Refik Halid Karay – İstanbulun Bir Yüzü

Olur tesadiif degil, diin Biiyiikada iskelesinde kar§1 kar§1ya gelince §�irakald1m. Cilas1 gozler alan narin tekerlekli, tombul ath, oyuncak gibi kiic;:iik ve siislii bir arabadan indi; uzaktan, ilk bak1§ta tamyarnad1m. Arkasmda bal renginde, beli kemerli, dar, §Ik bir pardosii vardL Alan saph bastonu elinde dimdik, selamlar dagitarak, tel�s1z ve yorgun bana dogru yiiriiyordu. Bu kim, diyordum, goziim ismyor … Nihayet tamd1m; idris Hoca’nm oglu Kimi, bizim Rani, benim Rani … Ne kadar degi§mi§ yarabbi! Vakarh, gosteri§li bir adam, bir biiyiik ve miihim adam olmu§; o iirkek tavirh kalem efendiligi iizerinden tamamen gitmi§ … Ewelce, yolda bir yere c;:arpmaktan, bir §ey devirmekten, birinden azar i§itmekten korkar gibi, siinepe siinepe yiiriirdii; ic;:in ic;:in kaynar, yiiregi ate§li, gozii biiyiikliikte bir genc;:ti ama zavalh sokakta bu halini hie;: gostermez, emir, hiikiim alunda yeti§mi§ bir s1gmt1 oldugunu c;:ekingen, ezgin tavnyla daima belli ederdi. Fakat bu sinsiligi altmda ha§an, c;:apkm, kiistah bir tabiat1 da vardL Ta kiic;:iikten beri birbirimizi mahalleden tamnz. 0 Sogukc;:e§me rii§diyesine giderdi; pembe yanakh, ablak c;:ehreli, 7 simsiyah iiziim gozlii, biraz peltek ve bon bir c;ocuktu; ben o zaman daha dort ya§mda, ba§1mda yemeni, kulaklanmda, dii§mesin diye arkadan ibri§imle birbirine bagfanm1§ c;eyrek liradan kiipeler, sak1z c;igneye c;igneye sokaklarda gezen, yaramaz bir k1zd1m. Ona yanaklarmm renginden kinaye “Elma Kani” derlerdi, benim ismim ”Yiiksiik ismet”di; c;1tir p1tir oldugundan bunu yak1§tirm1§lard1; sonralan o sarard1, zay1flad1; ben geli§tim, irilendim. Fakat lakaplanm1z kald1, degi§medi. Kani’nin annesi kibar dalkavugu idi. Fikri Pa§a’nm konagma devam eden misafir kadmlar arasmda Pa§a’ya kurulan i§ret tepsinin kar§1sma dizilip saz c;alan, §ark1 okuyan, taklit yapan bir tak1m vard1 ki kendileri haremde, kocalan selamhkta masrafs1z ve zahmetsiz gayet refahh bir omiir siirerler, ba§ sofrada yer, list sedirde mevki bulurlardi. Evin ic;inde olup bi ten, yenilip ic;ilen, giyinilip ku§amlan ne varsa hepsinden hisseleri aynhrdi. Hamam yanmca hemen kurnanm ba§ma, seyran yap1hnca on arabanm kaq1sma gec;erler, bohc;ac1 ve yazmac1 kadmlann tuhafhga vurarak etraf1- m ahrlar “kadm1m, sultamm, §ehzadem” gibi hitaplarla ev halkmdan her birini ayn ayn memnun ederek hesaplanna sand1klanm doldururlardi. Bunlann bayramda elbiseleri ismarlamr, zevklerine muvaf1k c;e§itlerden ayn sepetlerde §ekerleri yaptmhr, ancak iki, iic; ayda bir tozunu ahp havalandirmak ic;in ugrad1klan evlerine Ramazan gelince yagmdan, pirincinden tutunuz da giillacma kadar noksans1z mutfak masraflan gonderilirdi. Fakat bu miibarek ay zarfmda konagm tabla tabla c;1kan nefis yemeklerde mebzul 1 eglencele1 mezbul: bol, crok 8 rinden aynlmalarma goniilleri bir tiirlii razi olamad1gmdan bermutat1 gene soguk edalar, manas1z sozler, sahte kahkahalarla meclisi §enlendirmekte devam ederlerdi. i§te Kani’nin anas1 bu kabil kadmlardan biriydi.


Vaktiyle Mollagiirani tarafmda berberlik eden kocasm1, Fikri Pa§a’ya sokulunca mubassirhkla mekteplere kayirmI§, bir miiddet sonra da ba§ma bir abani sank baglattmp rii§diyelere tecvid ve ilmihal hocas1 tayin ettirmi§tir. Berber idris, idris Hoca olmu§tU. Kiic;iik ya§mdan beri konak tufeylileri arasma sokulan Kani hayli zaman kahve ocagmda arabaolar, bahc;1vanlar ic;inde memnun siiriinmii§ durmu§tU. Hamama sokulu§unu takip eden giinlerde, ara s1ra hareme de ahmr, hatta Pa§a’nm kiic;iik oglu ihsan Bey’ e gece kandili art1klanndan adam ve ay1 §ekilleri, gazete kag1tlanndan sandal ve yelkenli kay1klar yaparak vakit gec;irirdi. Bu kaba saba §eylerin, Avrupa’dan gelme oyuncaklardan daha fazla ho§Una gittigini goren Kani kibrit c;oplerinden yangm kulesi, c;ikolata kalaylanndan “Bab-1 seraskeri” dairesi yapmaya kadar vanr, beyini daha c;ok memnun etmeye c;abalard1. Bazen de anasma bir iltifat olmak iizere hammefendi: “Kani de nerelerde; hie; goriinmiiyor, bulup §Unu getiriniz, gorecegim geldi!” der, kiimesten veya bir oyundan ahnarak ter ic;inde, hicabmdan k1pkirmm bir halde salona girince ok§amr, yer gosterilir ve ellerine hediyeler doldurulurdu. Kapmm hemen yamba§mda iki diz iistii c;okerek ve hic;bir yere bakmadan, hic;bir soz soylemeden, yalmz heyecanmdan kesik kesik soluya soluya yaz1 masas1 bask1s1 gibi temkinli bir oturu§u vard1 ki; bakt1kc;a ve takdir edildigini duydukc;a anasm1 ifti1 bermutat: ah�1lagelen bi<;imde, her zaman oldugu gibi 9 har i<;inde birakird1. Dokuz, on ya§ma kadar i§te, boyle, kah kap1 e§igiyle bir seviyede, kah hindiler, kazlar ve seyislerde bir halde hayat siirdii. Ara sira ana ogul, birka<; gece kalmak iizere evlerine gelirlerdi. Yan yana otururduk. Bizim evin altmda §ohreti diinyay1 tutmu§ bir tur§ucu diikkam vard1; <;ardakh tur§ucu derlerdi; oniinde, yamn yumru kollanm kar§Iki evlere kadar uzaup sokag1 iki tarafh orten bir asma yeti§mi§ti. Alunda k1§ yaz golge, rutubet eksik olmaz, s1k s1k dokiilen tur§u sulanndan birikme mayho§, keskin bir sirke ve lahana kokulu .;amur hi<; kurumaz, azalmazd1. Ah bu koku! <,;ocuklugumu bana ne kadar miikemmel hat1rlaur. 0 uzak ve garip giinlerimi diri renkli ve yakm bir §ekilde, gozlerimin oniinde ne <;abuk canlandmr! Kini ile beraber biz bu sert, baharh hava i.

;inde, bu islak toprakta yeti§tik; sulan kurumu§ harap sebiller i.;inde, adam ugramayan viranelerde, bah.;1vanlan ogle uykusuna yatml§ bostanlarda beraberce bir<;ok zamanlar ba§ ba§a ya§ad1k. 0 beni, ben onu yenmeye, yatirmaya <;abalayarak, iti§ip dovii§erek, lSlra haykira, ko§U§a kovalaya, serin havaya kavu§mU§ kopekler gibi keyifli, ne§eli, serbest bir <;ocukluk ge<;irdik. Onun konaga kapilanmas1 beni bir zamanlar .;ok iizmii§­ tii; annem ko§edeki hamamda, .;ekmece ba§mda otururdu; ben de giindiizleri, fena havalarda, yanma daha s1k gitmeye ba§lamt§Um. Soguklukta oturup baklava bi.;iminde kesilmi§ susam §ekeri satan Arap Hidayet’in masallanyla oyalamyordum; bir giin Kani’nin anas1, yanma Fikri Pa§a’nm konagmdan dort, be§ kadm takmt§, hamama geldi: “Camm1z bir sokak hamam1 istedi, hem Taya Hamm ‘la kalfalara da bir 10 degi§iklik olur!” di ye izahat veriyor, kubbeyi inleten bir sesle saga sola: “Haydi, bakahm, soyununuz, ii;eride tur§u ziyafeti var! ” diye haykmyordu. Nihayet elime iri bir kase verdiler, diikkana beni gonderdiler. Dondiigiim zaman Taya Hamm anneme seslendi: “Hamm, ma§allah k1zm ne §irin, insanm camna sokacag1 geliyor!” dedi. Kipkirmm oldum, o zaman dayanamad1, kucaklad1, yanaklanmdan optii, biri;ok §eyler soruyordu, ben de pervas1z, ho§ ho§ cevaplar veriyordum. Daha o zamandan zenginlige dogru kendimde bir yakmla§ma ihtiyao duyar, elmash, kiirklii kadmlara sokulmak isterdim; boyleleri ile yan yana olduki;a dilim ai;1hr, keyfim gelir, soyler, giiler ne§elenirdim. Bugiin de, §U ipek entarili, kiipeli, bilezikli hamm, yanmdaki §etaretli, kaygusuz, giizel kadmlar beni i;ekiyor, §evke getiriyordu. Bir arahk Taya: “Seni Kini’nin yanma gotiireyim mi?” dedi.

Obiir kalfalar da “gotiirelim!” diye 1srar ediyorlard1; annem birakmak istemiyordu; bir miiddet olur mu, olmaz m1 diye hayli dii§iindiiler; nihayet kararla§tI. Beni yakalad1klan gibi hamama soktular, evden en yeni i;ama§irlanmla bayramhk entarim getirildi. Sokakta bulunup ii;eri ahnmI§ bir kedi yavrusu gibi, ak§ama, birden, i;ok s1cak odalara, i;ok yumu§ak sedirlere, t;e§it t;e§it yemeklere konmu§tum. Talih beni Kini ile orada da birle§tirmi§ti. Bir zamanlar sokaklarda siipiirge gibi tozlara, i;amurlara batmI§ bir halde, beraberce dii§mii§ kalkmI§, siirtiinmii§tiik; §imdi de cilah tahtalar, hah ve kei;eler iizerinde makara gibi saga, sola, kayarak, kanepe koltuk altlanna kai;arak, gene beraber, oyunla vakit gei;irmek yolu ai;ilm1§tI; ikimiz de bir kap1da bulu§IDU§, birbirimize kavu§IDU§tuk … 11 Konakta yerle§tigimizden beri ba§1m1zdan ne maceralar ge(,;ti, neler gordiik ve ne kadar §eyler ogrendik yarabbi! ikimiz de istanbul’un goze s1gmaz geni§ligi, ucu bucag1 bulunmaz derinligi i(,;inde oyle karI§lk, <;apra§lk yollara dii§tiik, oyle eziyetler <;ektik veya sefalar siirdiik ki hatirlad1klanmm oldugu gibi, siissiiz, ilavesiz yaz1versek meydana payitahtm son zamana ait ne canh ve ne dogru bir tarihi <;1kar. i§te ben, elimden geldigi kadar, bu hatiralan sirasm1 dii§iirdiik­ <;e roman gibi degil, bir hatira defteri gibi bazen k1sa k1sa, bazen uzun uzun, o giinkii zevkime, i§tihama gore zaptedecegim. * Kani’yi ii<; senedir, harpten beri kaybetmi§tim! Bir zamanlar asker oldu dediler, sonra Suriye’ye gittigini duydum. Biri; biiyiik i§lere girdigini, ticaret yapt1gm1 soyledi; bir ba§­ kas1 da �am’da oldiigiinii haber verdi, bir tiirlii dogrusunu anlayam1yordum. Ben de <;ok me§guldiim. izmir’den incir, iiziim tiiccarlan yakam1 bir tiirlii birakm1yorlar, ziyafetten ziyafete gotiirerek, bir taraftan, izzet ikram, eglendiriyorlar, obiir taraftan da para kazanmanm yolunu ogretiyorlard1. Beni, §imdi, pek rahat, kayg1s1z ya§atan §U kii<;iik servetim, i§te izmir’in yadiganydi. Valinin bir saurhk miisaadesiyle zengin oluvermi§tim. Kisa, basit, anlatmaya degmez, fakat inanamaz bir sergiize§ttir. Sonralan art1k ogrenmi§tim, Rani zengin olmu§tU, harp zengini idi; ad1 izmir’ e kadar gelmi§, §ohreti dillere destan olmu§tU. Yaz1hanesini tahkik ettim, bugiin, yann gidip gorii12 §ecektim, nihayet tesadiif, yazd1g1m gibi, dun, onu yoluma c;1kard1, arkasmda beli kemerli bal renginde dar, §lk bir pardosii, elinde altm saph bastonu, dimdik, selamlar dag1tarak, tela§SIZ, yorgun, bana dogru, tammadan geliyordu.

Biiyiikada iskelesinde ogle vapuruna binecektik; sert bir giindogrusuyla etraf allak bullak oluyor, tenteler sars1hyor, camekanlar zangird1yor, bacaklanna elbiseleri dolamp adeta kosteklenen ahali; toz, duman ic;inde sersemle§mi§, gozler yan inik, ba§lar riizgann aksi tarafma c;evrik, birbirlerine c;arparak iskeleye ko§uyordu. 0, bu hareket ve tela§ ic;inde fiitursuz, vakarh, agir agir yiiriiyordu. Ben de derin, derin bak1yordum, §a§1yordum. Evet, ne kadar degi§mi§ti, hazirc1 magazalanndan ah mp dart giinde hav1 dokiilen, diz kapaklan c;1kan bic;imsiz elbiseler ic;inde; bic;are hie; boyle, ehemmiyetli bir adam gibi goriinmezdi. ille modas1 gec;mi§ bir fantazi yelegi hatmmdan c;1kmaz; c;ok itina ile giyindigi giinler bunu muhakkak sirtma gec;irir ve adeta, yak1§t1gma, bir de degi§iklik verdigine inanarak biraz da kibirlenirdi. �imdi, hie; kibirli degildi; dolgun, emin; metanetli, hiilasa sahte degil, sahiciydi; kibirlenmiyor, yalmz mevkiine yak1§1k alan bir tavir takm1yordu. Birden kar§1sma c;1kt1m, pec;em ac;1kt1, c;ehreme c;ok yak1§t1g1 soylenen, §oyle sola, yanag1mm c;ukuruna dogru biikiik, kivrak bir tebessiimle durdum: “A ” d d’ “I. , e i. sm et!” . Kani bunu soylerken, riizgar pelerinimi sirumdan s1yirm1§, yiiziine dolam1§t1, sanki tamr gibi, benden evvel hem de herkesin ic;inde §U kuma§ parc;as1 onunla, alelacele kucakla§ml§tl. Hemen c;ektim, bu sefer de eteklerim havalan13 di. Ta dizlerime kadar c,;ar§af1m1 kaldird1, soguk, ha§in bir nefesin c,;1plak etime siirtiindiigiinii duydum. “A,” diyordu, “ismet … Nasilsm bakay1m pilicim, -daima, bana boyle hitap ederdi- nerelerdesin?” Ben, hala §Imank ve ne§eli giiliiyor, susuyordum; bilmem nedendi, acaba ah§kanhk m1, ne zaman bu adamla kar§1la§sam hemen sokulmak, ok§anmak, c,;ocugumsu, nazh tavirlar almak isterdim. ilk tamd1g1m, tamd1g1m ilk adam … Hem soyliiyor, hem de beni siiziiyordu, ben de onu gozden gec,;iriyordum. “Bu ne §Ikhk,” dedi.

“Biisbiitiin genc,;le§mi§sin!” Az uykudan, c,;ok c,;ah§madan, yahut kumardan, sefahatten mi ne, yiizii §i§kin, gozleri kirmmyd1. <;;:ehreme ac,; gibi, hirsla, arzu ile bakt1g1m hissettim, k1zard1m. “Nereye?” diye sordu, “istanbul’a! ” dedim. “Oyle ise beraberiz, dogru �i§li’ye pkanz, orada da bir evim var, fingirti evi, laf atanz!” Elimden tuttu, istekli, candan s1k1yordu; ben de memnun oluyordum. Aradan bu kadar seneler gec,;tiginin, ya§land1g1- mm iizerinde hie,; tesiri yok gibiydi; zenginligi de onu benden sogutmamI§, b1ktirmam1§tJ. Biz, ne zaman bir araya gelsek ta oliinceye kadar, galiba, boyle el ele dokunur, gozgoze gelir gelmez birbirimize kar§I dayamlmaz bir sokulmak, sevi§mek arzusu duymaya mahkumduk. Bu, s1rf hayvani bir istekti. Fikrimizden ziyade viicutlanm1z bulu§maya at1hyordu; §imdi eminim, �i§li’deki evde ba§ ba§a kahr kalmaz, sekiz, on ya§1m1zdayken acemi acemi ba§lay1p gittikc,;e ustala§arak, fas1lalara ragmen k1skanc,;hks1z devam eden bu miinasebet gene ezgin, dermans1z birakan bir §iddetle tekrar canlanacakt1. 14 Ta§ iskele iizerinden gec;erken riizgann kar§Ismda eteklerimiz ipe as1h c;ama§trlar gibi kabanp §i§iyor, c;irpm1p kamr;1lamyor, o, hasirh fesini uc;masm diye bir eli ile bastmyor; ben, arkas1 ili§iksiz k1sa pelerinimi c;1plak ensem goriiniir korkusuyla s1k1 s1k1 arkamdan tutuyor, vapura oyle gidiyorduk. Sozlerini giindogusunun bir kopek gibi kar§ISmda oburcasma, derhal, r;ignemeden kap1p yuttuguna ehemmiyet vermeyerek bir taraftan mml mml, r;abuk c;abuk anlat1- yordu. Yan i§itiyordum: “Evet, dogru,” diyordu, “§imdi ben zenginim, talihim yard1m etti; ama bunun boyle olacagm1 eskiden beri bilirdim; hatta hatirlar m1sm, konakta harem tarafmdan donmedolaba biner de selamhga gec;er, odama gelirdin. Sabahlara kadar konu§urduk, o zaman sana da soylerdim: ‘Kizcagmm,’ derdim, ‘bir gun gelecek altmla oynayacag1m!’ Buna ic;inizde inanan yoktu. Hakk1mz da vard1 ya, o ne siinepelik, o ne uyu§ukluktu bendeki … Ugursuzluk altm paradaymi§; ortahga kag1t yay1hnca talih de bana yiiziinii gosterdi. T1ls1m bozuldu . Evet §imdi zenginim, -kulag1ma egildi, bir isim soyledi- onunla i§ yap1yorum, anlarsm ya … ” -Biraz durdu, vapura §6yle hakaretle bir goz att1.

- “Bu adada da,” dedi, “istimbotsuz oturulmaz, arat1yorum ama bir i§e yarayamm hala bulduramad1m!” Ne kadar da hakk1 vard1, bu darac1k yerlerde itile, ezile insan harap oluyordu; ikimiz de, somurtkan bir yiizle, istemeye istemeye nht1mdan vapura uzatilmt§ olan tahta iskeleye bast1k; Kani hemen elimi tuttu, gene s1k1yordu. Fakat §imdi biraz daha hafifc;e … Galiba kendi hikayesine, sergiize§tine dalmt§, ba§ka hisleri yiireginde uyu§mU§tU. 15 “Sana hepsini anlatacag1m,” dedi. “Haydi, §imdi kopriide bulu§uruz!” Onu goren, belki de yanm saattir gozleyen bir kamarot hemen ko§tU, “Buyurunuz, efendim!” diye oniime dii§tii. Bana yan kamaray1 ac;t1. Sonra yerden selamlayarak c;ekildi. ic;imden: ismet, diyordum, haurlar m1sm, bir zamanlar, eski devirde kamarotlar biiyiik pa§a hammlannm oniine dii­ §erler, yerden onlara temennalar ederler, onlara kamaralar ac;arlard1 … ister istemez biraz kibirlendim. ic;eride iic; dort hamm vard1. Benim boyle eteklenir gibi te§rifatla girdigimi goriince meraka dii§tiiler. Derin bir sessizlik ic;inde her yerimi, pec;emin cinsinden iskarpinimin kurdelesine, siirmemden yanag1mm c;ukuruna kadar uzun uzun gozden gec;irdiler; hem bunu kapah bir tarzda degil, apac;1k, camekandan mal begenir gibi yap1yorlard1. Ben, hie; aldirm1yor, giimii§ c;antamm ic;inde bir §ey anyordum. Nihayet pe§ten konu§ulmaya ba§land1. Ag1zlannda bir isim doniiyordu: Kani Bey … Camm arkasmdan, galiba onu gec;erken gormii§lerdi. Buna camm s1kild1. Biliyordum ki halk, harp zenginlerini c;ok k1skamyor, hie; c;ekemiyor.

Aleyhinde bin yalan, bin masal diizerek gezdigi yere yay1yor, yilan hikayesi gibi uzat1yordu. Ko§ede oturan eski devirden numune kalm1§ kuru, vakarh, fakat kibar k1yafetli bir hamm, elden kac;mI§ eski firsatlann hirs1 gozlerinde parlayarak, zahiren terbiyeli, fakat zehirle dolu bir dedikodu yapmaya ba§lad1. ikimizin beraber, yan yana, konu§a konu§a geldigimizi bilmiyor, Kani’den tamyan yokmu§ gibi bahsediyordu. Arna nas1l? Hep sizli bizli, nazik te§rifath bir lisanla … 16 “Demin ge<;en Raca Kani Bey degil miydi efendim, zamane zengini, bize bu sene kom§u oldular. Sayelerinde ne sazs1z kahyoruz, ne eglencesiz; eksik olmasmlar haremleri �ayan Hammefendi pek ne§eli, pek goniilsiiz bir tazedir. Ara s1ra te§rif ederler de giilmeden bay1hnz! ” Ah, Kani’nin kans1 m1? Nasil giilmezler? Kim bilir eline para ge<;eli ne delilikler ne §Imankhklar yap1yordur. Hi<; unutmam, benim konaga getirildigimin ii<;iincii senesiydi, bir gun Pa§a’nm <;antac1s1 Malik Aga, -sonra Malik Efendi oldu, birbir arkasma riitbe, ni§an, yedinci daireye reisliki§te o, bir Arap yavrusunu yakalamI§, hareme girdi; Taya Hamm’a: “Bunu hamama sokup y1kayacaksm1z, temiz <;ama§Ir, elbise de giydireceksiniz, konakta kalacak … ” dedi

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir