P. D. Ouspensky – İnsanın Gerçeği – Kendini Bilmek

Dinlerin, felsefelerin, Doğu ve Batı ezoterik çalışmalarının ortaklaşa amacı tek bir noktada, KENDİNİ BİLMEK’te yoğunlaşır. Bu noktaya ulaşmanın yöntem ve şartlarını kendi görüş ve anlayışlarına göre önerirler. Teolojik ve felsefi doktrinler arasmda insanm “kendini bilmesi” sorunu sık sık ifade edilmekle beraber, kuramsal iman ve kuşkucu aklın çoğu kez boşa dönen dişlileri arasında bu noktaya gerektiği kadar önem verilmemiştir. İnsanın kendini tanıması, bu yolda objektif bir bilgiye ulaşması çok çaba ve çalışma isteyen, zahmetli bir iştir. Kendini bilmek ya da tanımak, insanın değişmesi zorunluluğunun doğal bir uzantısıdır. Değişmek, uyanmak, şuurlanmak için “fazlalıkları” terk etmek, içsel bir mücadeleye girişmek, özdeşleşmeyi kolaylaştıran bağımlılıklardan soyunmak şarttır. Üstün çaba gösterilmeden, kendi üzerinde çalışmadan değişmek, uyanmak, şuurlanmak mümkün değildir. Bütün ezoterik çalışmaların, inisiyatik öğretilerin temeli TERK’e dayanır. İnsan, her yanı “fazlalıklarla” çevrili ve çeşitli putların isteklerini yerine getirmek durumunda olduğunu bilmeden mahpusluktan kurtarılamaz. İnsan, özgür olmadığını anlamazsa hapishanesinden çıkamaz. Özgür hale gelmek için iç özgürlüğü elde etmelidir. İnsanm uğrunda mücadele ederek kazanması gereken şey özgürlüktür. 12 İnsanın Gerçeği “Kendini Bilmek’ İnsanın iç özgürlüğü elde etme yoluna girmesi “terk etme’ye hazır hale gelmesine bağlıdır. Herhangi bir şeyi kaybetmekten korkmayan, kaybedilecek bir şeyi olmadığının şuuruna varan kimse, bu şekilde her şeyi kazanır. Sunduğumuz bu eser, Batı uygarlığının zihniyetine göre Gurdjieff tarafından verilen kadim-ezoterik bilgilerin en parlak öğrencisi Ouspensky tarafından sistemleştirilmesinden meydana gelmiştir.


Gurdjieff Sufilik öğretisiyle, Hint, Tibet, Mısır ve Babil öğretisini birleştirerek fakir, keşiş ve yogi yollarının üstünde olan bir dördüncü yolun varlığını ortaya koyarak, uyanma yolunu çağdaş bilgi ve anlayış düzeyine getirmiştir. Kitabın diğer bölümleri “ezoterik bilimin” en önemli konularını içerir. Ouspensky, Gurdjieff’in öğretisini ortaya koyarken açıklama yapmak gibi bir çaba azaltıcı yola girmemiş olmasına rağmen, biz, genişçe bir açıklama bölümü eklemeyi uygun bulduk. Uzun zaman alan incelemelerimiz sonucu, okurlara bazı bilgiler sunarak sakıncalı sonuçlar doğurabilecek yorumların oluşmasına maydan vermek istemedik. Batıdaki yanlış uygulamaların bizde de tekrar edilmemesi için açıklama yaptık. Çabanın daha çok artması için yararlı olacaktır. Çeviri İngilizce aslından yapıldı ve Fransızcası ile de karşılaştırıldı. Ayrıca Gurdjieff öğretisi ile alakalı diğer eserlere de başvuruldu. Ouspensky, “Dördüncü Yol” da denen bu öğretiyi aktarırken, konuları, kronolojik bir düzen içerisinde, basitten başlayıp daha sonra genişleterek işlemiş ve Gurdjieff’in konuşmalarını gayet akıcı bir üslupla birleştirmiştir. Bu arada Evrenin Yeni Bir Modeli adlı eserinde ayrıntılı olarak açıkladığı kendi görüşlerine de bir hayli yer vermiştir. Biz kitabı yeniden düzenlerken, daha yararlı olacağına inan­ Sunuş 13 dığımız başka bir yöntem izledik. Birinci olarak, yukarıdaki nedenlerle kitabın sonuna bir açıklama bölümü ekledik. İkinci olarak, kitabı bölümlere ayırarak yeniden düzenledik. Eserin orijinalinde, herhangi bir konu, topluca, bir başlık altında işlenmemişti. Yani belli bir konuya ilişkin bilgi; kitabın başında, ortasında ya da sonunda bulunabiliyordu.

Biz kitabı tüm olarak ele alıp, işlenen konuları gruplara ayırdık ve o grupları da alt kümelere böldük. Böylece kitabın başındaki “içindekiler” bölümü ortaya çıktı. Eserin orijinali, baştan sona defalarca didiklenerek, belli konularla ilgili bilgiler biraraya getirilmiş oldu. Ve son olarak, yeni düzenlemede olabildiğince sadece Gurdjieff’in öğretisine yer verdik. Ouspensky’nin kendi eserlerinde zaten uzun uzun anlattığı kendi görüşlerinin bir kısmını ve Gurdjieff’in konuşmalarını birbirine bağlayan cümleleri çıkardık. İnsanla ilgili her şeyi aktardık, fakat pratik olarak insanla ilgili olmayan bölümleri, örneğin “Hidrojenler” ve “Mistik Egzersiz” konularını kısmen aktardık. Elinizdeki kitap, orijinal metninin yüzde seksenini içermektedir. Bu arada örnek olarak verilen özel isimleri Türkçeleştirdik. Bu kitap, büyük uyanmadan önce, uyku ile uyanıklığın farkını öğretir ve şuurlanmanın ilke ve şartlarını gösterir. Ergürı Arıkdal Ruh ve Madde Yayınları BİRİNCİ BÖLÜM İNSANIN BUGÜNKÜ DURUMU A – İNSAN UYUMAKTADIR “Uyku fikrinde yeni olan hiçbir şey yoktur. Aşağı yukarı dünyanın yaradılışından beri, insanlara uykuda oldukları ve uyanmaları gerektiği söylenmiştir. Örneğin, İnciller’de bu, kaç kere tekrarlanmıştır. ‘Uyan’, ‘izle’, ‘uyuma’. Hz. İsa Gethsemane Bahçesinde son defa dua ederken bile havarileri uykuya daldı.

Her şey ortadadır. Fakat insan, bunu anlıyor mu? İnsanlar, bunu basitçe, bir konuşma biçimi, bir ifade tarzı, bir mecaz olarak kabul etmektedirler. Bunu olduğu gibi kabul etmenin gerekli olduğunu anlamada tamamen başarısızlığa uğramaktadırlar. Nedenini anlamak kolaydır. Bunu olduğu gibi anlamak için biraz uyanmak veya en azından uyanmaya çalışmak gereklidir. Size ciddi olarak ifade edeyim ki, İnciller’de niçin uyku hakkında hiçbir şey söylenmediği bana birçok defalar soruldu. Hemen her sayfada bundan söz edildiği halde. Bu durum, basitçe, insanların İnciller’i uyku içerisinde okuduklarını gösterir. İnsan, derin bir şekilde uyuduğu ve tamamen düşler içinde bulunduğu sürece, uykuda olduğu gerçeği hakkında dahi düşünemez. Uykuda bulunduğunu düşünseydi uyanırdı. Bundan böyle her şey olduğu gibi devam etmektedir. Ve insanlar, bu uyku yüzünden neler kaybettikleri hakkında 16 İnsanın Gerçeği “Kendini Bilmek‘ en küçük bir fikir sahibi bile değillerdir. Halen söylemiş olduğum gibi, bu düzeni içinde, yani doğanın onu yarattığı durumda bulunmakla insan, sübjektif şuurlu bir varlık haline gelebilir. O, böyle yaratılmış, böyle doğmuştur. Fakat, uyumakta olan insanlar arasında doğmuştur ve tabii ki, kendisi hakkında şuurlanmaya başlaması gerektiği tam o anda onların arasında uykuya dalar.

Bunda her şeyin rolü vardır: Yaşlı insanların çocuk tarafından elde olmadan taklit edilmeleri, istemli ve istemsiz telkinler ve ‘eğitim’ adı verilen şey. Çocuktan gelecek her uyanma hareketi, derhal durdurulmaktadır. Bu, kaçınılmazdır. Ve daha ileride, binlerce uyumaya zorlayan alışkanlık yığıldığında, uyanmak için pek çok çaba ve büyük çapta yardım gerekli olur. Ve bu pek nadiren gerçekleşir. Çoğu kez, insan, henüz daha çocukken uyanma imkanını kaybeder; bütün hayatını uykuda geçirir ve uykuda ölür. Dahası, birçok insan, fizik bedeninin ölümünden çok önce ölür. Fakat böyle durumlardan daha sonra söz edeceğiz.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir