Yaşar Nuri Öztürk – Allah ile Aldatmak

Müslüman halklar ve özellikle Türk halkı aşın duygusal; özellikle çok sevdiği dini söz konusu olduğunda Türk halkı neden asırlardır sürekli bir biçimde aldatılıyor? Yanıtın Kur’an’da olduğuna inanıyorum Kur’an Allah ile aldatılmayın! ihtarında bulunuyor Neden? Çünkü Allah ile aldatılanların en büyük sorunu aldatıldıklarının farkında olma imk nından büyük ölçüde yoksun bulunmalarıdır Çünkü derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer kendilerinin aleyhinde kullanılıyor Bunu fark etmeleri kolay değildir Türk halkı dinine olan derin saygısı Đslam’a duyduğu teslimiyet yüzünden çoğu kez savunma eleştirme güçlerini kullanmıyor Daha önemlisi Allah ile aldatanlara karşı aklını kullanmıyor Allah ile aldatılmanın yıkımına dikkat çeken Kur’an bu tuzağa düşülmemesi ve bu belanın aşılması için gerekli olan iki hayatî donanıma daha dikkat çekmiştir: 1. Aklın işletilmesi, 2. Takvanın yani dindarlığın insanlar arasında üstünlük ölçüsü olmaktan çıkarılması Bu iki destek buyruk göz ardı edildiğinde “Allah ile aldatılmayın” emrinin sonuç vermesi imk nsız olmaktadır Akıl işleyecek dindarlık insanlar arası bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacaktır ki kitleler Allah ile aldatma tezg hlarının maskesini düşürebilsin arka planını görebilsin Maske düşürülüp arka plan görülmediği sürece Allah ile aldatılmak kaçınılmazdır Allah ile aldatma zulmünün aşılması için sadece temel çare değil tek çare aklı işletmektir Kur’an Allah aklını işletmeyenler üzerine pislik indirir (Yûnus 100) diyerek Allah ile aldatılma duygusallığının aşılması için işletilen aklın kaçınılmaz olduğunu insanlığın vicdanına iletmiştir Başka hiçbir kanıt olmasa sade bu olgu bile laikliğin Kur’an’ın temel taleplerinden biri olduğunu göstermeye yeter Çünkü aklın devrede olması ve işletilmesi için laiklik temel şarttır Aksi halde duygu egemen kılınmak suretiyle din aklın önünü kesme aracı olarak kullanılır yani kitle Allah ile aldatılır Kur’an andığımız destek güçlerin kullanılmasını emrettiği halde Türk halkı bunları kullanmıyor Halkın büyük bir kısmı Đslam’ın böyle bir talebi olduğunu bilmiyor Sayfa 5 Çünkü bu emirler Kuranda Türk halkı ise asırlardır Kur’an’dan uzak tutulmuş onu okuyup anlamaktan yoksun bırakılmış Türk halkının Kur’an’dan tek istediği ve beklediği o kitabın Arap harfleriyle telaffuzunu başarıp ‘sevap’ kazanmak olmaktadır Türk halkı Allah ile aldatma tezgâhlarının ustalıkla işlettikleri bu ‘sevap’ oyunuyla avunurken yaşadığı dinin Kuranla ilgisi büyük ölçüde yok edilmiş dinde Kur an ın yerini Arap-Emevî saltanat ideolojisinin kutsallaştırılmış sloganlarıyla Đslam dışı örflerin uydurmaları almıştır Bu durumda Kur’an’ın söyledikleri Türk halkının hayatına din olarak nasıl girsin?! Türk halkı tıpkı birçok Müslüman halk gibi Ortadoğu despotizmlerinin hesabına uygun olarak kutsallaştırılmış buyrukları din biliyor onları yaşıyor Bu durumu çok iyi bilen aldatma sektörleri sürekli dini-imanı kullanarak yaklaşıyor Türk halkına ve onu daha ilk anda elsiz-dilsiz hale getirerek istediği şekilde ve istediği oranda aldatıp sömürüyor Türk halkının en büyük zaafı dinini uyanma ve sorgulama aracı olarak değil de uyuma ve susma aracı olarak kullanmasıdır Sadece Türk halkının değil bütün Müslümanların en büyük zaaflarından biri belki de birincisi işte budur En büyük zaaflarından biri bu olmasaydı Kur’an Allah ile aldatılmayın! ihtarına gerek görür müydü! Bugün insanlık ve o arada bizim insanımız Allah ile aldatılmanın en zorlu devresini yaşıyor Küresel ve organize aldatma sektörleri nin faaliyette olduğu bir süreçtir bu Dinsiz zulümlere tepki adı altında din adına zulmetme sürecidir bu Kutsal patentli bu zulüm materyalist darbelerle yara-bere içinde kalmış kitlelerin yaraları üstüne Allah diyerek tekme vurmaktadır Bu kitap Müslüman Türk halkına Allah ile nasıl aldatıldığını Kur’an verilerine dayanarak anlatmak isteyen Kur’an mümini bir Türk aydınının mütevazı bir hizmeti olarak kabul edilmelidir Amacına varırsa yazarı mutlu olur Prof Dr Yaşar Nuri Öztürk Đstanbul 2008 Sayfa 6 GĐRĐŞ NASIL BĐR ZULÜM KARŞISINDAYIZ!? “Dinler tarihi insanın tanrısal güce katılmaya ve onu beşerî amaçlar için kullanmaya yönelik girişimleriyle doludur.” Paul Tillich Bizzat Kur’an’ın ‘Allah ile aldatmak’ diye andığı bir büyük zulüm karşısındayız Bu zulmün küresel düzeyde en dikkat çekici göstergesi süper zulümlerin imparatorluğu olan süper güç ABD’nin dünyayı talan aracı olarak kullandığı Dolar’ın üstündeki o bilinen sözdür: “In God we trust!” yani Allah a güvenip dayanırız biz! Evet süper bir devletin parasının üstündeki bu söz bazılarınca dindarlığın Tanrı’ya saygının bir göstergesi gibi tanıtılır Kur’an açısından baktığımızda gerçek bunun tam tersidir Kur’an dindarlık belge ve ifadelerinin insanlar arasında bir değer ölçüsü olmasını yasaklamakta dindarlığın (takvanın) sadece Tanrı ile insan arasında bir değer ölçüsü olması gerektiğini bildirmektedir Takvanın kimde olduğunu da sadece ve sadece Allah bilir. O halde en masum niyetlerle de olsa dindarlığın bir insanlar arası değer belirleyici’ olarak öne çıkarılması Kur’an’a göre bir insanlık suçudur; dine-imana hakarettir Allah ile aldatmanın en şerir şeklidir Süper sömürgeci güç bu şerri dünyanın gözünün içine baka baka yaymaktadır ABD parasının üstündeki sözün Kur’anî ve Đslamî vicdanla değerlendirilmesi şöyle yapılabilir: ABD parasının üstündeki bu ifadeyle demek istemektedir ki ben insanları dünyayı sömürdüklerimi iki şevle aldatırım; Para Tanrı. Đşte bizim bu kitabımızda sakındırmak istediğimiz de bu ikisidir Kitabın ileriki sayfalarında göreceğiz ki Allah ile aldatanların gerçek Tanrısı paradır maldır dünyalıktır Allah ile aldatma zihniyetinin paranın üstüne konan bir sloganla ifadesi bu bakımdan çok anlamlıdır Sayfa 7 O halde önce nasıl bir zulüm karşısında olduğumuzu bilelim Bunu bilmeden yakamıza yapışan dehşeti tanıyanlayız O dehşeti tanımadıkça yeterince ürperip kendimize gelenleyiz Ve böyle olunca da çare aramak ihtiyacı duymayız Aynı zamanda bir matematikçi olan fakat tarihe bir mistik olarak geçen ve dinler tarihinin en ünlü mistik dindarları arasında bulunan Fransız bilgin-düşünürü Blaise Pascal (ölm 1662) tarihin derinliklerinden insanlığa şunu duyuruyor: Dinsel inançlara sığınmadıkça insan kötülüğü büyük bir zevkle ve acımasızca asla yapamaz.” (James A Haught; Kutsal Dehşet 3) Şimdi Türkiye’yi sarsmış ve basının gündeminde haftalarca kalmış üç olayı bir kez daha ürpererek okuyup Allah ile aldatmanın yaratabileceği büyük dehşetin nerelere uzanabileceğini yakından görelim: Gaziantep in Kilis ilçesinde bir baba bir yaşındaki kızını düşünde gördüğü şeyh efendinin tekkesine götürüp gelin gibi süsledikten sonra taşa üç kez sürdüğü bıçağıyla kurbanlık koyun gibi kesmiştir Baba yakalandıktan sonra şöyle demiştir: Şeyhim en sevdiğim varlığımı Allah a kurban etmemi istedi ben de verdim.” (Milliyet, 7 Haziran 1988) 13 Ekim 1990 tarihli Güneş gazetesinden: Otuz yaşındaki bir yurttaş Şanlıurfa da bir mağarada üç yaşındaki oğlunun başını bıçakla kesti ve yakalandıktan sonra şunları söyledi: Devam ettiğim tekkenin şeyhi bana çocuklarını çok sevenlerde Allah sevgisi azalır Bu sebeple üç çocuğundan birini kurban etmen gerekir dedi Bunun üzerine çocuklarımın en küçüğü olan Abdullah ı evden alarak kendisine dondurma alıp söz konusu mağaraya getirdim Gözlerini bağlayarak bıçakla boğazını kestim Olay gecesi şeyhin oğlumu geri getirmesini bekledim Çocuk geri gelmeyince ertesi gün tekkeye gidip şeyhin yüzüne tukurdum. Aileme haber vererek cinayeti saklamaya karar verdik.” Araştırmacı-yazar Cengiz Özakıncı’nın önemli kitaplarından biri olan Dil ve Dinin 8. basım 25 sayfasında şu satırları okuyoruz: Türbanlı bir kız başörtüsü takmayan annesini başını örtmediği için 30 yerinden bıçaklayıp gözlerini oyarak ve kollarını keserek din uğruna gerekçesiyle öldürmüştür Yakalanıp sorgulandığında başını örtmemekte direten annesinin Sayfa 8 muzır ve münafık olduğunu katli vacip olduğu için öldürdüğünü söylemiştir Genç kız kendisini Đslam ın bıçağı olarak görmektedir (Cumhuriyet gazetesi, 9 Nisan 1997) Yaşadığımız günlerin ünlü gazetecilerinden biri yakamıza yapışan dehşeti şöyle anlatıyor:

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. Güzel yazılmış