Gormander – Çocuklar Yönetimde

Top anaokulu yüksek bir tepenin üzerinde kurulmuştu. Bu okuldaki çocuklar, tepenin üzerinden geçmekte olan bulutları yakalayabileceklerini sanırlardı. Özellikle sonbahar günlerinde, havanın çok bulutlu olduğu zamanlarda, çocuklar dışarı çıkar, bulutları seyrederlerdi. Bulutların bazıları kocaman trenlere benzerdi. Anaokulunun üzerinden öylesine sıra sıra geçerlerdi ki, çocuklar neredeyse göğün tren gibi gürüldediğini duyarlardı. Bazı başka bulutlar da, birbirleriyle didişen, dövüşen kocaman yabanıl hayvanları andırırdı. Sanki kocaman yılanlar, korkunç canavarlar birbirlerinin üzerine atılır, gök gürüldediğinde ağızlarından şimşekler fışkırırdı. Top anaokulunun yapısı yepyeniydi. Okulun büyük çocukları, işçilerin vinçlerle, greyderlerle gelip tepede nasıl koskoca bir çukur açtıklarını çok iyi hatırlarlar. Açılan çukura, çocukların oyuncaklarını koyacakları bir mahzen yapılacaktı. İşçiler, daha sonra toprağa koca koca demir direkler çakıp, aralarına bu yeni yapının duvarlarını örmüşlerdi. Birgün işçilerden biri, çukurun dibinde, demirden dökülme, paslanmış, eski bir top bulmuştu. İşte anaokulu “Top” adını buradan aldı. Bu top, birkaç yüzyıl önce birgün savaş çıktığını sanan, yaşlı, çılgın bir yüzbaşıdan kalmaydı. Yüzbaşı savaş çıktı sanmış, topu doldurup ateşlemiş, tepenin eteklerindeki kente doğru bir gülle savurmuştu.


Topun güllesi kentin bir alanında sosis satmakta olan yaşlı bir satıcıya rastlamıştı. Daha doğrusu, gülle satıcının tezgahına düşüp paramparça etmiş, sosisleri de bütün alana dağıtmıştı. Ancak bu olay birkaç yüzyıl önce olduğundan, sosisler bugünkü sosislere benzemiyordu. Satıcının sosisleri büyüktü, kalındı. Satıcı öylesine öfkelenmişti ki koca sosislerinden birini kaptığı gibi fırlamıştı. Elinde silah gibi tuttuğu sosisle tepeyi tırmanmış, yüzbaşının kafasına, o koca sosisi öyle bir indirmişti ki, yüzbaşı bayılmış, hastaneye kaldırılmıştı. İşte size öyküsünü anlatacağımız Lasse, birgün anaokuluna gitmek üzere yola koyulmuştu. Lasse’nin aklına ara sıra yüzbaşının kafasına sosisi indiren o satıcının öyküsü gelir, Lasse kendi kendine gülerdi. O gün Lasse’nin canı gerçekten sıkılıyordu. Hele onu elinden tutan annesinin de pek kızgın bir gününde olduğu düşünülecek olursa…

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. çok güzel bir kitap <3