Cemil Kavukçu – Yalnız Uyuyanlar İçin

Apartman girişinde, sol yanda, duvar boyunca sıralanan posta kutularından 39 numaralısı bana ait. Ondan yeterince yararlandığım söylenemez. Öbür kutular gibi (özellikle 12, 17 ve 28) zarflar ve katlanmış dergiler taşmıyor içinden. Posta kutuları bir uygarlık ölçütü olabilir mi, diye düşündüğüm oluyor zaman zaman. Ama elektrik, telefon ve su faturalarının bana ulaşmasındaki işlevini düşünüp avunuyorum. Bazen de tek tük el duyuruları buluyorum: “Kuaför Necmi”, “Sekiz Ayda İngilizce Öğretiyoruz” ya da “Can Pizza-Evlere Servisimiz Vardır”. Mektup gelmez, çünkü yıllardır kimseye yazmıyorum. Kredili alışveriş yaptığım firmalar dışında bayram ve yılbaşı kartı gönderen de olmaz. Ne bir dergiye aboneyim ne de gazeteye. Bu nedenle çantamda taşıdığım küçük anahtarı çok az kullanıyorum. Bugünse ikinci kez bakıyorum posta kutusuna, çünkü telefon faturası gecikti. Günlük yaşamımda küçük ayrıntılar kadar küçük aksaklıklar da belirleyici oluyor; güzel bir günün habercisi ya da berbat olacak bir gecenin ilk ipuçları. Beklediğim fatura yerine, saman kâğıda basılmış bir el duyurusuyla karşılaşınca canım sıkıldı. Zamanında ödeyemeyeceğim (üstelik benden kaynaklanmıyor) borcum yüzünden telefonum kesilecekti. Sonra Telefon Başmüdürlüğü, insanı oradan oraya gönderen asık yüzlü memurlar, uzun kuyruklar. Ama kâğıdı okuyunca sıkıntım dağıldı. Böylesini ilk kez görüyordum, elimde olmadan gülümsedim. Duyuru, bugün başlayan ramazan ayıyla ilgiliydi. Semt davulcusu önemli bir uyarıda bulunuyordu: Esen Mahallesi Sakinlerine Duyurulur. Sahur Davulcunuz Resimdeki Şahıstır, Ruhsatını ve Hüviyetini Görmeden Başkasına Bahşiş Vermeyiniz.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir