Sibel Özbudun – Nasıl Satabilirsin ki Havayı, Kızılderili Şefin Bildirgesi

Kızılderili halkların düşünce ve görüleri, günümüze ancak beyaz çevirmenlerin kaleme aldığı söylevlerde kaldı. Günümüzde onların hakkını verebilmenin tek yolu, bu düşünce ve görülerin uzun zaman önce yitirilmiş bir geçmişin salt şiirsel sözcükleri olarak kalmasına izin vermemek olacaktır. Bu nedenle burada bu söylevlerden ikisini yayımlıyoruz. Bunlardan ilki ısrarlı bir ekolojik ders. Adını “nasıl satabilirsin ki havayı” koyduk. Yazarı ve kaynak bilinmiyor. İkinci metin, Puged Sound kabilelerinden Reis Seattle’m söylevinden parçalar içeriyor. Ayrıca bir diğer bölümde konuya ilişkin bilgiler de sunuluyor. Metin The Washington Historical Quarterly’ nin Ekim 1931 sayısından alınmıştır ve başlığı “Halkımız hızla çekilen bir deniz gibi geriliyor”dur. 1855’te VVashington bölgesinden vali Isaac Stevens’a seslenen bir söylevdir bu. Avrupalı sömürgecilerin Kuzey Amerika yerlilerine ilişkin tutumları her zaman onların yerli kavrayışlarını yansıtmıştır. Amerika yerlileri acımasız boğazlanmaya ve topraklarının yağmalanmasına direnebildikleri sürece, Tanrı’nın seçilmiş halkının önüne dikilen kafasız putperestler ve barbar hayvanlar olarak betimlenmişlerdir. Ancak çoğunluğu askeri yenilgiye uğratılıp başka kimsenin istemediği sefil toprak parçalarında yaşama uğraşı vermeye koyulduğunda, yeni bir imge çıktı suyüzüne: ‘yok olan ırk’, ‘doğa ananın soylu çocuğu’ mitosu, kanamaya karşı romantisizm bandajı. O zamanlar yerlilerin yazı dili yoktu; kızılderili temsilcilerin sözlerinin çoğu, söz konusu halkın dili ve/veya yaşam tarzı üzerine hiçbir bilgisi olmayan çevirmenlerce kaydedilmiştir. Reis Seattle’ın konuşması bir istisnadır; çünkü beyaz bir yerleşmeci ve Seattle’ın komşusu olan Dr.


Henry Smith tarafından kayda geçirilmiştir. Smith, Duwamish dili üzerinde iki yıl çalışmıştı. Gerçek adı Sealth olan Seattle Suquamish ve Duwamish halklarının reisiydi. İlk beyaz yerleşmecilerle dostluk kurmuş ve 1830’larda katolik olmuştu. Bu küçük, ama hızla büyüyen yerleşime bir ad seçme zamanı geldiğinde, kasabaya onun adını verdiler. Bu konuşmayı, bölgedeki çeşitli halklarla General Isaac Stevens önderliğindeki hükümet temsilcileri arasındaki görüşmeler sırasında Port Elliott’da yaptı. Seattle’ın orada kotarılan anlaşmayı imzalamasına karşın, hemen ardından beyaz yerleşmecilerle kızılderililer arasında savaş patlak verdi. Birkaç yıl sürdü ve Beyazların yaşam tarzını tümüyle değiştirdi. Çiftçiler tahkimli kulübelerinde güvenlikteydiler, ama yavaş yavaş iflas ediyorlardı. Ticari yaşam çok durgunlaşmıştı, kısa süre içinde imalathaneler kapanmaya başladı, gayrimenkul fiyatları da baş aşağı gidiyordu. Sonunda kızılderili isyancılar kasabaya saldırılarını kesmek zorunda kaldılar ve çoğu Port Elliott Anlaşmasfnda kendilerine vaadedilen rezervasyon alanına yerleşmeye razı oldu. Reis Seattle, 1866’da kalp krizi geçirerek öldü. Büyük bir adam, büyük bir devlet adamı mıydı, yoksa kendi kuşağından bazı kızılderililerin ileri sürdüğü gibi, sürülmeye rıza göstermekle kendi halkına ihanet eden bir işbirlikçi mi? Söylevini okuduğumuzda, silahlı direnişten vazgeçmesinin gerekçelerinin geçerliliğini kendimiz yargılayabiliriz. Kuşkusuz, ‘beyaz adamın tarzına’ ilişkin eleştirisi bir hayli doğru çıkmıştır. Bu teslimiyetçi bir konuşma değil, son derece güncelliği olan kinayeli ve dehşetli bir meydan okumadır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir