Ömer Hayyam – Çek Şarabı Sev Güzeli

Efsus ki name-i cevani tey şod
Vin taze behar-ı şadmani tey şod
An morg-i tarab ki nam-ı il bud sebab
Feryad nedanem ki key amed key şod
ÖMER HAYYAM
Alas, that Spring should vanish with the Rose!
That Youth’s sweet-scented Manuscript should close!
The Nightingale that in the Branches sang,
Ah, whence, and whither flown again, who knows!
Edward J. Fitzgerald
Efsus ki mevsim-1 civanı geçti
Kış geldi bahar-ı şadmanl geçti
Eyvah şebabet denilen mürg-i tarab
Biz farkına varmadık pek ani geçti
Yahya Kemal Beyatlı
Bilgelere sormaktan yoruldum, bir gün dudaklarıma
Götürdüğüm testiye sordum: Gideceğim yer neresi?
Dedi: Ağzımdan içmeye bak şarabımı kana kana
Asla gelmeyeceksin ki bu dünyaya sen bir daha.
Cansever Eyüboğlu
Beni camide gören hacı hoca sanır ki
Namaz ile niyaz ile sevab almaya geldim;
Oysa ki bir zamanlar yürüttüğüm seccade
Eskidi de yenisini çalmaya geldim.
Erdeniz Özköylü
Hep gönül derdiyledir durmaksızın içmekteyim;
Ben gülerken de içimden ağlayan bir şairim;
Bir gün olsun çıksa hicranın gönülden ya dost,
Mey değil, cennette Kevser içersem kafirim !
A. Neşet Koçkar
Çamurdan insan yapmak senin işin, bana ne,
Güldüren de öldüren de yine sensin, bana ne;
Halimden hoşnutsan da, değilsen de anlamam,
Alnımdaki yazıyı yazan sensin, bana ne !
Hilas Nacremoğlu
3
YAHYA KEMAL BEY A TL!
Yaş döktü çayır çemenden geçerek
Mümkün mü kızıl şarabı nüş eylememek
Gerçekten bu çemende şimdi biz gezmekteyiz
Bizden bitecek çemende kimler gezecek?
ORHAN.VELİ KANIK
Geçmiş günü beyhude yere yad etme
Bir gelmemiş an için de feryad etme
Geçmiş gelecek masal bütün bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbad etme.
Mey kasemi kırdın yere vurdun Tanrım
Zevkimden edip sanki ne buldun Tanrım
Gül rengi şarabım yere döktün tekmil
Zannım bu ki sen de sarhoş oldun Tanrım
ENVER GÖKÇE
Canımın içi, hoş gelip safalar getirdin,
Geldin ya ikirçikliyim, bilmem ki sen misin?
Bir güncük değil, çok otur Allahı seversen,
4
Çok otur, bileyim geldin mi, gerçek mi, sen misin?
HAMAMIZADE İHSAN
Onlar ki faziletle ün almışlardır,
Meclislere bilgi şavkı salmışlardır;
Yol bulmamış ancak bu karanlık geceden,
Efsane demiş, uykuya dalmışlardır.
MEHMET NURİ GENCOSMAN
Sapmıştı yolum dün gece çömlekçiye bir an
Gördüm nice bin destiyi, susmuş ve perişan;
Birden koca bir desti hemen coştu bağırdı:
Nerde o desti yapan, desti alan, desti satan!

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir