William Morris – Hiçbir Yerden Haberler

1999 yılında ABD’de Dünya Ticaret örgütü’nün toplanbsıru protesto eden göstericiler ütopyaa yazariann ana hedeflerini sloganlaşbrm.ışlardı: “Başka bir dünya mümkün.” Bu hedef doğrultusunda ve “ekonominin yeni düzenlemeleri sayesinde bütün insaniann yaşam hakkına saygı göstermek zorunda” kalacak olan bir dünya adına Ocak 2005’te “Porto Alegre Manifestosu” nu imzaladığıru belirtiyor, Salvador Ailende’nin sosyalist hükümetinin danışmanı olarak da çalışan ünlü, bilişim ve iletişim bilimleri profesörü Arınand Mattelart. Günümüze koşut olarak, antikçağdan başlayarak bir yeryüzü cenneti, bir örnek toplum yaratma ülküsünden vazgeçmemiştir insanlık. lnsano�lu, eşitlik, mutluluk ve adalet kavramlarının egemen olduğu, gönencin hüküm sürdüğü siyasal ve toplumsal dizgeler oluşturmak ereğiyle savaşırnlar vermiş, siyasal ve ekonomik sistemlerin adaletsizliklerinden kaygılanan bazı filozof, düşünür ve yazarlar da insanca ve hakça bir yaşamın koşullanru edimselleştirmek ereğiyle düşledikleri örnek devlet biçimini anlatan yapıtlar yaratmışlardır tarih boyunca. Alhn Çağ Evrensel mutluluk, eşitlik, ve özgürlük idealleri, sınıfsal baskılar ve sömürü albnda yaşayan toplumlann düşlerini süslemiş ve giderek insanlığın bir Alhn Çağ dönemi yaşadığı üze7 Hiçbir Yerden Haberler rine bir kanının do�asına yol açmışhr. Altın Ça� özlemi kutsal kitaplarda da rastlanan bir olgudur. İnsanlığın bu mutluluk dönemi Tevrat’da Eden Bahçeleri’ dir. Özgürlük ve yurtlanru yitiren ve Roma İmparatorlu�’nun boyunduru� altına giren Yahudiler “çok eskiden krallan Davud zamanında yaşadıklan bolluk devrinin özlemini” çekmişler, bu özlemi Tevrat’da lsak ve Amos adlı peygamberler dillendirmişlerdir. Antikça� Yunan dünyasında bu mutluluk dönemini Altın Ça� mitosu karşılar. Alhn Çağ bir yoruma göre “ilkel eşitçi toplumdan sınıflı topluma geçişte, aşağı tabakaların eski eşitçi geçmiş dönemlere duyduklan özlernin efsaneleştirilmesidir”. Kuzeyden gelerek Yunanistan’a giren ve çobanIılda geçinen İyon, Oor ve Eolya boylan, yerleşimlerinin ilk dönemlerinde eşitlik ve özgürlük içinde yaşanuşlar, geleneklerden kaynaklanan yasalanyla doğanın nimetlerini eşit ve ortaklaşa olarak paylaşmışlar ama mal edinme arzusuyla eşitlik bozulmuş, yeni düzeni koruma albna alan yazılı yasalar ortaya çıkmış ve bu durumdan olumsuz olarak etkilenen sınıflar eski dönemleri özlemle anma ya başlamışlardır. Antikçağda bu özlem en yalın biçimiyle Hesiodos’un Işler ve Günler adlı yapıhnın Soylar Efsanesi bölümünde dile getirilir. “Üstün bir soylu sınıfın yaşanhsını, üstelik destan gibi yüceitici bir biçimde anlatanil Homeros’un tersine Hesiodos ”bir başka zümrenin, bir başka sınıfın temsilcisidir”. “Çoban, çiftçi, küçük toprak sahibi bir insana ilk kez onun yapıtlannda rastlanmaktadır.


” Manzum olarak kaleme alınan yapıtda egemen olan iki öğe değişim ve bu değişimin bir sonucu olan kötümserliktir. Değişim bozulma yönündedir. Soylar Efsanesi’ ne göre insanlık doğuşundan itibaren beş çağ geçirmiş ve bu ça�lann dördü değişik madenlerle simgeleştirilmiştir. Efsanede madenler “yalnız bir nitelik, bir değer belirtisi olarak alınmışhr.” Değişim iyiden derece derece kötüye do�ru gerçekleşmektedir. Alhn, gümüş, tunç ve demir çağlar bu düşüşü simgeler. Hesiodos özellikle içinde bulunB Ütopya ya da Başka Bir Dünyanın Olabilirli� Üstüne duğu çağı degerlendirirken son derece kötümserdir. Çöküşün dominant sonuçlan hakkaniyet duygusunun körelmesi, hakkın güçlüye ait olması, vicdanın yok olması ve kıskançlıktır. Alhn soy, Kronos’un egemen oldu� çagdır. Bu dönemde insanlar kaygıdan uzak, aosız ve dertsiz yaşarlar her türlü nimetten ve toprağın bereketinden yararlanırlardı. Çeşitli halk söylencelerinin de etkisiyle kuşaktan kuşağa canlılı� sürdürmüş olan Altın Çağ betimlenmesi, “özel mülkiyetın bulunmadığı ilkel komünal toplumdan, toplumsal farklılaşma, uygarlık ve özel mülkiyetle geçilen eşitsizlikçi toplumun alt tabakalannca efsaneleştirilen, bolluk ve mutluluğun hüküm sürdüğü geçmişin toplumunun özlemidir.” Altın Çağ ya da insanlığın mutlu çocukluk dönemine duyulan özlem hiçbir çağda yok olmamışhr. Bu arayış Roma felsefesi ve ritüellerine de yerleşmiştir. Roma’nın en eski Tannlanndan ve Yunan Kronos’uyla özdeşleşen Saturnus için, Saturnales olarak adlandırılan ve eski mutlu dönemleri anmak için yapılan kutlamalarda, sınıflar arası aynmlar kalkar, savaş ve idamlar ertelenirve halk kısa bir süre için de olsa Altın Çağ’ ın geri geldiğine inarurmış. Esinini Hesiodos’ un Soylar Efsanesi’nden alan Latin şairi Ovidius da Alhn Çağı Değişimler adlı yapıtında anlatarak bu gönenç döneminin insanın çıkarlarına dönük koşullarnun unutulmamasını ve belleklerde canlı kalmasını saglamışhr.

Ovidius acının, öç almanın, pozitif yasaların olmadıgt, insanoglunun barış, özgürlük içinde ve çalışmadan yaşadıklan bir sonsuz Altın Çağ betimlemesi gerçekleştirerek bu tablonun arumsanmasına katkıda bulunmuştur: “(. ) Bulunmuyordu korkudan, cezadan bir iz, okunmuyordu tunç üzerine kazılmış korkutan sözler de. ( … ) yokmuş kılıçlar, tulgalar dayanmaksızın ordulara, güvenlik içinde gönlünce yaşıyordu uluslar. Hiçbir Yerden Haberler Güçlük çıkarmadan, el sürülmeden, yanlıp eşilmeden sapan demiriyle toprak veriyordu bütün ürünlerini kendiliğinden. ( … ) Önsüz, sonsuz bir bahardı … ” (Çev. 1. Z. Eyuboğlu) Benzer bir tabloya, Demokritos’ dan etkilenen Epikuros’un özdekçi ve atomcu öğretisinin Romalı ozan Lucretius tarafından anlahldığı yedi bin dört yüz dizelik didaktik yapıb De Rerum Na tura’ da da (Evrenin Doğası Üzerine) rastlarız: “(. ) Saban yapmaya harcamadı gücünü kimse. Kimse sürmeyi bilmiyordu toprağı, Ne fidedikmeyi ne de bağ bıçağıyla hudarnayı Kuru dalları. Güneşle sağanağın verdikleriyle Toprağın özverili armağanlan Yetti onları mutlu ebneye.” (Çev. Tomris Uyar-Turgut Uyar) Yasa koyucu Lykurgos ve Platon Yunan polis devletlerinden olan Sparta, yan-efsanevi yasa koyucu Lykurgos’un reformlanru adaletli bir toplumsal yaşam için özümsemiş, kapalı ve dural bir sitenin rehberi yapıruşbr. Sparta topraklannın yurttaşlar arasmda yeniden paylaştırılması, para dolaşımının engellenmesi, lüks tüketimin yasaklanması, ortak sofralar geleneğinin başlahlması, üremenin devletçe yeniden düzenlenmesi gibi köktenci uygulamalar Lykurgos efsanesiyle birlikte Sparta’nın diğer Yunan sitelerinden farklı düzenini yüzyıllarm ötesine taşımışbr. Hiç kuşkusuz bu sıra dışı örnek, siyasal düşüncenin klasik portresi olarak kabul edilen Platon’u da derinlemesine etkilemiştir.

Ayrıca Altın Çağ mitosunun da Platon gibi önemli bir toplum mühendisinin aklının bir köşesinde yer bulduğu açıkbr. lO Ütopya ya da Başka Bir Dünyanın Olabilirli� Üstüne Timaios ve Kritias gibi diyaloglannda Platon, Sokrates ve konuşma arkadaşlarına yaşadıklan dönemden 1000 yıl önce bir savaşçılar sınıfı tarafından yönetilen ve tarımla u�raşan bir sitenin varlı�dan söz ettirir. Bu sitede yaşam tümüyle eşitçi bir anlayışla düzenlenmiş ve zamanın akışı neredeyse durdurulmuştur. Platon’a göre Atina’ nın kuruluş dönemini yansıtan bu sitenin üyeleri bir tür Platon Alhn Çağ zamanında olduğu gibi mutluluk içinde yaşamaktadırlar. Bu mutlu site, özgürlüğünü tehdit eden Atlantislilerle de savaşmıştır. Platon böylece Herkül kolonlannın ötesinde Atlas Okyanusu’nda bir adada kurulmuş olan bolluk ülkesi efsanevi Atlantis’ den de söz etmiş olmaktadır. Bu denizci ülke görünüşteki akılcı yapısına karşın bozulmuş emperyalist nitelikte bir devlet olup, Platon’ a göre Atina sitesini andırmaktadır. Bir tufan sonucunda sulara gömülen bu rüya ülkesinin anısının bilgisine en do�ru olarak Mısırlılar sahiptir. Platon değişimi durduracak, uzay ve zamanın ötesinde yer alacak ve böylelikle öncesiz-sonrasız bir biçimde en doğru toplumsal ve siyasal düzeni yaratmak amacıyla Devlet diyaloğunu yazmışhr. Amaç değişimi durdurmaktır. Değişim kötüye do�rudur, insanlığı “Alhn Çağ”dan uzaklaşhrmışhr. Düşünce tarihinde çoğu kez bir siyasal ütopya olarak adlandıruan Devlet’ de Platon siyaseti ruhbilimin bir ipucu olarak kullanır. İnsan do�asının insanın bireysel yaşamı boyutunda incelendiğinde kavramlamayacağını öne süren Platon insan ruhunda küçük harflerle yazılmış olanı, daha büyük harflerle okumak amacıyla insanı siyasal ve toplumsal yaşamı içinde inceler. Platon’da devlet, bireyi çürümekten, yok olmakll Hiçbir Yerden Haberler tan kurtarmanın bir aracıdır. Felsefe ile temellendirilen devlet, Tannsallıktan uzaklaşma olan de�şimi de durduracaktır.

Devletin başlıca görevi adaleti sa�lamakhr. Platon adaleti geometrik (oranlı) eşitlik olarak tanımlar. Ona göre, devlet yaşamında her bireyin bir payı vardır ama, bu paylar kesinlikle özdeş değildir. Toplumsal adalet birbirlerinden de�şik erdemleri içeren sınıflarm oluşturduğu bir uyurndur. Platon’un yönetici seçkin sınıf için öngördü� ortaktaşacılık ilkesinin de ancak bu tür bir ideal devlet anlayışı ba�lamında de�erlendirilmesi gerekir. Kendisinden önce gelen tüm antikça� filozoflanndan sistematik bir felsefeye sahip olmasıyla aynlan Platon Devlet’iyle tüm ütopyacı yazariann esinlendi& bir öncü kurarncı konumundadır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir