Doris Lessing – Kedilere Dair

Kedilere yakın yaşayan herkesin bildiği gibi onlar hakkında genelleme yapılamaz. Her biri apayrı karaktere sahip yaratıklardır kediler, basbayağı “birey”dirler. Has bir yazar olan Lessing de bunun gayet farkında olduğu için kedi ırkına bir güzelleme yazmak yerine, hayatına girmiş kedilerin hikâyelerini, hiçbir süslemeye başvurmadan anlatmayı tercih ediyor. Ama bazı kedilerin güzelliğiyle büyülenmekten de kendini alamıyor.


Evimiz tepede olduğundan, fundalığın 1 üstündeki hava akımlarının desteğiyle helezonlar çizen şahinler, kartallar ve diğer alıcı kuşlar göz hizasında, bazen daha da aşağıda kalıyorlardı. Açıkken iki metreyi bulan kanatlara, kuş dönerken yana yatan ve güneşte pınl pırıl parlayan kahverengi siyah kanatlara yukarıdan bakardınız. Aşağıda tarlalardaysanız, bir saban izinde hiç kımıldamadan yatabilirdiniz. Sabanın ot ve yaprak tabakasını derinden yardığı bir iz tercih sebebiydi. Güneşten kararmış olsalar bile, toprağın kızıl-kahvesinin yanında yine de soluk kalan bacakların üstüne toprak atılmalı, hatta bacaklar toprağa, gömülmeliydi. Birkaç yüz metre yukarıda, bir fare, kuş veya köstebek kımıltısı görebilmek için tarlayı gözleriyle tarayan on-on beş tane kuş dolanırdı. Bir tanesini, diyelim tam tepenizdekini seçer, belki bir an onunla göz göze gelip bakıştığınızı düşünürdünüz; kuşun, soğuk bir merakla bakan insan gözlerine dikilmiş yine soğuk bakışlı gözleri. Havada asılı kocaman kanatların arasındaki mermiyi andıran dar gövdenin altında, pençeler hazır tutulurdu. Bazen yarım bazen de yirmi dakika içinde kuş seçtiği minik yaratığın üstüne taş gibi düşer, sonra ardında kızıl tozlardan bir anafor ve keskin, yakıcı bir koku bırakıp, geniş kanatlarını sürekli çırparak uzaklaşırdı. Gökyüzü eski halini alırdı: Halkalar çizen tek tük kuş kümelerinin bulunduğu, sessiz, geniş ve mavi bir boşluk. Ama tepede, hava akımlarının içinde avını -tavuklarımızdan birini- gözüne kestirmekte olan bir şahin, yanlamasına kolayca dalış yapabilirdi.


Hatta alabildiğine açılmış kanatlarını çıkmtı yapmış dallardan sakınarak, fundalığın arasındaki yollar boyunca yokuş yukarı uçabilirdi. Kuş havadan yere düşmek yerine ağaçların arasındaki hava koridorunda böyle hız yapmakla, doğasına kesinlikle ters bir davranış göstermiyor muydu? Tavuklarımız, kilometreler boyunca uzanan bölgedeki şahinler, baykuşlar ve yaban kedileri için, daima yenilenen bir et kaynağıydı, en azından düşmanları onları öyle görüyorlardı. Sürekli gıdaklayan, öten, eşelenen, gündoğumundan günbatımına kadar tepenin çıplak zirvesinde çalımlı çalımlı gezinen bu hayvanlar siyah, kahverengi ve beyaz renkli parlak tüyleriyle yağmacıların hedefiydi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir