Boris Pasternak – Doktor Jivago (YKY)

Yürüyor, yürüyor ve “Sonsuz Anı” ilahisini söylüyorlardı. Onlar sustuğunda adımları, atlar ve rüzgârın esintisi aynı melodiyi tekrarlıyordu sanki. Yoldan geçenler saygıyla selam durup çelenkleri sayıyor, haç çıkartıyordu. Meraklılar tören alayına katılıyor, “Kimin cenazesi?” diye soruyordu. “Jivago’nun” oluyordu yanıt. “Demek o adamın, ha. Şimdi anlaşıldı.” “Adamın değil, kadının.” “Olsun. Huzur içinde yatsın. Büyük bir tören.” O son an geldi, sayılı anlar, geri dönüşü olmayan. “Tanrının yarattığı toprak ve onu dolduran her şey, üstünde yaşayan bütün canlılar” diye başladı papaz ve istavroz hareketiyle tabutun içine, Marya Nikolayevna’nın üstüne bir avuç toprak attı. “Doğruların Ruhu” ilahisini söylemeye başladılar. Tuhaf bir telaş sardı insanları.


Tabutu kapadılar, kapağı çivilediler ve aşağı indirmeye koyuldular. Dört küreğin acele hareketlerle tabutun üzerine attığı toprak trampet sesi çıkarıyordu önce. Sonra bir tümsek oluştu orada. On yaşlarında küçük bir erkek çocuk çıktı bu tümseğin üzerine. Genellikle, önemli cenazelerin sonlarına doğru ortaya çıkan uyuşuk ve duygusuz ruh hali içinde, çocuğun, annesinin mezarı başında bir şeyler söylemek istediği sanılabilirdi. Çocuk başını kaldırıp sonbahara bürünmüş düzlüklere ve manastıra boş bir bakış attı. Kalkık burunlu yüzünü buruşturdu. Boynunu ileri uzattı. Böyle bir kurt yavrusu olsa herkes, uluyacağından emin olurdu. Oysa çocuk, yüzünü elleriyle kapadı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. O sırada ortaya çıkan bulut, soğuk bir sağanağın ıslak darbeleriyle çocuğun ellerini ve yüzünü kamçılamaya başladı. Mezara, dar kolları sıvanmış siyah elbiseli bir adam yanaştı. Ölen kadının kardeşi, ağlayan çocuğun dayısı, kendi isteğiyle papazlığı bırakmış Nikolay Nikolayeviç Vedenyapin’di. Çocuğun yanına geldi ve elinden tuttu. Birlikte mezarlıktan ayrıldılar.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir