Stephanaie James – Ask Kumari

Hayal ve umut kenti Las Vegas’ın büyük kumarhanelerinden birinde oyun oynayan Alyssa Chandler’in bir istatistik uzmanı olduğundan kim kuşkulanabilirdi? Doğal olarak hiç kimse, daha doğrusu Jordan Kyle dışında hiç kimse…. Jordan, kendinden emin bu genç kızı ilk fark ettiğinde, kendi ayarlarında bir rakiple karşı karşıya olduğunu anlamıştı. O gece, şansıyla kumar oynarken Alyssa da kendini hayal ve mutluluk dünyasının esrarlı havasına kaptırmıştı. O gece, esrarengiz genç kızla kumarbazlar prensi arasında sonu meçhul bir aşk kumarı başladı….. Aynı olay üçüncü kez tekrarlanınca, Alyssa Chandler’in artık kuşkusu kalmadı. Her masa değiştirişinden birkaç dakika sonra, tam karşısında kendisini yiyecekmiş gibi bakan bir adam gelip oturuyordu. Bunun basit bir rastlantı olduğunu düşünmek son derece güçtü. Kumarhanenin ünü ve buraya akın eden kalabalık göz önüne alınınca, böylesi rastlantıların bunca kısa sürede tekrarlanma olasılığı hemen hemen yok gibiydi. Olasılık ihtimallerini çok iyi hesaplayan Alyssa’ya göre onları karşılaştıran rastlantının aslında bir rastlantı olmadığı aşikârdı. Aklına başka açıklamalar geliyordu. Değişik masalarda bu şans eseri karşılaşmalar hiç de inandırıcı değildi. Hepsinin bir karanlık tarafı vardı. Siyah üstüne altın suyuna batırılmış payetleri olan elbisesi etrafa pırıltılar saçıyordu. Krupiyeye mesafeli bir edayla sırıttıktan sonra toplamı yüz doları aşan fişlerini toplayıp oyuncu kalabalığın arasına karıştı. Zeki ifadeli yüzünü çevreleyen parlak kızıla çakan kestane saçları lüle lüle çıpla omuzlarına dökülüyordu. Yine de güzelliği klasik güzellik anlayışının çok dışındaydı. Genç kadında dikkatleri toplayan ve tam anlaşılmayan bir cinsel cazibe vardı. Düzgün dudakları ve bakışları en dikkat çekici yerleriydi. Neşe dolu cıvıl cıvıl, iri mavi gözleri kadına renk katmanının dışında, dünyaya adeta küçümseyerek bakıyorlardı. Gözlerin canlılığı herkesin içini gıcıklıyordu. Çocuksu görünümünü yanaklarındaki kızıl çiller tamamlıyor ve bunlar kadına sakin masum bir ifade kazandırıyordu. Yine de bu gece tüm bunları bir yana atmak istiyordu. Çünkü b tavrının biraz önce taktığı pembe gül ile ucuzluktan aldığı sarı laleli siyah iskarpinlerle hiç uyuşmadığını fark etti. Her seferinde kendini tatmin olmuş hissederdi. Gösterişli profesyonel kumarbazlardan birine benzeme çabası her zaman başarıya ulaşıyordu. Đnce vücudu, alımlı gece elbisesi, makyajı ver şeyiyle görünmek istediği gibi görünebiliyordu. Bu benzerliği daha fazla ileri götürüp işi karikatürize etmemeye ya da benzemeye çalıştığı kimselerin kimliğine bürünerek Las Vegas ve gazinolarını dolaşan maceraperestlerden biri olmamaya özen gösteriyordu. Kılığına ne adilik ne de aşırı bir lüks vardı. Genç kadın elindeki imkanları çok iyi bilerek bunlardan elde edebileceği en büyük zevki alıyordu. Güzelliğini çok iyi biliyordu. Bir an için kendi kendine buraya gelişinden beri kendisini takip eden adamın bu geceki güzelliğine kapılıp kapılmadığını sordu. Yer bu tür ilişkiler için biçilmiş kaftandı. Las Vegas erkekler için bir hayal ve mutluluk kentiydi. Burada en ateşli aşklar yaşanır, değişik kadınlarla birlikte olunabilirdi. Ayrıca kumar da vardı. Ancak yabancının dikkatini çeken ne Alyssa’nın zerafeti, ne de uzun boyuydu. Adamın özellikle kadının oyun oynamasındaki ustalık dikkatini çekmişti. Tem dikkatini yoğunlaştırmış, hareketsiz, onun yaptığı her hareketi izliyordu. Bu tavır Alyssa’ya sarkıntılık yapmasından daha tehlikeli geldi. Eğer adam bu kadar girişken olmasa ondan rahatça kurtulabilirdi. Aslında kumarhane personeli rahatsız edilen bir kadın müşterinin hemen yardımına koşardı. Đyi bir oyuncu rolü oynayan Alyssa ne kendini bir erkeğin kaprisine koyuvermeye ne de işi çılgınlığa vardırmaya niyetliydi. Hele böyle ters bir rastlantı sonucu gördüğü bir adamla maceraya atılmaya hiç niyeti yoktu. Aslında yabancının da niyeti bu değildi. Böyle bir amacı olsa şansını çok önce, hem de rulet masası dışında denerdi. Yo, bir servet avcısı olmazdı! Başka bir niyeti olmalıydı. Bu da onu hem daha korkunç, hem de tehlikeli kılıyordu. Kuşkulanan kadın adamın kumarhane personelinden olup olmayacağını düşündü. Her yanda, tüm masaların başında ekip şefleri, oyun denetçileri ve sivil görevliler kaynıyordu…. Adamlar kumarhaneyi adeta kuşatmışlardı. Ne kimliklerini ne de orada bulunma nedenlerini gizlemek için özel bir özen gösteriyorlardı. Burada bulunmalarının tek nedeni olup biteni yakından izlemekti. Yine bazı görevliler her şeyi daha iyi görebilmek için şanslı müşterilerin arasına karışmışlardı. Kendini bu düşünceye inandıran genç kadın bir an evvel kapıya ulaşabilmek için hızla yürüyordu. Yeşil çuhalı masaların başında hepsi aynı hırsın kurbanı olan kadınlı erkekli bir kalabalık vardı. Başta barut, kağıt ve rulet olmak üzere çeşit çeşit oyunlar vardı. Bu oyunlar meraklı zenginlerin hepsini kumarhaneye topluyor, yaşlı ve gençlerden oluşan kalabalık rengarenk fişleri oyun masalarına sürüyordu. Bu kumarhanelerin turistler dışında bir de sürekli gelen müşterileri vardı. Kuruluşların hepsi müşterilerine hoşça vakit geçirtmek amacıyla açılmışlardı. Binanın içinde otel, lokanta ve çok sayıda dükkan vardı. Bu sayede gelen müşterilerin gün ışığını bile görmeden aynı bina içinde tüm gereksinimlerini karşılama imkanı doğuyordu. Bunun ikinci bir yararıysa, herkes hiç ara vermeden oyununa devam edebiliyordu. Bu konfor ve lükse koşan müşterilerin hangi millet ve ırktan olurlarsa olsun, bir tek ortak özel noktaları vardı: belli bir süre sonra hepsi de kaybedeceklerdi. Bu kaçınılmaz kuraldan çok küçük bir kısmı kurtulabiliyordu. Ayrıca bu kumar merkezleri tek tük de olsa sürekli kazanan bu kişilerin maskesini düşürmeye çalışıyordu. Çünkü bunların kazanması şans değildi, hepsi işinin ehliydi…. Alyssa Chandler de işte bu birkaç kişinin içinde yer alıyordu. Kadın kazanıyordu. Öylesine de uyanıktı ki, salon müdürlerinin hiç dikkatini çekmiyordu. Arada sırada bilerek kaybetmeye, böylece karını mantıklı bir meblağda tutmaya çalışıyordu. Eğer çok kar edecek olursa tüm dikkatleri üstüne çekerdi. Bu hafta sonu da, Pazar akşamına kadar bin dolar kazanıp aynı gece dönmek düşüncesiyle buraya gelmişti. Şu ana kadarki tüm olaylar düşüncesini gerçekleştirebileceği yolundaydı. Geçen hafta da aynı amaçla buraya gelmiş ve hiçbir zorlukla karşılaşmadan şehrin değişik kumarhanelerinde bu meblağı kazanmıştı. Şuradaki adam ve onun kendisine yiyecekmiş gibi bakması canını sıkıyordu. Üstelik böylesine bir takibi hak edecek bir davranışta bulunmadığı gibi fazla seksi de davranmamıştı. Yine de tetikte durmak en iyisiydi. Bu herif bir görevli olabilirdi ve onu kara listeye alması buradaki tüm kapıların ona kapanması, yani bir daha kumar oynamaması, demekti. Böyle bir şeyden kaçınmak gerekliydi… En iyisi bir an evvel buradan çıkıp şansını başka yerlerde denemekti. Neyseki, Las Vegas`da her kapı arkası bir kumar salonu haline gelmişti. Şimdi kumarhaneyi giriş holünden ayıran barın önüne gelmişti. Düşüncelerine öylesine dalmıştı ki, adamın kendisini geçip biraz ilerde beklediğini fark etmedi. Adam birdenbire onun yolunu kesti. Genç kadın yolunu kesen bu kişinin yüzünü görmek için başını kaldırdı ve onunla göz göze gelince titredi. Artık kaçmaya kalkışmanın bir yararı olmayacağını anlamıştı. <Korkmayın. Kumarhane hesabına çalışmıyorum, diye mırıldandı adam. Adeta kadının neden rahatsız olduğunu anlamış gibiydi. Sesinin tonu ve konuşma stili genç kadının aklını başından almasına yetmişti. Bu sözler onu biraz rahatlattı, ama hemen yeni şüphelere de kapılmasına neden oldu. Güvenini kazanıp, kazanmasının sırrını öğrenmek için bu adam yalan söylüyor da olabilirdi. <Anlayamadım. Bir şey mi demiştiniz? Hangi konuyla ilgili? Diye sordu kadın. Özür dilerim, tam çıkmak üzereydim. Adam kıpırdamadı bile. Anlamsız bir ifade vardı yüzünde. Gözlerini genç kadından ayırmadı. <Bir içki ısmarlamama izin verir miydiniz? Bu efendice, hatta fazla kibar davet Alyssa’nın dikkatini çekti. Adamın sarıgözlerinde son derece ciddi bir ifade vardı kafasındaki asıl düşünce hiç anlaşılmıyordu. Gözlerini kırpmadan bakması insanı büyülüyordu. Uzun uzun birbirlerini süzdüler. Her ikisi de ilk dikkati dağılanın giriştikleri bu ikili oyunu kaybedeceğini çok iyi biliyordu. Sonunda genç kadın bu nazik daveti reddetmenin çok tehlikeli olacağına kanaat getirerek içki teklifini kabul etti. Zaten başka çıkar yolu da yoktu. Eğer suçlanacak olursa, onun için her şey bitmiş olurdu. Kaçmak bu durumda bir işe yaramazdı. En iyisi bu garip adamın teklifini kabul ederek ne diyeceğini öğrenmekti. Böyle muammada kalmak çok tehlikeli olabilirdi. Şehrin diğer kumarhanelerine bazı söylentiler yayılabilir ve böyle hepsinin kapısı yüzüne kapanabilirdi. Yavaşça başını salladı ve gözlerden uzak bu uzlaşma teklifinin görüşebileceği masalardan birine doğru yürümeye başladı. Masa salondaki uğultudan uzaktı. Aşırı sinirliydi. Ağır ağır ilerlerken yabancıda peşinden geliyordu. Adam son derece kibar bir hareketle bir iskemle gösterdi ve Alyssa otururken hafifçe kolundan tuttu. Đnce elbisesinin üstünde hissettiği bu güçlü el yüzünden, Alyssa ürperdiğini hissetti. Đçgüdüsel olarak kolunun üstündeki uzun ve güçlü parmaklara baktı. Bu parmaklardan ince bir duygusallık ve umulmaz bir güç yayılıyordu. Adamın eli koluna yalnızca bir an değmişti. Kadın bu temasın bu kadar kısa olmasına çok üzüldüğünü fark edince kendi kendine şaştı. Bu münasebetsiz harekete çok şaşırmıştı. Đşte artık her an adamın koluna dokunmasının hayaliyle yaşar olmuştu. Adam gözlerini ondan ayırmadan iskemlesine yavaşça oturdu ve kibar bir ifadeyle gülümsedi. <Gerçekten bu gece artık oyun oynamamaya kararlı mısınız? Yine maden suyu mu içeceksiniz? Kadın irkildi. Adam onun ne içtiğine bile dikkat etmişti. <Kahveyi tercih ederim. <Koyu mu olsun? <Evet, lütfen. Bu zoraki kibarlıktan sıkılmaya başlamıştı. Fenalık basıyordu! Böylesi medenice davranmak, erkek için kuşku duyulma nedeniydi. Bu durum karşısında, adamdan daha da ürküyordu. Yoksa kuşkularını bastırmayı mı amaçlıyordu? Adam garson kıza sipariş verirken bunu fırsat bilerek onu daha dikkatlice inceledi. Adamın kişiliği acayipti, ayrıca ilişkilerindeki tutumu ona karşı olan şüphelerinin artmasına neden oluyordu. Adamın arkaya taranmış uzun kahverengi saçları geniş alnını ortaya çıkarmıştı. Beyaz gömleğinin yakasını saçları örtüyordu. Küçük gözlerinde kadının dikkatini çeken ilk şey bunların sarı renkleri ve soğuk anlamsız ifadesi oldu. Alyssa’yı en çok rahatsız edense, gözlerinin çekiciliğinden çok onlarda bir heyecan belirtisi görememesiydi. Üstelik, bunlarda iyiye yorulabilecek en ufak bir sevimlilik de yoktu. Yüz hatlarının muntazamlığıyla adamın davranışlarındaki kibarlık uyum yaratıyordu. Ne burnunda ne de çenesinde bir fazlalık vardı. Yüzünden son derece enerjik birisi olduğu okunuyordu. Dudaklarının kenarlarındaki kırışıklıktan adamın kırk yaş civarında olduğunu tahmin etmişti. Kırlaşmış şakakları yaşını ortaya çıkartan diğer unsurlardı. Ancak kırlıklar adamı yaşlı göstermekten çok onun cazibesini artırıyordu. Göğüs kısmı sedef düğmelerle süslü gömleği ince giyim zevkinin iyi bir örneğiydi. Boynuna papyon kravat takmıştı. Đşinin ehli bir terzi tarafından dikildiği her halinden belli olan koyu renk smokini, sporla gelişmiş kaslarını ve vücut hatlarını en ince ayrıntısına kadar gözler önüne seriyordu. Zaten boyunun uzunluğu daha ilk andan itibaren genç kadını etkilemişti. Kendisi de çok uzun boylu olan Alyssa birbirlerine mükemmel bir uyum sağladıklarını hissetmişti. Adamın en korkutucu yanı, bir kedi gibi sessiz yürümesiydi ki, bu bile başlı başına bir tehdit unsuru sayılabilirdi. Adamın peşinden bu masaya geldiğinden beri yavaş yavaş etrafındaki çemberin daraldığını ve tuzağa düştüğünü fark ediyordu. Adamı böyle dikkatle süzmek, Alyssa’ya duyuğu kuşkuları artırmaktan başka bir şey kazandırmadı. Adamda gözlemleyebildiği özellik, zekâ, soğukluk ve hesaplı kitaplı hareketlerin uyumuydu. Adamın bu kibar görünüm altında hiçbir engelden yılmayan ve amacına ulaşan üçkağıtçı bir karakterin varlığını sezmişti.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir