J. R. R. Tolkien – Peri Masalları Üzerine

Peri masalı nedir? Bu sözcüğü bulmak için Oxford İngilizce Sözlüğü’ne boş yere başvurursunuz. Bu sözlükte, peri masalı bileşimine dair hiçbir bilgi bulunmaz ve periler konusunda da genel olarak işe yaramaz. Oxford’un Eki’nde peri masalının ilk olarak 1750’de kaydedildiği ve başlıca anlamının (a) periler hakkında bir masal veya genel olarak bir peri efsanesi, açılan anlamlarıyla, (b) gerçek olmayan ya da inanılmaz bir öykü ve (c) bir yalan olduğu yazılıdır. Son iki anlamın benim konumu umutsuzca genişleteceği ortada. İlk anlam ise oldukça dar. Bir deneme için çok dar değil: birçok kitap için bile yeterince geniş ama gerçek kullanımı görmek için oldukça dar. Özellikle de sözlükçünün periler hakkında yaptığı, “genelde sihirli güçlere sahip ve insanların meseleleri üzerinde iyi ya da kötü büyük etkileri olduğu kabul edilen mini mini boyutlarda doğaüstü yaratıklar” tanımını kabul edersek. Doğaüstü, ister dar ister geniş anlamıyla olsun, tehlikeli ve zor bir sözcüktür. Bu sözcük perilere pek de uygun düşmez, “-üstü” sözcüğü sadece üstünlük derecesi bildiren bir ek olarak ele alınmazsa tabii. Onun için perilerin tersine doğaüstü olan insandır (ve çoğunlukla mini mini boyutlarda); oysa periler doğaldır, insanlardan çok daha fazla. Bu onların talihsizliğidir. Periler Diyarı’na giden yol, Cennet’e giden yol değildir; hatta bence bazıları dolaylı olarak Şeytan’a ödenecek bir vergiyle oraya varılacağını düşünse de, Cehennem’e giden yol da değildir. Ah, sizler göremediniz mi şu dar yolu Dikenler ve çalılarla öylesine dolu? İşte bu Doğruluk’un yoludur, Hemen ardından gelse de, çok az kişi peşindedir. Ve sizler görmediniz mi, şu geniş yolu Zambaklarla kaplanmış uzanan? İşte o da Kötülük’ün yoludur, Bazıları ona Cennet’e Giden Yol der. Ve sizler görmediniz mi, şu güzel yolu Eğrelti otlarıyla kaplı yamaçta rüzgârlar eser? İşte bu da Periler Diyarı’nın yoludur, Sizin ve benim bu gece mırıldandığımız.


Mini mini boyutlar’a gelince: Bu görüşün modern kullanımda çok yaygın olduğunu inkâr etmiyorum. Sık sık bu kanının nasıl ortaya çıktığını keşfetmeye çalışmanın ilginç olacağını düşündüm; ama sahip olduğum bilgiler kesin bir yanıt bulabilmek için yeterli değil. Eskiden Periler Diyarı’nın küçük olan (ama pek de mini mini olmayan) bazı sakinleri gerçekten vardı, ama küçüklük o halkın bütününün taşıdığı bir özellik değildi. Mini mini boyutlardaki yaratık, elf ya da peri olsun, (sanırım) asıl olarak İngiltere’deki edebi fantezinin gelişkin bir ürünüdür. {1} İngiltere gibi, inceliğe ve zerafete duyulan sevginin sanatta kendini yoğun olarak gösterdiği bir ülkede, fantezinin bu noktada zarif ve mini mini şeylere yönelmesi herhalde pek garip değildir; tıpkı Fransa’da saraya yönelmesi, üzerine pudra ve elmaslar konması gibi. Yine de ben bu çiçeklere ve kelebeklere gösterilen özenin, aynı zamanda, bir “modernleşmenin” ürünü olduğundan şüphe ediyorum. Bu modernleşme, Elf Diyarı’nın çekiciliğini basit bir güzelliğe, görünmezliğini yabani bir çuhaçiçeğinin ardına saklamaya ya da bir otun ince uzun yaprağının ardına gizlemeye dönüştüren bir modernleşmedir. Bu olay bence, büyük yolculukların dünyayı hem insanları hem de elfleri aynı anda barındıramayacak kadar daraltmasının, yani Hy Breasail’in Batı’daki sihirli ülkesi sadece Brezilya’ya, kırmızı boya ağacı ülkesine dönüşmesinin ardından modaya uygun bir hale gelmiştir. {2} Her durumda bu, asıl olarak William Shakespeare ve Michael Drayton’ın öncülük ettiği edebi bir meseleydi. {3} Benim çocukken nefret ettiğim ve kendi adlarına çocuklarımın da nefret ettiği Drayton’ın {4} Nymphidia’sı, oldukça eski dönemlerdeki çiçek perilerinin ve çırpınan antenli cinlerin atalarından biridir. Andrew Lang de benzer hisleri taşıyordu. Leylak Peri Kitabı’nın önsözünde sıkıcı çağdaş yazarların masallarına gönderme yapar: “Bu masallar sürekli olarak, evinden uzaklaşan küçük bir erkek ya da kız çocuğunun çuha çiçeği, gardenya ve elma çiçeği perileriyle tanışması ile başlar … Bu periler komik olmaya çalışır ve bunu beceremezler ya da akıl vermeye çalışır ve bunu becerirler.” Ama, dediğim gibi, işler on dokuzuncu yüzyıldan çok daha önceye dayanır ve çoktan sıkıcı olmuştur, kesinlikle komik olmaya çalışıp becerememekten doğan bir sıkıntı vericiliktir bu. Drayton’ın Nymphidia’sı şimdiye kadar yazılmış peri masalları (periler hakkında bir masal) arasında en kötülerden biri sayılır. Oberon’un sarayının duvarları örümcek bacaklarından oluşmuştur.

Ve kedi gözünden pencereler, Ve çatıysa, tahtalar yerine, Yaraşa kanatlarıyla kaplanmıştır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir