Theodore Roethke – Rüzgar İçin Sözler

” Daldaki bir tomurcuk misali rastladım…” benliğinde ölümü, varoluşunda varolm ayışın uçurum larını barındıran ve büyüten bu adam a. Yolculuklar düşlüyordu hiç durm adan. Yaşamayı ölümle pekiştirir, sonsuzluğu ölüm üyle çağırır dizeleri vardı. D oğayı ve küçük canlıların usul kıpırdanışlarını duyum suyordu zihni ve aynı anda hem yaşam -içre hem yaşam -ötesinde duruyordu. Kimi zam an içindeki siyah uçurum ların kenarını yoklayarak geziniyordu; kimi zam an sonsuzluktan düşen bir ışık huzm esine uyanıyordu bilinci, “içindeki gö z”e düşüyordu arazilerin, suların, gölgelerin, çiçeklerin, hayvanların im geleri; onlarda oluyor, onlarla oluyordu. Evrene dokunuyor, dansediyor, dansediyordu. Yapm aktansa olm aktı en büyük zevki ve bu adam ın rüzgâr için sözleri vardı. Kari M alkoffun Theodore Roethke: An Introduction To His Poetry (Colum bia University Press, 1966) adlı kitabında Roethke’nin şiirinin özellikleri, ana izlekleri ve gelişim i üzerinde yaptığı genel saptam aları temel alarak oluşturulan bu yazıya Roethke’nin şiirinin başından sonuna kadar m etafizikseli barındırdığını belirterek başlam ak yerinde olacaktır. Roethke’nin şiir yazm aya başladığı tarihler m etafiziksel şairlerin yeniden gündem e getirilerek incelendiği dönem le örtüşmektedir. İlk şiirlerinin John Donne, George Herbert ve Henry Vaughan tarafından oluşturulan şiir geleneğine uyduğu söylenebilir. Açık Ev (Open House) adlı ilk kitabında John H olm es’un saptadığı beş aşam a ilgi çekicidir: Açık Ev (Open House), Roethke’nin benliği tanıma yolculu­ 8 ğunun ilk adım larından oluşur. Şairin vurgusu, Ben’den Göz’e1 doğru kayar. 1. Bölüm deki “D u a” (“Prayer”) adm ı taşıyan şiir, fiziksel görm e ediminin ötesinde bir şeyi söze dökmektedir. Kı zkardeşim e (“To M y Sister”) ve Önsezi (“Prem onition”) adlı şiirlerinde şair ailesindeki bireylerin ve genel olarak aile olgusunun keşfine çıkar; bu keşif kendisini, yetişkinliği ve cinselliği ölüm le bağdaştırm aya dek götürür.


2. Bölüm deki şiirler kapının d ışın dakilere yönelir. D oğa, insan zihninin temsilidir. Roethke, iç ve dış dünya arasındaki bağdaşım ı, yarı-mistik anlam ­ da, içsel gerçeğin kavranışında kullanır. 3. Bölüm, daha önceki bölüm lerde ipuçları bulunan olm ayışın araştırılm asına yönelmiştir. Hiçbir K uş (“N o Bird”) m utlak bir olum suzlam ayla, ölümle, başlar: İşte huzıır burada bilen biri için O çok gizli yüreğim sesin. O çok hassas ve has kulak Ve dinlediği o gürültüsüz toprak. Sallanır esinti başının üstünde usulca Ve kıpırdanır otlar beyazca. Ama şu ormanda ölülerin uyuduğu Hiçbir kuş uyandıramaz onu. 4. Bölüm de Roethke bakış açısını değiştirir. Gerçekliği komik bir bakış açısıyla gözler; daha önce bulunduğu konum ları ve sahip olduğu bakış açılarım hicveder. “O zan” (“Poetaster”) da “N e m utlu o ki annesi öder faturaları!” derken yaratıcı kişiyi işe yaram az bir insan konum una düşürm ektedir: 5. Bölüm ise etraflıca tanım lanm asına girişilm iş olan benliğin sosyal bağlam ına oturtulduğu bölüm dür.

Roethke, toplum a ilişkin şiirler yazm a konusunda başarılı sonuçlar alam am ış bir şair olarak değerlendirilir. Bu yüzden de kitabın bu bölüm ü, çoğu kişi tarafından diğer bölüm lerle kıyaslandığında başarısız olarak nitelendirilmiştir. Açık Ev’in yapısına ilişkin saptam alar şöyle özetlenebilir: 1 İngilizce’de I ve eye sözcükleri eşseslidir. 9 1. Analitik bir sorgulam adan benliği tanım aya aracı olan bir görüngüye varm ak. 2. Benliğin iç ve dış gerçeklik arasındaki bağdaşıklık olarak tanımlanması. 3. Benliğin olm ayışla, olum suzlam akla tanım lanm ası. 4. Benliğin kom ik bakış açısından tanım lanm ası. 5. Benliğin toplum sal bağlam ındaki konum u.2 Açık Ev, kimileri tarafından büyük beğeniyle karşılanm asına karşın kimileri tarafından da Roethke’nin kendi sesine ulaşam adığı ve birçok şairi taklit ettiği bir kitap olarak değerlendirilmiş ve olum suz eleştirilere m aruz kalmıştır. O ysa Roethke, bütün şiirleri göz önüne alındığında, başta hiç kuşkusuz Yeats olm ak üzere, bazı şairlerin seslerinin duyulabildiği bir şair olm uş ve bu özellik, şiirlerinin özgünlüğünü oluşturan bileşenlerden biri olmuştur.

Açık Ev (Open House), özellikle biçimsel özellikleri açısından diğer kitaplarından ayrı bir konum da bulunsa da, şairin yaşam ı boyunca y aşad ığı/y azd ığı tinsel yolculukların özünü barındıran bir kitaptır. Kitabın birinci bölüm ü, Sona Övgü (Praise to the End) ve Kuzey Amerika Dizisi (North American Sequence)’ndeki çözüm lem enin ve görüngünün sentezine ulaşır; İkinci bölüm , sera şiirlerinin tabanını oluşturur; Üçüncü bölüm , “Ö lm ekte Olan A dam ” (“The Dying M an”) ve “Yaşlı Bir Kadının D üşünceleri” (“M editations of An O ld Wom an”), Aşk Şiirleri ve Dizi, Kimi Zaman Metafiziksel (Love Poems and Sequence, Sometimes Metaphysical)’deki varolm ayışla yüzleşm edir; Dördüncü bölüm , Roethke’nin “daha hafif” şiirlerinden oluşur. Beşinci bölüm ise daha sonra hiçbir öncülü yokm uş gibi görünen ve Roethke’nin, bireyi, benlik araştırm ası dışında bir rol içinde de konu edindiği Rüzgâr İçin Sözler (Words For The Wind) ve Uzaktaki Arazi (The Far Field)’nin ilk tomurcuklarını barındırır. Açık Ev’de şairin biçemine ilişkin birkaç noktaya daha değinm ek yerinde olacaktır. Roethke, Shakespeare gibi, Latin ve Anglo-Sakson sözcük kökleri ve bunun yanısıra tek heceli ve 2 Malkoff, Karl Theodore Roethke: An Introduction to the Poetry, p.33, Columbia University Press, New York-London, 1966. çok heceli sözcükler arasındaki karşıtlıkları sık sık kullanmıştır. Bundan başka imgecilik, “Ö nsezi” (“Prem onition”), “Kızkardeşim e” (“To M y Sister”) gibi şiirlerde etkisi duyum sanan bir akım olarak karşım ıza çıkmaktadır. Ayrıca “K ızkardeşim e”, sonraki şiirlerinde etkisi hissedilen Freudçu yaklaşım , sim gecilik ve daha serbest yöntemlerin ilk kez ortaya çıktığı şiirlerden biri olm a özelliğindedir. Bu şiirde düşünce akışkandır ve noktalam a imleriyle bölünmez. Kayıp Oğul ve Başka Şiirler (The Lost Son and Other Poems) dört bölüm den oluşur: 1. Bölüm , Roethke’nin çocukluğundaki sera dünyasının m ikroskopik ayrıntılara inilerek tensel ve im’ci bir dille anlatıldığı şiirleri içerir. 2. Bölüm, Açık Eı/dekine benzer bir yöntem le toplum sal m anzaraya ilişkin gençlik deneyim ­ leri ve gözlem leriyle yoğrulm uş lirik şiirlerden oluşm aktadır. 3.

Bölüm , benlik için kurulabilecek olası iğretileme dizgelerini araştırır. D ördüncü Bölüm ise, üçüncü bölüm deki ilkelerin, ikinci bölüm deki deneyim lerin ve birinci bölüm deki tekniklerin kullanılarak benliğin gelişim inin izlendiği dört uzun şiirden oluşm aktadır. Bu dört uzun şiir, Sona Öngti/’nün çekirdeğini teşkil etmektedir. Bu şiirler, Açık Eu’in yayım lanm asından sekiz yıl sonra yayımlanmıştır. Yayım land’klarında, Roethke’nin biçem inde gözlenen büyük farklılık hayret ve kuşkuyla karşılanmıştır. O ysa Roethke, şiirsel tekniklerin sonsuz olduğunu ve şairin duym ası gereken yegâne sorum luluğunun kendi iç benliğine karşı olduğunu vurgulam ıştır. Kitabın ilk bölüm ünü oluşturan “Sera Şiirleri”, m asum iyet arayışını ortaya koyar. Şiirler yetişkinin dünyasından çok, çocuğun dünyasına, insanlar tarafından yapay olarak oluşturulm uş toplum yaşam ından çok doğaya aittir. Roethke için kökler, toprak ve m ahsenler bilinçaltı ya da rasyonellik-öncesi zihinsel süreç için bir bağlam teşkil etmektedir. Sim genin değeri sim geye dışardan yüklenen bir olgu değildir. Sim ge, y aşan an ın /d eneyimin kendisidir ve böylelikle anlam ı tümüyle kendi içinde şekillenir. Şairin çabası “gerçek”in doğrudan algılanm asına yöneliktir. “Sera şiirleri”nde göze çarpan en önemli özelliklerden bir diğeri de insan ve bitki dünyası arasında bir bağdaşım olduğu varsayım ıdır. Bu teknikle biçim lenm iş olan şiirlerle Açık 11 Ez/in ikinci bölüm ünde yer alan şiirler arasındaki benzerlik açıktır. Ancak Kayıp Oğu/’daki şiirler içlerinde büyüm eyi ve m ücadeleyi barındırır.

Kunitz, Roethke’nin ilgisini çeken şeyin “bir yaprağın ince ve karm aşık yapısı ya da bir çiçeğin biçimi değil, bir bitkinin yukarı doğru büyüyüşü, uzanışı, yeşil gücü, yenilm ez olagelişi”3 olduğunu belirtir. Kayıp Oğul ve Başka Şiirler’in ikinci bölüm ünde Açık Ev’dekilere benzer daha geleneksel biçimle yazılm ış lirik şiirler bulunmaktadır. Üçüncü bölüm deki şiirler ise Jung’un kolektif bilinçaltı olarak adlandırdığı bütün insanlığa ait belleğin aracılığıyla deneyimi doğrudan iletm eye yönelirler. Bu şiirlerde çok eski zam anlara ait imgeler, bir başka deyişle arketipler yer almaktadır. “Gece K argası” adlı şiir buna çok güçlü bir örnektir. Bu şiirdeki çürüm üş ağacın üzerindeki karga yalnızca zihnin içinde var olan bir şeyleri değil zihnin içinde bir şeyler uyandırılm asını da temsil etmektedir. “G ece K argası” Sona Övgü!’nün çerçevesini çizer. Roethke, uzun “gelişim sel” şiirlerinin zeminini Kayıp Oğul ve Başka Şiirler’de Jung’un gerileme ve ilerleme kuram larını barındıran şiirlerinde oluşturm aya başlamıştır. Ortak bilincin ilksel dünyasına inme gerekliliğini yansıtan bu yöntemini Roethke, John Ciardi’nin hazırlam ış olduğu Mid-Century American Poets adlı antoloji için kalem e aldığı şu sözlerle açıklam aktadır: “Şiirlerin her biri kendi içinde bütünlük taşımaktadır; ancak yine her biri bir bataklıktan çıkma uğraşında birer aşamayı temsil eder; yavaş bir ruhsal gelişimin ardıl bölümlerini oluşturur; doğma için verilen uğraşı ve sonra da daha fazla birşey olagelmeyi dile getirmektedirler. Bu yöntem döngiiseldir. Ruhun ileri doğru gidebilmesi için önce geriye dönmesi şarttır. Psykhe’ye ait her geçmiş (ya da alegorik yolculuk), ister istemez, birbirine benzer ancak yine de benzemeyen yaşantıların/deneyimlerin birbirini izlemesinden oluşur. Sonsuz bir geriyekayış ve daha sonra da bir ileri gidiş yaşanmaktadır; ancak her defasında çok küçük de olsa bir miktar ilerleyiş kaydedilmektedir.” Roethke’nin benliği arayışının özünü oluşturan bireyselleşme süreci Jung’a göre çocuk-özne arketipinde gerçekleştirilen 3 Kunitz, “Theodore Roethke” s.223.

12 etkin im gelem yöntem i aracılığıyla bilinç düzeyine ulaşır. Roethke, Sona Övgii!’de, Açık Ey’deki görüngüsel şiir anlayışını, çözüm lem eci şiir anlayışı uğruna terketmez. Jung’un da yardımıyla bu iki şiir anlayışını gerçekte sentezlem e çabasına girişir. Kitabın adı “Ç ok Yaşasın O tlar”daki gibi ruhun gelişim ini sağlayan yaşam ın ilk evrelerine ait psikolojik m ücadeleleri selam ­ layan W ordsworth’un The Prelüde adlı yapıtının ilk kitabından alınmıştır. Roethke’nin şiirde bilinçaltına ilişkin bilinçliliği aktarm ada kullandığı bastırılm ış dil, iyice yakınlaştırılm ış im geler ve sim ­ geler, su yüzüne çıkan kimlikler ve belirgin anlam lar yerine genel imalar, Jam es Joyce ile benzer bir yaklaşım ı oluşturan öğelerdir. İm gelem i büyük ölçüde işitsellikten beslenen Joyce için birim, sözcüktür. Tek bir sözcük, diğer sözcüklerle olduğu kadar yalnız başına da sınırsız bir anlam zenginliği taşıyabilm ektedir. Roethke için ise birim, bütünüyle dile getirilebilm iş bir imgedir. Bunun sonucu olarak Roethke, belirli noktalara odaklaşılabilm esini sağlayan daha som ut bir zem in inşa eder. Joyce ise zihinsel yaşam ın akışını ve eşsürem liliğini çok daha güçlü biçim de yansıtır. Roethke’nin şiirinde sık sık ortaya çıkan diğer bir im ge zaman’dır. Roethke’nin şiirlerindeki kişi, zam anın hem içindedir hem de zam anın dışında durup kendi doğum unu ve bundan da öncesini, hatta insanlığın varoluşundan öncesine ilişkin d u ­ yum sadıklarını sorgulam aya, deşm eye başlar. Tinsel aydınlanma bağlam ında Jung, bilincin aşkın durum larını ve kişinin kendine ait her tür sınırın ötesine geçerek yaşam (ak) konusunda tam bir bilinçlilik düzeyine erişm esinin çok önemli bir özelliğini oluşturduğu geçm işi düşlem e edim ini geçm işe dönen bellekle bağdaştırm ıştır. Roethke de “babam bir balıktı benim ” dizesindeki im ge gibi ilkselliğe ilişkin pek çok im gesini, bu tür bir geçm işe dönen bellek yardım ıyla kurar. Sona Övgü! iki bölüm den oluşur.

Birinci bölüm , daha kısa ve daha az karm aşık bir yapıya sahip, daha önceki aşam alara ilişkin altı şiirden oluşur. Bu şiirlerin doğm ak için, ikinci bölüm dekilerin ise daha fazla bir şey olagelm ek için verilen uğraşı dile getirdiği söylenebilir. 13 Kitaba adını veren “Sona Ö vgü ” adlı şiirde doğum , insanoğlunun düşüşünü, Tanrı’dan kopuşu imler. D oğum la Tanrı’ dan, ölüm le babadan kopan oğul artık kaybolm uştur. Her iki kopuşun beraberinde getirdikleriyle çocuk, başka biri olageldiğini duyum sar. “Sona Ö vgü”, “Çalışın Açık O lduğu Yer” adlı şiirlerde, doğum ; ölüm; cinsel suçluluk du y gu su ( cinselliğin farkına varılm asıyla başlayan, m astürbasyon eylem iyle giderek artan suçluluk duygusu); şaşkınlık ve hem Baba’dan hem Tanrı’dan kopm uş olm a temaları döngüsel bir yapı içinde dile getirilir. Çocuk artık y a şam a/y aşam d a/y aşam ı yürüm eye başlam ıştır. Roethke’nin şiirinde çocuğun gelişim i Freud’un kuram larında tanımlanan gelişim süreciyle paralellikler taşır. Kitaptaki şiirlerde doğa ile insan arasındaki tılsım giderek daha büyük bir yanılsam a olarak algılanm aya başlar. “Eski m eleklerden artık pek azı var ortalıkta” dizesinde, Henry Vaughan’ın itaatsizliği yüzünden ruhun altın çağının insanoğluna kapatılm ış kapısı olarak betim lediği durum karşısında duyulan hüzün vardır. Bunun yanısıra doğayla çocuk(luk) arasında kopm ayan bir ilişki de mevcuttur. Örneğin ringa balıklarının birbirlerine fısıldayışlarında, birbirlerine kondurdukları öpücüklerde çocuk, sü ­ rekli gelişm ekte olan cinselliğinin izlerini kovalar ve bunun dile getirildiği dizeler Blake’i ve Thom as’ı anımsatır: Ayakta durduğumda neredeyse bir ağacım Hem solucan hem gül Seviyor yağmuru,4 Çocuk artık yaşam ın eşiğindedir; “örüm cekler yelken açarken yaza” derken, m asum iyet yerini deneyim e bırakır ve artık başlam ak vakti gelmiştir. “Siz K apılar Yol Verin” adlı şiirde bireyselleşm e için verilen daha güçlü bir savaşım dan söz edilmektedir. Geçm işle karşılaştırıldığında çocuk başkalarına daha az bağımlıdır. Edindiği yal4 Roethke, Theodore, Praise To The End! “Bring The D ay”, New York, Doubleday, 1951 M nızlık sonsuza dek sürecek bir yalnızlıktır.

Katlanışı arttıran gücenilenlerdir. Varoluşunu doğaya bürünm üş ve onun bir parçası olarak değil salt kendi bedeniyle sürdürecektir kişi. Geçm işe veda her ne kadar m utlak kılınm aya çalışılsa da, zihnin derinlerinde kalm ış ve artık çok belli belirsiz anım sanabilen bir su birikintisi, benliğin unutuşa m ahkûm edilm iş kökeni çok sık belirir dizelerde. Ritimsel dalgalanışlar, vazgeçilm eyen bir ses örgüsü, nihayetin vurgulandığı az sözcüklü son dizeler, fiillerin, fiilimsilerin alışılm adık kullanım ları uzlaşm asız bir özlemeyi dillendirir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir