Özdemir Asaf – Yalnızlık Paylaşılmaz

ÇİÇEKLERİ YEMEYİN
Her insanın bir öyküsü vardır,
ama her insanın bir, şiiri yoktur.
Yoldan geçiyordu, durdu.
Bir bahçe vardı. Donuk adımlarla,
adım-adım bahçenin duvarına
yöneldi. Donuk gözlerle çiçeklere
baktı, baktı. Çiçekler sıcaktı.
Donmuş bir sesle bahçıvana sustu:
— Bu çiçekler kesilecek
mi? Bu çiçekler gidecek mi?
Bahçıvan dizlerine bahçeyi
çöktü. Yüzüne çiçekleri döndü.


Bir
ışık yanmayordu, yandı, söndü. Elleri
gözlerine baktı, gözleri ellerine
aktı. Sözleri ellerini gördü. Elleri
kördü. Sönen ışık yandı. Yanan ışık
söndü. Dün yağmur yağacaktı, gün
döndü, yarın yağdı, bugün dindi.
Ağlayacaktı. Kim anlayacaktı.
ŞİİR
Sana bu güzellikler bizden kalsın.
Bugünlerden bir şeyler bizden kalsın.
Senden almak isterler,bizi söyle;
Geleni bize gönder,bizden alsın.
POETİKA
Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi
Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi
Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi
Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu.
Ne koştum ne de durdum, kaçak gidişi gibi
Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.
DELİSİ
Yoğun karanlığa karşı
Darmadağın saçı-başı
Kımıl-kımıI gözü-kaşı
Vurur ışıldanır çarşı
Ki yoğun yanlış içinde
Çizgileri nokta-nokta
Kesip-kesip alıp-satar
Ayırır kuruyu yaşı
Yatar uyur sokaklarda
Panayır, pazar-yeri1 nde
Bir deli, birçok, kör, şaşı
Bağırmak düşer mi, ya da
Yetişir mi, uyuyorlar.
Paylaşmışlar sonu başı
Bir adam, başı elinde
Dönüp-durup bakıyorlar
Bir adam, elinde başı.
O
Çalıyor o gözlerinden o uzun saçsız boyacı;
Gül-bombalı, atsız-arabasız, sakalsız boyacı.
Dudaklarında bir ıslık var, yakasında bir çiçek.
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.
DİYALOG
Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Benden sıcaklığını esirgemedi.
O gün, o evdeki o kedi
Beni bana götürdü getirdi.


Ona şarkılarımı söyledim;
Uyudu, bakıyordum, benimleydi.
Bir ikilem oldu beklenmedik;
Geçmiş günlerin yumaklarını didikledi.
Var mıydı, yok, var gibi
Kucağımdaydı kedi.
Gözlerindeydi gözlerim,
közleri gözIerimdeydi.
Ellerimi tırmalıyordu elleri…
Ürperdim, birden içim titredi.
Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Beni taa çocukluğumdan aldı
O gün, o evdeki, o kedi,
Bak-işte, neler olmuş der gibi,
Setirdi beni gençliğime bıraktı.
Anı bahçelerinde üşümek sıcaktı.
Babamın öldüğünde aylardan Hazirandı,
O elli dördündeydi, ben yedi.
Bir ışık söndüğünde yol yandı.
O kedi bunları nasıl da bildi.
Bir gündü, bir evdi, o kedi
Taş attı bütün kuyularıma.
Durup-dururken dikenli uykularıma
Ninniler söyledi.
Bu bir öykü idi;
Ben mi anlattım, o mu dinledi.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir