Turgut Uyar – Dünyanın En Güzel Arabistanı

Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabani uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vak.itten kurtaracak Bir yandan toprağı sürdük Bir yandan kaybolduk Gladyatörlerden ve dişlilerden Ve büyük şehirlerden Gizleyerek yahut dövüşerek Geyikli geceyi kurtardık Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden “Geyikli gecenin arkası ağaç Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü Çatal boynuzlarında soğuk ayışığı” İster istemez aşkları hatırlatır Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş Şimdi de var biliyorum Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli 7 Hiçbir şey umurumda değil diyorum Aşktan ve umuttan başka Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor. Biliyorum gemiler götüremez Neonlar ve teoriler ışıtamaz yanını yöresini Örneğin Manastır’ da oturur içerdik iki kişi Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı Koltukaltlarımız gitgide tatlı gelirdi Geyikli gecenin karanlığında Aldatıldığımız önemli değildi yoksa Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak Gümüş semaverleri ve eski şeyleri Salt yadsımak için sevmiyorduk Kötüydük de ondan mı diyeceksiniz Ne iyiydik ne kötüydük Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa Başta ve sonda ayn olduğumuzdandı Ama ne varsa geyikli gecede idi Bir bilseniz avuçlarınız teri erdi heyecandan Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında Büyük otellerin önünde garipsiyorduk Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk Yahut bir adam bıçaklasak Yahut sokaklara tükürsek Ama en iyisi çeker giderdik Gider geyikli gecede uyurduk 8 “Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede İmdat ateşleri gibi ürkek telaşlı Sultan hançerleri gibi ayışığında Bir yanında üstüste üstüste kayalar Öbür yanında ben” Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım Eskimiş şeylerle avunamıyoruz Domino taşları ve soğuk ikindiler Çiçekli elbiseleriyle yabana kalabalık Gölgemiz tortop ayakucumuzda Sevinsek de sonunu biliyoruz Borçları kefilleri ve bonoları unutuyorum İkramiyeler bensiz çekiliyor dünyada Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum İyice kurulamıyorum saçlarını Bir bardak şarabı kendim için içiyorum “Halbuki geyikli gece ormanda Keskin mavi ve hışırtılı Geyikli geceye geçiyorum” Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum. 9 ÖTEYİ BERİYİ OMUZLUYORUM Ağaçlar sol yanımdaydı, tralalla Deniz yüz mil ötede, tralalla Şehirler çarpa çarpa büyüyordu. Eskiden hiçbir şey bilmezdim, tralalla Bir kadın iki kadın elli iki kadın Bir beyaz iki beyaz elli iki beyaz Bir iyi bir güzeldi gökyüzünde Gökyüzünde tralalla Duramaz oldum durduğum yerde Bir Karanlığımı kaşıntı bir kaşıntı tralalla yitirdim. 10 TEL CAMBAZININ KENDİ BAŞINA SÖYLEDİGİ ŞİİRDİR Beş kere yedi mi dediniz, dursun Yıldız poyraz gündoğusu, dursun Fasulya mı dediniz, dursun Ben varım sen varsın o var Dursun, Ben şimdi gelirim. Ben eskiden hep acıkırdım Alıp başımı ekmeklere giderdiıp Eski evlerde orospulara giderdim Bulutlu geniş meydanlara giderdim Sevdalı şiirlere giderdim Şimdi doymadım ama unuttum Devenin başı mı dediniz, dursun Dursun, Ben şimdi gelirim. Bu işte bir şey var anlamadım Körpe kadınlar basık odalarda mı, dursun Hoyrat gemiciler uzun seferlerde Darağacında bir adam mı dediniz, dursun Yeraltında gizli sandık mı, dursun Bahçeler dursun, kızlar dursun Anlattıklarım, anlatamadıklarım, anlatamayacaklanm Senirı yakanda bir el mi var dediniz, dursun Dursun, Ben şimdi gelirim. 11 TEL CAMBAZININ TEL ÜSTÜNDEKİ DURUMUNU ANIATIR ŞİİRDİR Sizin alınız al, inandım Morunuz mor, inandım Tanrınız büyük, amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama ağaçlar şöyleymiş Ama sokaklar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız Aşkım da değişebilir gerçeklerim de Pınlpırıl dalgalı bir denize karşı Yangelmişim dizboyu sulara Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle dövüşemem Siz ne derseniz deyiniz Benim bir gizli bildiğim var Sizin alınız al, inandım Sizin morunuz mor, inandım Ben tam dünyaya göre Ben tam kendime göre Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız 12 KESİKSİZ ÖVGÜ Esmer güzeli Necla’nın baktıkça “bayıldım” dediği gökyüzü İşte Karanlıkta ben bunu mutlak yazmalıyım dedim dünyayı bir bir hatırlamak Ben yeter dedikçe şehirlerin güzelleşmesi Bir anda kendi kendime bulduğum mutlu gerçek Bir kadın var beni onun iki eli iki gözü kurtarır yaşamamaktan Öyle hoşlanırım ki onunla yatmaktan utanınm anık Sabahlan acıkmayı ondan öğrendim 13 KAN UYKU Bir biz ikimiz varız güzel, öbürleri hep çirkin Bir de bu terli karanlık Sonra bir şey daha var mutlak ama adını bilmiyorum Nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum Yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor Akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum Oturmuşlar iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar Daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su Sarı topraktan testileri güneşte pişiriyorlar Bir korkuyorum yalnız kalmaktan bir korkuyorum Gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum Sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları Kısrakları birden yavrulamış Havaları birden güneşli Kadınlarla yattığım yetse ya Bir de kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor Hoşlanmıyorum

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir