Zeynep Direk – Cinsiyetli Olmak

Elinizdeki kitabın içerdiği yazılar 2005 baharında Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta yaptığımız feminist etkinliklerden doğan makalelerdir. Felsefe, sosyoloji, psikanaliz ve edebiyat oturumlarına katılan akademisyen ve araştırmacıların bazıları, feminist sorularla yönlenerek kendi alanlarını yeniden keşfetmeyi tercih ettiler; bazıları da feminist düşüncenin kavramlarını ve sorunlarını aydınlatarak ülkemizde kuramsal açıdan pek de zengin olmayan feminist literatüre bir katkıda bulunmayı yeğlediler. Üçüncü bir tavır da aile içi şiddeti, militarizmi, feminizmin ülkemizde nasıl algılandığını çözümleme girişimiydi. Hepsi değerli ve ilham verici olan bu girişimler hem edebiyatın hem de sosyal bilimlerin feminizmin yaptığı açılımlardan ne kadar etkilendiğini gözler önüne seriyor ve bizi bu alanların nasıl dönüştürmekte olduğunu fark etmeye çağırıyor. Feminist yaklaşımlara gösterdikleri misafirperverlik için, kalıpların ötesini arayan düşüncelere ve belleklere mekân oldukları için Yapı Kredi Yaymlan’na teşekkür borçluyum. Bu seminerleri kendisiyle birlikte hazırladığım Koç Üniversitesi öğrencisi Banu Turnaoğlu’nun desteğini ve yardımlarını unutamam. Etkinliklere katılan bütün akademisyen ve araştırmacılara ve bu kitaba makale vermeyi kabul edenlere, etkinlikler süresince kolaylaştırıcı olarak şahsıma, Yapı Kredi’nin izleyicilerine ve şimdiki okuyucularımıza bu kadar çok şey düşündürdükleri için minnettarım. Birlikte olmanın, muhatap olmanın heyecanı içinde bize eleştirel bir alan olarak feminizmin “düşündüğünden hep daha fazlasını düşünmek” olduğunu hissettirdiler ve hissettirmekteler. Hiç olmazsa bazı yüksekliklerin izi kalsın diye bu kitabı mutlaka yayımlamak istedik. Zeynep Direk Kant’ta Cinsiyet Farklılığı Kant’ın eleştirel düşüncesi başka birçok alanda olduğu gibi feminizm ve cinsiyet farklılığı üzerine araştırmalarda da etkili olmuştur. Kimileri kadın özgürlüğü için zemini Kant’ın insan özgürlüğü anlayışında bulmuş, kimileri Kant’ın kadınlarla ilgili bazı aşağılayıcı görüşlerine ve tutumuna vurgu yapmış, kimileri ‘rasyonalite’nin özellikle kadınlara yönelik olumsuz etkilerinin müsebbibi olarak Kant’ı görmüştür.1 Biz bu yazıda Kant’ın kadınlara yönelik tutumundan bazı örnekler vererek, kadınlarla ilgili bazı görüşlerini naklederek ve genel olarak eleştirel felsefenin ilkelerini gözeterek Kant düşüncesinin kadınların felsefeyle uğraşmasına ne ölçüde imkân verdiğini araştırmaya çalışacağız. Kant’ın hiç evlenmediğini ve en azından iz bırakıcı ilişkileri olmadığını biliyoruz. Gençliğinde iki kere evlenmeye niyetlenip mali sebeplerle evlenmediği, mali açıdan bir sıkıntısı olmadığı, daha ileri yaşlarında da, muhtemelen arkadaşı Joseph Green’in etkisiyle, evlenmeyi istemediği nakledilir.2 Çevresinde yer alan veya mektuplaştığı kadınlar genellikle ders verdiği ailelerdeki hanımlar, erkek arkadaşlarının eşleri, kardeşleri veya * Galatasaray Üniversitesi, Felsefe Bölümü, Öğretim Üyesi.


1 Bu tür çalışmaların yakın dönemdeki örnekleri için bkz: Feminist Interpretations of Immanuel Kant, (ed. Robin May Scott), The Pennsylvania State University Press, 1997. 2 Allen W. Wood, Kant, Blackwell Publishing, 2005, s. 6. kızlarıdır. Mesela yakın arkadaşı gümrük görevlisi Johann Konrad Jacobi’nin eşi Maria Charlotta ile çok samimi olduğu, fakat Charlotta’nm gene Kant’m başka bir arkadaşı olan darphane müdürü Johann Julius Göschel ile birlikte olması üzerine her ikisiyle de ahbaplığını kestiği söylenir. Kant’m bu çiftle görüşmeme kararının arkasında zinaya karşı tavır almasından başka bir şey olup olmadığı tartışma konusudur.3 Kant’m mektuplaştığı kadınlar arasında en dikkat çekici olan, hiç tanışmadığı Maria von Herbert’tir.4 Maria, bir Kant hayranı olan Baron Franz Paul von Herbert’in kardeşidir. Baron von Herbert, Kant’m kritik düşüncesini öğrenebilmek için işini gücünü, ailesini bırakıp Weimar ve Jena’ya giden, döndükten sonra da evini Kant’m kritik düşüncesinin tartışıldığı bir merkez haline getiren bir kişidir. Maria felsefeyle ciddi bir şekilde ilgilenen, Kant’m özellikle ahlakla ilgili görüşlerini çok iyi bilen ve hayatını buna göre sorgulayarak yaşayan bir kadındır. Kant’m Maria’ya karşı tutumu, genel olarak alışılmış kadın rolünün dışına çıkmaya çalışan, özellikle de felsefeyi ciddiye alan kadınlara karşı tavrına örnek teşkil etmesi bakımından önemlidir. Maria’nın Kant’a ilk mektubu, Kant’tan ‘inançlı bir kişinin Tanrı’dan yardım istemesi gibi yardım istediği’ mektuptur.5 Maria, önceden bir sevgilisi olduğunu yeni sevgilisinden bir süre gizlemiş, sonra Kant ahlakına bağlı olarak, dürüstlük gereği eski sevgilisini yeni sevgilisine açıklamıştır.

Yeni sevgilisi ona hâlâ arkadaşça davranmakla birlikte artık aşk bitmiştir. Maria Kant ahlakına uygun davranmakla sadece sevgilisini kaybetmekle kalmamış, aklı da karışmıştır. Kategorik emir artık işe yaramamakta, hayatına son vermek istemekte, fakat Kant’tan öğrendiği ahlak yasasına bağlı olarak henüz son vermemekte, Kant’tan hayatını anlamlı kılmak için yardım istemektedir. 3 Wood, Kant. s. 11. 4 Kant’ın Maria ile yazışmalarının ve ona karşı tutumunun Kant ahlakına göre ayrıntılı bir değerlendirmesi için bkz: Rae Lang ton, “Maria von Herbert’s Challenge to Kant”, Oxford Reader: Ethics, (ed. Singer), Oxford University Press, 1994. 5 Ağustos 1791 tarihli mektup, Kant: Philosophical Correspondence 1759-99, (ed. ve Çev. Arnulf Zweig), The University of Chicago Press, Chicago&Londra, 1967. “Şimdi kendinizi benim yerime koyun, beni ya lanetleyin ya da teselli edin. Ahlak metafiziğini ve kategorik emri okudum, hiçbir yardımı olmadı. Aklım tam ona ihtiyaç duyduğum zaman beni terk etti. Size yalvarıyorum, bana cevap verin.

Böyle yapmazsanız, kendi emrinize aykırı davranıyor olacaksınız.”^ Kant mektubu cevaplamadan önce arkadaşı Ludwig Ernst Borowski’ye danışır. Borowski kadının “kendini kaptırdığı şeyden kurtarması” için elinden geleni yapmasını söyler. Kant 1792 baharında Maria’ya yazdığı mektupta7 elinden geldiğince teselli edici şeyler söyler.8 Ayrıca, söz konusu açıklamayı ahlaklı olmak için yaptıysa üzülecek bir şey olmadığını, insanların bu dünyada mutluluğu değil, ahlaklı olmayı hedeflemeleri gerektiğini didaktik bir şekilde belirtir. Kant Maria’dan bir süre cevap alamaz. Ortak bir tanıdıklarına, mektubunun Maria üzerindeki etkisini sorar. Maria Ocak 1793’te Kant’a ikinci kez yazar.9 Maria aşk bunalımından çıkmış, eski sevgilisiyle arkadaşlıkları düzelmiş, ama geriye bir boşluk kalmıştır. Bu mektupta Maria kategorik emri doğrudan sorgular. Kategorik emir hayatına anlam vermemektedir. “Hiçbir şey beni cezbetmiyor. Kendini beğenmişlik olarak görmeyin, ahlaki emirlere itaat etmek benim için o kadar kolay ki.”10 Hayata karşı bir istek, bir tutku duymayınca kategorik emrin yerine getirilmesi o kadar kolaylaşmıştır ki, emrin bir manası kalmamıştır. Buna tek bir istisna, Maria’nın da arzu ettiği tek şey kalmıştır: Ölmek.

İntiharın kategorik emre aykırı olmasını sorgular. Kategorik emrin ancak denetim altına almması gereken eğilimler olması durumunda anlamlı olacağını düşünür. Maria’mn bir isteği daha vardır. Kant’ı Könisberg’de ziyaret etmek; kategorik emre uygun yaşadığım farzettiği Kant’ın hayatım yakından görmek.11 Kant, Maria’nın bu mektubuna cevap yazmaz. Bununla da kalmayıp Maria’nın mektuplarını başka bir kadına (Elisabeth 6 Zweig, Kant, s. 174-175. 7 Zweig, Kant, s. 188-189. 8 Bu mektup Kant’ın aşk ve arkadaşlık üzerine samimi görüşlerini yansıtır ve başka açılardan da ilginçtir. “Sevgili dostlarım, dostluk diye birşey yoktur.” 9 Zweig, Kant, s. 200-203. 10 Zweig, Kant, s. 201.

11 Zweig, Kant, s. 202. Motherby), Maria’dan “die kleine Schwärmerin” (küçük hayalperest) diye bahsederek kadınların fantezilerinin ne tür olumsuz sonuçlara yol açtığını göstermek amacıyla gönderir.12 Maria’nm okuyarak etkilendiği yazıların bir yorumcu olmadan anlaşılmasının zor olduğunu eklemeyi de ihmal etmez.13 Maria 1803’te intihar eder. Ya kategorik emre uygun yaşamaktan ya da intiharın kategorik emre aykırı olduğu fikrinden vazgeçmiştir. Kant Maria’nın ilk mektubunu bunalımdaki bir kişiye yardım etmenin ahlaki bir görev olduğuna inanarak cevaplamış; daha serinkanlı yazılmış, doğrudan ahlak ilkesini sorgulayan ikinci mektubu ise zihinsel olarak hasta bir kadının saçmalıkları olarak görüp hiç kaale almamıştır. Bir kadının felsefeyle ilgilenmesini, hele (muhtemelen erkek) bir yorumcu-rehber olmadan bunu yapmasını, sonu hiç de hayırlı olmayacak bir iş olarak görmüştür. Şimdi, hem bu tutumun sadece Maria’ya yönelik olup olmadığını hem de Kant’m kadın-erkek farklılığını hangi zemine dayandırdığını anlayabilmek için Anthropologie in pragmatischer Hinsicht (1798)14 adlı eserine bakacağız. Kant’m bu kitabı, meslek hayatında en geniş katılımın olduğu ve en uzun süre verdiği (yaklaşık 25 yıl) derslerden biri olan antropoloji dersinin (diğeri mantık) notlarından oluşturulmuştur. Bütün ömrünü Könisberg’den en fazla 30 mil uzaklaşarak tamamlayan Kant, seyyahların yazılarını okuyarak, Könisberg’e uğrayan yabancılarla konuşarak ‘dış dünya’ ile ilgili şeyler öğrenmeye çok meraklıdır. Kant’m antropoloji dersi vermeye başlamasının nedenlerinden biri Ernst Platner’in Anthropobgy for Physicians and Philosophers (1772) adlı eserinin yayımlanmasıdır. Platner’in antropolojiyi fizyolojiye indirgeme girişimini reddeder. Pratik tecrübeye ve tarihselliğe vurgu yapan bir antropolojinin yolunu tutar

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir