Firenc Herczeg – Bizans

Macar klasikleri arasında okurlarımızın yabancısı olmayan F. Herczeg’in Bizans adlı tragedyasını Macar eleştirmenleri ve kamuoyu onun en yüksek yapıtı saymakta ve bir çağı canlandırma bakımından bu yapıta Macar yazınının en iyi tarihsel tragedyası olan ”Bank Ban”ın yanında yer vermektedir. F. Herczeg “Bizans” adlı oyununda tek bir günün, koca bir imparatorluğun son gününün şafağıyla batışı arasına dünya ölçüsünde bir tarihsel tragedyayı sığdırmıştır. Tanınmış Macar yazın tarihçisi J. Horvath, F. Herczeg üzerine yazdığı bir incelemesinde bu tragedyanın ana hatlarını şöyle çizmektedir: 29 Mayıs 1453. Bu, Bizans Đmparatorluğu’nun çöktüğü gündür. Sultan Mehmet Bizans’ı kuşatmıştır; kentin alın yazısı artık bellidir. Bu kaçınılmaz tehlike karşısında kahramanlığa yükselen imparator Konstantin az sayıda, fakat kendisine bağlı kalan yabancı ücretli askerleriyle bütün gücünü harcayarak kuşatıcılara karşı koymakta, halkı ve Bizanslı askerleriyse korkak bir kayıtsızlık içinde başlarına geleceği beklemektedir; devletin ileri gelenleri imparatorun kahramanlık taslayışıyla alay ederler; onlar artık daha çok sultandan yanadırlar ve her şeyi ondan beklerler. Đmparatoriçenin kendisi bile kadınlık silahlarıyla Fatih’e boyun eğdireceği düşlemiyle kendini avutmaktadır… Bütün bunlardan imparatorun haberi yoktur, o halkına güvenmekte, onun yurtseverliğine ve son tehlikenin onu kahraman yapacağına inanmaktadır. Onun için son anda büyük bir düş kırıklığına uğrar. Sultanın elçileri onun ve ardından gitmek isteyenlerin özgürce gidebileceğini bildirirler, fakat ona bağlı ancak iki kişi çıkar: ücretli askerlerin sadık komutanıyla kendisine âşık olan Yunanlı kız Herma. Konstantin dehşet içinde gerçekle yüz yüze gelir ve Bizans’ı ölüme mahkûm eder: ”Biz Tanrı’nın izniyle Bizans’ın son imparatoru Konstantin, dünyaya bildiririz ki, ulusumuzu mahkemeye çektik ve adalet adına Bizans’ı cellat satırıyla ölüme mahkûm eyledik. Edirneli Mehmet celladımız olsun.


” Konstantin şehit düşer, Bizans kan içinde yüzmektedir ve bu tarihsel kargaşada üzerlerine düşen onurlu görevi yerine getirmeyenler o kan denizi içinde imparatoriçeyle birlikte boğulurlar. O korkunç anlarda imparator: ”Ölürsem,” diyor, “mezar taşıma şu sözler yazılsın: Bizans’ın son imparatoru burada yatıyor. Kör olduğu sürece yaşadı. Bir gün gözleri açılınca duyduğu tiksinti onu öldürdü.” Horvath’ın bu kısa tanıtmasının, yapıtın tasarlanışındaki görkemi gereği kadar duyurduğu kanısındayız. Doğal olarak oyunu dikkatle okuyanlar, hele II. perdedeki, Türk elçilerinin göründüğü, imparatorun ölüme hazırlandığı sahnelerde pek çok başka güzellikler de bulacaklardır. Bu sahneler, başka bir Macar yazın tarihçisinin dediği gibi, içinde parıltılı düşünce cevherleri yuvarlanan bir altın çağlayandır. Yapıt Türkçe’ye Sadrettin Karatay tarafından çevrilmiştir. Çeviri yalnızca aslına bağlı değil; aynı zamanda, Herczeg’deki deyiş güzelliklerini de Türk okuruna sunmaktadır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir