Ozan Takmaz – Forex piyasalarında Teknik Analiz

Teknik analiz, fiyat,hacim ve indikatör gibi göstergelerden yararlanılarak,geçmiş dönemde gerçekleşen piyasa hareketleri incelenerek geleceğe yönelik olarak fiyat tahminlerinin yapıldığı analiz yöntemidir.Teknik analiz, arz ve talep teorileri dışında ekonomi biliminden bağımsızdır ve daha çok psikoloji,matematik,istatistik ve fizik gibi bilim dalları ile ilişki içerisindedir. Teknik analizin temel mantığına göre paritenin fiyatına etki edebilecek her faktör fiyatlara yansımıştır.Yani fiyatlar bir nevi barometre özelliği göstermektedir. Teknik analizde, geçmişte yaşanan piyasa hareketleri referans niteliğindedir.Teknik analizin mantığına göre geçmişte meydana gelen bir hareket gelecekte tekrar meydana gelecektir.Bu nedenle uzun vadeli teknik analiz,paritelerin dinamiğini anlayabilmek açısından yararlı olmaktadır. Derinliğin oldukça düşük olduğu ve bu nedenle yapay hareketlerin yoğun olduğu İMKB’de teknik analiz yöntemleri özellikle küçük şirket hisselerinde çoğu zaman başarısız olmaktadır.Küçük yatırımcı için büyük ancak piyasa mekanizması için oldukça küçük bir fonla,küçük hisselerde yapay hareketler yaratmak mümkündür.Borsa jargonunda grafik çizmek ya da tahta yapmak olarak nitelendirilen bu hareketlerin, günlük ortalama işlem hacmi 2 trilyon doları bulan forex piyasalarında oluşturulmasının neredeyse imkansız olması,teknik analizin başarı oranını önemli ölçüde artırmaktadır. Çoğunlukla makroekonomik verilerin gündemde olduğu forex piyasalarında diğer piyasalarda olduğu gibi psikoloji faktörü büyük rol oynamaktadır.Forex piyasalarına ilk bakıldığında verilerin arz ve talep oluşturarak fiyatları yönlendirdiği söylenebilir.Ancak fiyatları oluşturan, veriden ziyade piyasaların veriye ilişkin beklenti ve algılamalarıdır. Örneğin düşüş trendinde olan bir paritede olumlu bir verinin açıklanması,kalıcı yükselişten ziyade tepki yükselişine neden olabilmektedir.Yükselen trend içerisindeki paritelerde ise olumsuz veriler sınırlı düşüşlere neden olabilmektedir.


Verilerin beklentilerden aşırı derecede olumlu gerçekleşmesi de aşırı yükselişlere neden olabilmektedir.Beklentilerden uzak gerçekleşmeler kitle psikolojisi üzerinde aşırı iyimserlik veya panik etkisi yaratabilmektedir. KİTLE PSİKOLOJİSİNİN FİYATLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE TARİHTEN BİR ÖRNEK:LALE ÇILGINLIĞI 16.yüzyılın sonunda Osmanlı İmparatorluğu’ndan Hollanda’ya götürülen lale,coğrafi keşiflerin etkisiyle zenginleşen Hollandalıların lüks evlerinin bahçelerini süslemeye başlamıştı.Yeni bir çiçek olan laleye olan merak çok geçmeden ciddi bir talebi de oluşturmuştu.Yetiştirilen laleler satılınca ,daha pahalı lale soğanları alınıyordu.Lalenin bir statü sembolü olarak algılanması sonucu fakir Hollandalıların da ilgisi yeni talep ve dolayısıyla yeni yükselişlere neden olmaktaydı.Fiyatlar o kadar yükselmişti ki ticari anlaşmalar lale üzerinden yapılmaya ve insanlar evlerini lale karşılığı ipotek etmeye başlamışlardı.Tam da bu çılgınlık yaşanırken bir virüsün mutasyona uğraması sonucu eşsiz şekil ve renkte lalelerin ortaya çıkması fiyatları daha da yükseltmekteydi.Çılgınlığın doruk noktasına çıktığı 1636 yılında bir lale soğanı ile on iki dönümlük bir arazi ya da Amsterdam’da lüks bir malikane almak mümkündü.Hatta bazı kaynaklarda varlıklı bir Fransızın ülkesindeki bira fabrikasını bir Hollandalıya bir lale soğanı karşılığı sattığı da anlatılmaktadır.Ancak 1637 yılında beklenen mutasyonların olmaması lalelerin satılmak istenmesine neden oldu ve hemen hemen bütün yatırımcıların tüm malvarlığını lale soğanına yatırmış olması sonucu,piyasada oluşan likidite sıkıntısı fiyatların oldukça hızlı bir şekilde düşmesine neden oldu.Fiyatlar sadece bir haftada yüzde 95 oranında düşmüştü.Her gün onlarca kişi bu çılgınlık sonucu tüm varlığını kaybettiğinden Amsterdam kanallarına atlayarak intihar etmeye başlamıştı.Devlet bu noktada bu trajediye müdahale ederek lale ticaretini daha küçük ölçekli ve stabil hale getirdi.

Charles Dumas’ın Siyah Lale isimli eserine de konu olan bu finansal balon,üzerinden yaklaşık dört yüz yıl geçmiş olmasına karşın hala çok tartışılan bir konudur.Lale çılgınlığı örneğinde olduğu gibi toplumsal histerinin neden olduğu aşırı talep sonucu fiyatların mantık sınırlarını zorlayan noktalara gelmiş olması, psikolojinin finans piyasalarındaki önemini açıkça ortaya koymaktadır. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve bilgi birikiminin artması nedeniyle finansal balonların çapı çok daha küçük olmaktadır.Ancak geçtiğimiz yıl yaşanan ve etkileri hala devam eden subprime krizinin de emlak sektöründeki balondan kaynaklandığı unutulmamalıdır. TEKNİK ANALİZİN ELEŞTİRİLDİĞİ NOKTALAR: Teknik analiz, birçok profesyonel yatırımcı tarafından başarıyla kullanılırken bazı yatırımcı ve analistlere göre bilimsellikten uzaktır.Hatta teknik analizin falcılık ya da modern simyacılık olduğuna yönelik oldukça yaygın önyargılarda söz konusudur.Teknik analizin, temel analize göre oldukça yeni bir analiz yöntemi olması nedeniyle akademik çevrelerde bilimselliği hala tartışılmaktadır.Ancak teknik analiz, psikoloji,istatistik ve matematik gibi bilimleri referans almaktadır.Örneğin bu kitabın ilerleyen sayfalarında okuyacağınız Fibonacci analizleri, geçerliliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir ve temeli matematik bilimine dayanmaktadır.Ayrıca bilişim teknolojisinde son yıllarda yaşanan hızlı gelişmeler nedeniyle, teknik analizin uygulanmasındaki kolaylığın artması,teknik analizin akademik çevrelerde kabul edilmesine ve medyada daha fazla yer bulmasına neden olmaktadır. Birçok yatırımcı, yatırım kararlarını alırken sadece teknik analiz ya da sadece temel analizden yararlanmaktadır.Temel analiz ciddi anlamda ekonomi,politika ve finans konularında bilgi ve tecrübe birikimi isteyen bir yöntemdir.Bu yöntem ile herhangi bir paritenin, gelecekte yapabileceği hareketleri öngörmek mümkündür.Ancak piyasa hareketleri çoğu zaman beklenen zaman ve koşullarda gerçekleşmez.Bu nedenle sadece temel analize bakarak yatırım yapmak yanıltıcı olabilir.

Teknik analiz ise ekonomi,politika ve finans konularının uzağındadır ve önemli olan fiyattır.Oldukça güçlü gözüken trend ve formasyonlar, sadece teknik analizi düşünen yatırımcılar için cazip olabilir.Ancak verilerdeki beklentilerden farklı gerçekleşmelerin ve 11 Eylül vb. olağanüstü gelişmelerin olduğu dönemlerde teknik analizin yanılma payı temel analize göre çok daha yüksektir. Her iki analiz yöntemindeki bu riskler nedeniyle bu iki analiz yöntemini sentezleyerek yatırım yapmak forex gibi kısa vadeli yatırımların ön planda olduğu piyasalarda daha isabetli sonuçlar vermektedir.Örneğin, temel analiz ile yönü tahmin edilen bir paritenin teknik analizi yapılarak çok daha isabetli sonuçlar doğuran yatırımlar yapılabilir.Bu ve bunun gibi örneklerden anlaşılabileceği gibi temel analizle alınan bir yatırım kararının zamanlamasının teknik analize bırakılması, çoğu zaman isabetli sonuçlar vermektedir. Sadece temel analize dayanarak yatırım yapan bir yatırımcıyı, EKG grafiklerine bakmadan by pass ameliyatı kararı alan bir kardiyologa benzetebiliriz.Kardiyologun, uzun yıllar boyunca aldığı akademik eğitim süreci sonucu elde ettiği bilgi ve birikim,hastanın kalbinin ritimlerinin incelenmemesi halinde hiçbir işe yaramayabilir.Benzer bir şekilde sadece temel analize dayanarak alınan yatırım kararı, piyasa hareketleri incelenmeden alındığında,beklentilerden oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilir.Kısacası hastanın kalbinin ritimlerini incelemeden ameliyat kararı almak ne kadar büyük bir risk ise piyasa hareketlerini incelemeden yatırım kararı almak da o kadar büyük bir risktir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir