David Eddings – Elenium #3 – Safir Gül

Zemochların Üstünkörü Tarihi’nden alıntı. Borrata Üniversitesi Tarih Bölümü tarafından derlenmiştir. ORTA DARESIA’NIN DOĞUYA yayılan steplerinden gelen Elenece konuşan insanların istilasının peşinden Eteneler, Eoisa kıtasına küçük topluluklar halinde yerleşmiş Styricleri yerlerinden ederek ağır ağır batıya doğru göç ettiler. Zemoch’ta kalan kabileler geç kalanlardı ve batıdaki kuzenlerinden çok daha geriydiler. Ekonomileri ve sosyal organizasyonları basitti. Kasabaları batıda ortaya çıkan krallıklarda doğan şehirlerle karşılaştırıldığında kaba kalıyordu. Bunun dışında Zemoch iklimi yaşamaya pek uygun değildi. Orada var olan hayat kıt kanaat geçinilebilecek seviyedeydi. Kilise bu fakir ve sevimsiz bölgeye çok az ilgi gösterdi. Bu yüzden Zemoch’un kaba kiliselerinde pek rahip kalmadı ve basit cemaatlerine göz kulak olunmadı. Böylece Zemochlar dini dürtülerini başka yerden karşılamak zorunda kaldılar. Bölgelerindeki Kilise’de putperest Styriclerle beraberliği yasaklamayı zorlayacak sadece birkaç Etene rahip olduğu için, Styriclerle dostça ilişkiler yaygınlaştı. Sıradan Etene köylüsünün, Styric komşusunun gizli sanatları kullanarak önemli yararlar sağlayabildiğini fark etmesi, belki de din değiştirmenin hızla yayılmasının tek doğal nedeniydi. Zemoch’taki tüm Etene köyleri Styric panteizmine döndüler. Çeşitli yerel Tanrılar adına açıkça tapınaklar inşa edildi, karanlık Styric kültlerinin yıldızı parladı.


Etene ve Styricler arasındaki evlilikler sıradanlaştı. İlk bin yıllık dönemin sonunda, Zemochlar artık hiçbir şekilde gerçek Etene ulusu olarak kabul edilmiyorlardı. Yüzyıllar ve Styriclerle olan yakın ilişki, Zemoch’taki Etene dilini öylesine bozmuştu ki batıdaki Eleneler tarafından çok zor anlaşılabiliyordu. On birinci yüzyılın sonlarına doğru, orta Zemoch’taki Ganda adlı bir dağ köyünde yaşayan genç bir keçi çobanının başından tuhaf ve sonunda dünyayı sarsacak bir deneyim geçti. Otha isimli genç, kaçan bir keçiyi tepelerde ararken, sayısız Styric kültlerinden birinin yıllar evvel diktiği, artık sarmaşıklarla kaplanmış, gizli küçük bir tapmakla karşılaştı. Tapmakta bir zamanlar grotesk bir şekilde bozulmuş, insanı garip bir baskı altında bırakan ve havanın etkisiyle silikleşmiş bir put vardı. Otha tırmanışın güçlüğü yüzünden dinlenirken, Styric dilinde ona seslenen ve yankılanan bir ses duydu. “Sen kimsin, evladım?” diye sordu ses. “Benim ismim Otha,” diye duraklayarak cevapladı genç, Styricçesini hatırlamaya çalışırken. “Buraya yere kapanıp bana saygını göstermeye ve tapınmaya mı geldin?”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir