başarı Rehberi”nden En İyi Nasıl Yararlanabilirim? Bir kitabı okurken ondan almak istediklerinizi belirleyebilirseniz, okurken sorunlarınızın cevaplarını daha kolay görebilir ve yararlanırsınız. * Kitabı hemen okumaya başlamayın. Önceden belirlediğiniz ileri tarihli gün ve saat için programınıza alın. Bunu önemseyin ve kendinizi iyi hissettiğiniz “eşref saati”nizde okumaya başlayın. * Öğreneceğiniz bilgilerin size yaramayacağı düşüncesiyle değil, bunlardan nasıl yararlanabileceğinize odaklanarak okuyun. * Kitabı yalnızca okumanız, önemli tespitler yapmanızı sağlar; ancak uygulamaları da gerektiği şekliyle yapmalısınız. Bunun için bir “not defteri”ni bu kitaba adayın. * “Başarı Rehberi”ni tercihen arkadaşlarınızla veya en az bir arkadaşınızla birlikte, öğrenme veriminizin en yüksek olduğu saatte okuyun. * Yakın ve aynı amacı taşıyan arkadaşlarınızla bir “öğrenmeyi öğrenme” ya da “bilinçli öğrenme” grubu kurun, birlikte çalışın. * Bu kitaptan öğrendikleriniz yeni en az 3 kişiyle paylaşın. Öğretmek için harcayacağınız çaba, öğrenme sonuçlarınızı pekiştirecektir.

* Öğrenme ve okuma hakkında bir şey öğrenirken, aynı zamanda okuma ve öğrenme sürecine de odaklanın. Bu süreci hızlandırma çabasında olun. 19 Eylem Kontrol Çizelgesi KİŞİSEL EYLEM PLANI 1- Bu Kitabı Ne Zaman Aldım? 2- Ne Zaman Bitireceğim? 3- Neleri Öğrenmeyi Bekliyorum? 4- Neleri Öğrendim?)*) … Dördüncü Bölümü, kitabı bitirdikten sonra değerlendirin. Bölüm I. Kendinizi nasıl geliştirebilirsiniz? Karayı Görebilseydim!… 4 Temmuz 1952 günü 34 yaşında bir kadın, Pasifik Okyanusu’na dalarak, Çatalına Adası’ndan, 30 km. batısında kalan Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Eğer başarılı olursa, bunu yapan ilk kadın olacaktı. Adı, Florence Chaduuick olan bu yüzücü, Manş Denizi’ni her iki yönde geçen ilk kadındı. O sabah su, vücudu uyuşturacak kadar soğuktu ve sis o kadar yoğundu ki beraberindeki tekneleri güçlükle seçebiliyordu. Milyonlarca insan televizyonlarından onu izliyordu, köpek balıkları ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayarak 15 saat yüzdü. Sonra dayanamayayıp bırakmak istedi. Yakındaki bir teknede bulunan annesi ve antrenörü, karaya çok yaklaştıklarını ve devam etmesini söyledilerse de o, sudan çıkmakta kararlıydı. Azimli yüzücü, Kaliforniya kıyısına yarım mil kala sudan çıkışının nedenini şöyle açıkladı: “Karayı görebilseydim, başarabilirdim!” Vazgeçmesinin sebebi ne yorgunluk, ne de soğuktu. Tek sebep sis yüzünden karayı görememekti. Bu, hayatın bir gerçeğiydi.

Bir şeyi başarabilmek için, ortada gözle görülür bir hedef olmalıydı. 22 23 Ne olmak istediğiniz ve bunu nasıl yapacağınız ile ilgili kesin olarak belirlediğiniz hedefleriniz var mı? Eğer bunlar yoksa, kendini rüzgâra bırakmış bir yaprak gibi oradan oraya savrulursunuz. Örneğin, hedefiniz sadece bir üniversiteye “kapak atmak” ise, bu net ve açık olarak tanımlanmamış bir hedef olduğundan sizi fazla motive etmez. Bu hedef için çok fazla bir yatırım yapmazsınız. Ayrıca net olmayan bir hedef için, çeşitli programlar yapmak size boşuna bir uğraş gibi gelebilir. Hedef koyarken bunun “ulaşılabilir ve motive edici” olmasına dikkat etmelisiniz. Bu hedef sizi rahatlık bölgesinden çıkaracak kadar etkili olmalı; ama başarma ümidinizi kıracak kadar ulaşılmaz olmamalıdır. Çıtayı koyduğunuz yeri çok iyi ayarlamanız gerekir. Ulaşılabilir ve motive edici bir hedef koyduğunuzda içinizde buna ulaşmak için büyük bir azim ve istek doğar. Ortaya çok güçlü bir yakıt çıkar. Bu yakıt, vücudunuzun motoru olan beyne olumlu sinyaller göndererek hedefe ulaşmanızı kolaylaştırır. Hedefine ulaşacağına inanan kişinin buna ulaşma isteği, hedefini netleştirdiği anda başlar. Çıta aşılamayacak kadar yüksekse, hedefi gerçekleştirme isteği doğmaz ve isteksizlik meydana gelir. Bundan sonra bu işi, kendisini motive edecek tüm dış etkenlere tepki vermez. NLP’nin (Sinir Dili Programlaması) varsayımlarından birine göre “güç, amaçlanan hedeflere ulaşabilmektir.

” Bir öğrencinin yapacağı en akıllıca iş, önce küçük ve rahatça ulaşabileceği hedefler belirleyip bunlara ulaştığını görmektir. Belirlediği hedeflere ulaştığını gören kişinin başaracağına olan inancı artar. Böylece daha büyük hedefler belirler ve onları da yapar, inancı daha da artar ve bu başarı zinciri böylece sürer gider. Hedefi gerçekleştirmenin 3 safhası vardır: 1. Değerlendirme 2. Projelendirme 3. Hareket 1. Değerlendirme Safhası Bir hedefi belirlerken dikkat edeceğimiz ilk şey, belirlediğimiz bu hedefin Sonuç Belirleme Kuralları’na uyup uymadığıdır. “KİR YOK” akrostişiyle göstermiş olduğumuz Sonuç Belirleme Kuralları’nı, seçtiğiniz her hedef için test ederseniz, hayat düzeyinizi belirleyecek adımları yanlış atmazsınız. Sonuç Belirleme Kuralları: K esin olsun. İ stenebilir olsun. R ehberiniz duyularınız olsun. Y ararlı olsun. O lumlu cümlelerle ifade edilmiş olsun. K ontrol sizde olsun.

Kesin Olsun Eğer bir üniversite adayı kazanmak istediği bölümden bahsederken “Sözel bölümlerden birini kazanmak istiyorum.” diyorsa, bu net ve açık olarak tanımlanmamış bir hedeftir. “Ben iletişim fakültesini kazanmayı, daha sonra da radyo ve 24 televizyon spikeri olmayı arzu ediyorum. Bunun için şimdiden gerekli çalışmalara başladım.” diyen bir öğrenci ise, hedefini açık ve net olarak tanımlamış demektir. İstenebilir Olsun Belirlemiş olduğunuz hedef, yakın çevreniz, aileniz ve özellikle sizin tarafınızdan isteniyor mu? Hayatta istemediği işi yapan ve asla mutlu olamayan milyonlarca insan var. Eğer bu insanların arasına katılmak istemiyorsanız, şimdiden ileride seçeceğiniz mesleğin sizi mutlu edip edemeyeceğini düşünün ve kararınızı ona göre verin. Rehberiniz Duyularınız Olsun Hedefinize vardığınızda neler görecek, neler duyacak, neler hissedeceksiniz? Hatta neler tadacak ve neler koklayacaksınız? Bunları zihninizde ayrıntılı olarak oluşturmaya ve hedefe ne kadar uzak olduğunuzu tespit etmeye “duyusal keskinlik” denir. Duyusal keskinliğe sahip olan bir kişi, hedefe ne kadar yakın veya uzak olduğunu anlar. Hedefinden uzaklaştığı anda da kendisini toplar ve tekrar yoluna devam eder. Yararlı Olsun Ulaşmak istediğiniz sonucun size, yakın çevrenize ve insanlara yararlı olması çok önemlidir. Örneğin, sadece bir şeyler öğrenmek için gidilecek bazı yüksek okullar vardır; ancak bu okullardan mezun olduktan sonra bir meslek edinerek hayatınızı kazanmanız çok zordur.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir