Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Bakır Atlı

“Bakır Atlı”nın konusu Dekabristlerle ilgilidir. Rus düşünce ve siyasal savaşım tarihinde Dekabristler, Büyük Petro’nun davasının sürdürücüsü gibi görülüyorlardı. Toprak köleliğinin kaldırılması, bütünsel cumhuriyet ya da anayasal monarşi kurulması amacıyla örgütlenen Rus devrimcileriydiler. Ve bu siyasal devinim, köklerini Petro’nun reformlarından alan düşüncelerin gelişmesi olarak değerlendiriliyordu. 1825 yılında Rus düşünürü Herzen, Dekabristlerin başkaldırı girişiminin bastırılmasını değerlendirirken, Çar Nikolay’ın toplarının başkaldırıya karşı ve Petro anıtına karşı aynı derecede yönelmiş olduğunu yazıyordu. Büyük Petro, Dekabristlerin düşlerini özdeşleştirdikleri ve düşüncelerinden köklerini aldıkları Rus çarıydı, ama onun kurduğu imparatorluk Dekabristlerin hareketini ezmiş ve dağıtmıştı. Bunun bir yansıması olarak “Bakır Atlı”da, övgü ve eleji şiirinin coşku ve keder öğeleri bir yapıda uyumlanır. Ve Büyük Petro’nun düşünceleriyle zavallı Yevgeni’nin yazgısı aynı şiirsel yapıda yoğrulur. Ancak, 1825 yılında çarlığı devirme girişimi başarısızlığa uğrayan Dekabristlerin idamlarla ve kitlesel sürgünlerle cezalandırıldığı Rusya’nın otokratik yönetim ortamında, Puşkin Rusya gerçekliğini simgelerle zorluyordu. Şair, “Bakır Atlı” öyküsünün sonsözünü ufak bir ada üzerindeki sahneyle sona erdiriyor. Bu, Goloday adasıydı ve idam edilen Dekabristler, söylentiye göre, bu adada gizlice gömülmüşlerdi. Neva ırmağının taşkınlarını adaya savurduğu kulübe imgesiyse, sahibi olan dul kadın ve kızı tipleriyle, Puşkin’in “Kolomna’daki Ev” öyküsünde işlenmişti ve şair kendisi, Petersburg’un söz konusu Kolomna bölgesinde bir süre yaşamıştı. Puşkin, otuz yedi yıllık yaşamı bir düelloda öldürülmesiyle sona erinceye dek, çok sayıda, oylumlu ve yetkince yazdı. Puşkin’in yaratıcı etkinliği, çarlığın tiranlığında sanki durdurulacağı sezisiyle ivedi olmuş; söyleyeceği kapsamlı sözü gecikmekten korkarcasına ve ustaca kısa zamana sığdırmış programlı bir şiir yaratma süreci gibidir. Tıpkı az zaman sonra yine bir düelloda yirmi yedi yaşındayken öldürülen Lermontov’un, daha sonra, erken Sovyet döneminde otuz ve otuz altı yaşlarındaki ölümleri intihar görünümüne bürünmüş Yesenin ve Mayakovski’nin, yine böyle dar zamanlara sığan fırtınalı şiir yaratma süreçleri gibi…

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir