David Eddings – Elenium #1 – Elmas Taht

“Ghzverig ve Bhelliom” Troll Tannlarının Efsanelerinden. BAŞLANGIÇTA, kürkler giyen, lobut silahlar taşıyan Styricum atalarının Zemoch ormanları ve dağlarından orta Eosia ovalarına ağır ağır yürüdükleri günlerden çok önceleri, kuzey Thalesia’nın bitmez tükenmez karlan altındaki derin bir mağarada yaşayan eciş bücüş, Ghwerig isimli cüce bir troll vardı. Çirkinliği ve aşın hırsından dolayı dışlanan Ghvverig yeryüzünün derinliklerinde tek başına, kıskançlıkla koruduğu gizli hazinesini çoğaltmak için altın ve kıymetli taşlar arardı. Sonunda öyle bir gün geldi ki donmuş toprağın çok çok altında derin bir dehlize girdi ve meşalesinin titreyen ışığında, duvara gömülmüş, yumruğundan biraz daha büyük, koyu mavi bir taş gördü. Yamrı yamru kol ve bacaklarıyla heyecandan titreyerek, dizlerinin üzerine çöktü ve yüzyıllardır binbir zahmetle topladığı hazinesini kat be kat aşan bu paha biçilmez dev mücevhere büyük bir açlıkla baktı. Sonra taşın gömülü olduğu kayayı çentik çentik dikkatle oymaya başladı, böylece bu kıymetli taşı dünyanın başlangıcından beri durduğu yerden alabilecekti. Taş kayadan çıktıkça, kendine özgü bir şekli olduğunu fark etti ve aklına bir fikir geldi. Zarar görmeden çıkarabilirse, dikkatlice tıraşlayıp parlatarak, şeklini daha belirgin hale sokabilirdi. Böylece taşın değeri bin misli artardı. En sonunda, taşı kaya yatağından büyük bir dikkatle çıkartıp, doğruca hem atölyesinin hem de hazinesinin bulunduğu mağaraya götürdü. Değerli bir elması kayıtsızca parçalayarak, bulduğu taşı tıraşlayıp şekillendirecek aletler yaptı. Ghvverig, meşalelerin dumanlı ışığı altında yıllarca çalışıp, sabırla taşı tıraşlayıp parlattı. Bütün bu işleri yaparken, bir yandan da kıymeti ölçülemeyecek bu taşa, Troll Tannları’nın hem iyi hem de kötü bütün güçlerini yükleyecek büyülü sözler mırıldandı. Sonunda traşlamayı bittirdiğinde, taş çok koyu safir mavisi bir gül şeklini almıştı.


Ghvverig ona Bhelliom ismini verdi, çiçek-taş. Ve taşın gücü sayesinde onun içinher şeyin mümkün olabileceğine inandı. ‘Ama Bhelliom bütün Troll Tannları’nın gücüyle dolmasına rağmen, bu gücü eciş bücüş, çirkin sahibinin eline teslim etmedi. Ghvverig öfkeyle mağarasının taş zeminini yumrukladı. Tanrılarına başvurdu, tonlarca altın ve parlak gümüş adadı. Tanrılar Ghvverig’e, bu taşı herhangi bir kişinin kendi ihtirasları adma kullanmasını engellemek için, Bhelliom’un gücünü ortaya çıkaracak bir anahtar olması gerektiğini bildirdiler. Sonra da Troll Tanrıları Ghvverig’e işlemiş olduğu taşa hükmetmesi için ne yapması gerektiğini söylediler. Ghvverig safir gülü şekillendirmek için çalışırken ayaklarının arasındaki tozların içine farkında olmadan döktüğü parçaları toplayarak bir çift yüzük yaptı. Yüzükler saf altındı ve her birinin üstüne Bhelliom’un parlatılmış oval bir parçası yerleştirilmişti. Yüzükler bittiğinde, her birini birer eline taktı ve safir gülü kaldırdı. Yüzüklerinin üzerindeki taşların parlayan koyu maviliği kaçıp Bhelliom’a geri döndü. Çarpık ellerini süsleyen mücevherler şimdi elmaslar kadar dpnuktu. Çiçek-taşı kavrayınca, gücünün dalga dalga aktığım hissetti; işlediği mücevherin ona teslim olmayı kabul etmiş olduğunu anlayarak sevindi. Geçen sayısız yüzyıllar boyunca Ghvverig, Bhelliom’un gücüyle mucizeler yarattı. Ama sonunda Troll ülkesine Styricler geldi. Yaşlı Styricum Tanrıları Bhelliom’un gücünü duyduklarında, ona göz koydular.

Çünkü Bhelliom çok güçlüydü. Ama Ghvverig kurnazdı ve Bhelliom’u ondan koparıp alınmasını engellemek için, mağarasının tüm girişlerini büyülerle sımsıkı kapattı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir