Theodor W. Adorno, Max Horkheimer – Teori ve Pratik Üzerine

1. Sosyoloji hiçbir zaman bugünkü gibi düpedüz dünyanın ikilenmesinden ibaret olmamıştı. 2. Sub specie aetemitatis: Her şey iyi olacak (artık bir parti olmasa da). 3. Her şeyin iyi olacağı inancının yerine çalışma geçirildi, madde 1 HORKHEIMER— Bugün yapılan şey dünyanın ikilenmesinden ibaret. ADORNO— Bu tam da Marx’in epistemolojisi. Marx teorinin görevinin gerçekliği yansıtmak olduğunu söylüyordu.1 HORKHEIMER— Evet, proletaryanın durumu açısından nasıl göründüğünü yansıtmak – Batı denen bu yarıküredeki gelişmeler, düşüncenin bilimselliğe tahvil edilmesi yönünde giderek artan bir eğilime yol açtı. Nihayetinde elimizde sadece özgürlük ve din gibi birkaç beylik ibare kaldı. Ayrıca artık ne buıjuvazi diye bir şey var, ne de onun yerini alabilecek bir pro1. Bkz. “Gerçek hareket, ancak, bu işin yapılmasından sonra, uygun şekilde betimlenebilir. Bu başarıldığında ve malzemenin yaşamının fikirlere aynadaki gibi yansımasına ulaşıldığında […]” (Marx, Kapital, çev. Mehmet Selik ve Nail Satlıgan, Yordam, İstanbul, 2011, s.


28. Çeviri biraz değiştirildi.) leter parti. Burjuvazi belli bir noktadan sonra kendini ikilemek zorunda. Buna karşılık, eskiden işçilerin ütopyası vardı. Sonra Marx geldi ve ikileme vasıtasıyla ütopyayı ellerinden aldı. Bir yandan onları gerçekliğe yaklaştırdı, ama diğer yandan da gerçekliğin gerilimini tedavülden kaldırdı. ADORNO— Öznelcilik motifi. Pozitivizm ile bağlantılı. HORKHEIMER— Yoksullaşmanın biçimi çok değişti. ADORNO— Yine de öznel bilincin alakasız ve önemsiz addedilerek öylece rafa kaldırılamayacağını söylemek lazım. Dogmatikleşip taşlaşarak bizatihi mevcut ilişkilerin ideolojisine dönüşen Marksizm çeşidi bunu yapıyor. Bir işçi artık işçi olduğunun farkında değilse, teori için bu da önemlidir. HORKHEIMER— Bir yandan buıjuvazi düşünceyi olgulara dönüştürdüğü, öbür yandan da artık bir parti olmadığı için teorinin zemini ortadan kalkmış görünüyor. ADORNO— Rusların da bir teorisi yok artık, sırf laf kalabalığı ve pozitivizm.

madde 2 ADORNO— Çarkları işler halde tutmak için elzem olan akim “başka olan”ı da içermesi zorunludur. İnsan düşünmeye başladığında salt reprodüksiyonda takılıp kalamaz. Gerçekte illaki böyle olduğu anlamına gelmez bu, ama insanın “başka olan”ı hesaba katmadan düşünmesi mümkün değildir. Bugünkü aptallaşma doğrudan ütopyadan kopmanın bir sonucudur. Ütopyanın istenmediği yerde düşünce kuruyup gider. Düşünce salt ikileme içinde ölür. HORKHEIMER— Dil kentli olmak demektir. Kentlerin rolü.2 İnsanların kolektif yaşamlarında yatan “doğru” dilde gizlidir: her şey iyi olacak dendiği anda. İnsan ne zaman konuşmak için ağzım açsa, bunu da söyler.3 ADORNO— Hakikat fikri pozitifliği aşar. HORKHEIMER— “Hakiki olmak”, herkesin tanıyıp kabul etmek zorunda kalacağı şekilde olmak anlamına geliyor burada. ADORNO— Bugün bütün karışıklık, kendini bilmeyen, kendini nesnellikle karıştıran bir öznellikten kaynaklanıyor. – Teoride örtük olarak varsayılan iyilik fikri, düşüncenin zorunlu olarak refleksiyon ânını da içermesi olgusuna dayanır. Bu refleksiyon ânı eylemleri yumuşatır.

Tıpkı imgelemin, başka şeylerin yanı sıra, biyolojinin o çok eski zamanlardaki cürümlerinin de ürünü olması gibi -ki bu cürümlerin şeytani veçhesinden soyunmasını sağlayan da yine imgelemdir- teori de anti-mitolojik bir an barındırır bünyesinde. İnsan düşünmeye başladığında artık etrafa körü körüne saldırmaz. Düşünen kişi yumrukla tepki vermez, önüne geleni yalayıp yutmaz. Açlık, hiddet ve saldırma araşma düşünce yoluyla sokulan bu ara an, her şeyin iyi olacağı inancının kökenini oluşturur. Araçlar amaçlarla karşılaştırılırken, bütün körlüğün ve dolaysızlığın askıya alınmasına vesile olan bir şey çıkar ortaya mutlaka. Doğaya hükmedebilmek için, düşünmek zorundayım. Ama düşünerek, eylemimin nesnesi ile kendi arama, buradan çıkıp her ikisinin de ötesine geçmeye çalışan bir aracı sokarım. Bir anlığına durup da avım yiyip yemeyeceğini düşünen vahşinin gestus’u, teleolojik olarak şiddetin sonunu da barındırır. 2. “Kentlerin rolü” sonradan yazıyla eklenmiş. -İng. ç.n. 3. Horkheimer bu fikri Adomo’ya yazdığı 14 Eylül 1941 tarihli mektupta da dile getirmiştir (bkz.

Horkheimer, Gesammelte Schriften, Cilt 17, s. 168 vd.). HORKHEIMER— Benim görüşlerim çok daha mütevazı; ben sadece şunu diyorum: Konuşurken, nesnemin evrensel olduğunu varsayarım. Konuşarak nesnenin özgüllüğünden kurtulurum. Dewey’nin dediği gibi, her düşünme eylemi şu unsuru barındırır. Burada söylediklerim, bütüne gerçekten hâkim olmayan ve bütünü bilmesi imkânsız olan biri tarafından söyleniyor. Ben bunları tartışmaya açıyorum sadece. Söylediklerimin doğru olup olmadığı, tartışmanın tarihsel süreci içinde anlaşılacak.4 ADORNO— Sanatçılar da bir şeyi yerine getiren araçlardan başka bir şey değiller aslında. HORKHEIMER— Öznelcilik, tekil özneden faydalanan şeyin, kendini o özneden ayırmayıp onu salt öznel bir biçimde anlamlandırmasından ibarettir. madde 3 HORKHEIMER— Emek insanlar arasında aracılık eden şeydir. Bizatihi uygarlık süreci fetişleştirilmiştir. ADORNO— Marx’in fetiş hakkında yazdıklarında, toplumsal ilişki mübadele ilkesi biçiminde çıkıyor karşımıza, sanki bir kendinde şeymiş gibi. HORKHEIMER— Araç asıl mesele haline getiriliyor.

ADORNO— Ama bunu, emeğin tarihöncesi hakkında spekülasyonlarda bulunarak açıklamak, buradan Marx’rn ötesine geçecek bir toplum ilkesi çıkarmak da bizim görevimiz. Mübadele 4. Bkz. John Dewey, Essays in Experimental Logic, Bölüm XVI, Thinking and Meanings, Intelligence in the Modern World içinde, haz. Joseph Ratner, New York, 1939, s. 842. değeri mutlak olarak görüldüğü için onu yaratan emek de mutlak olarak görülüyor, esasen uğruna varolduğu şey olarak değil. Aslında kullanım değerinin öznelliğinde nesnel ütopya gizlidir, mübadele değerinin nesnelliğinde de öznelcilik gizlidir. HORKHEIMER— Her şeyin iyi olmasını sağlayacak şey çalışmadır elbette. Ama çalışma tanrı mertebesine yükseltilerek içi boşaltıldı. ADORNO— Nasıl oldu da çalışma kutsallaştırıldı? Çalışma hayatin zorunluluklarının üstesinden gelmek için, insanlığın yeniden üretimi için vardır. Çalışmanın başarısı çabayla sorunlu bir ilişki içindedir. Çalışma kesin, garantili bir biçimde çalışanların hayatını yeniden üretmiyor, onları çalışmaya ikna edenlerin hayatını yeniden üretiyor sadece. İnsanları çalışmaya razı etmek için emeğin kendinde şey olduğu safsatasını yutturmak gerekir. HORKHEIMER— Buıjuvazi içindeki durum bu; Yunanlılar’da böyle değildi.

Motosikletin üstündeki işçi işi tanrısı gibi görüyor, çünkü motosiklete binmeyi güzel buluyor. ADORNO— Sahiden güzel buluyor olsa bile, bu öznel mutluluk nesnel bakımdan hâlâ ideolojiktir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir