Dan Brown – Da Vinci Şifresi

Sion Tarikatı —1099 yılında kurulmuş olan gizli Avrupa cemiyeti- gerçek bir topluluktur. 1975 yılında Paris’in Milli Kütüphanesi, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dahil olmak üzere, Sion Tarikatı’nın sayısız üyelerinin isimlerini içeren, Les Dossiers Secrets{1} diye bilinen parşömenleri ortaya çıkarmıştır. Opus Dei olarak bilinen Vatikan Piskoposluğu, beyin yıkama, baskı ve “bedensel çile” denen tehlikeli bir ibadet yapıldığına dair tartışmalar yaratan, koyu dindar bir Katolik mezhebidir. Opus Dei’nin, New York’ta 243 Lexington Caddesi’ndeki 47 milyon dolara mal olan Dünya Merkez Bürosu’nun inşaatı henüz tamamlanmıştır. Bu romanda bahsi geçen tüm sanat eserleri, mimari yapılar, belgeler ve gizli ayinler gerçektir. Louvre Müzesi, Paris 22.46 Meşhur Müze Müdürü Jacques Sauniére, müzedeki Büyük Galeri’nin kemerli geçidinde sendeledi. Görebildiği en yakın tabloya, bir Caravaggio’ya doğru hamle yaptı. Varaklı çerçeveyi kavrayan yetmiş altı yaşındaki adam, sanat şaheserini duvardan çıkıncaya dek kendine doğru çekti ve Sauniére, tablonun altına sırtüstü yığıldı. Yakınlardaki demir parmaklıklı kapı, tahmin ettiği gibi, gürültülü sesler çıkartarak indi ve salonun girişini kapattı. Parke zemin sallanmıştı. Uzak bir mesafede alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Soluk soluğa kalan müze müdürü, bir süre hareketsiz kalarak nefesini dengelemeye çalıştı. Tablonun altından sürünerek çıktı ve kendine saklanacak uygun bir yer aradı. Tüylerini ürpertecek kadar yakından gelen bir ses duydu.


“Kıpırdama.” Elleriyle dizlerinin üstünde duran müze müdürü donakalmıştı. Yavaşça başını çevirdi. Kilitli kapının dışında, yalnızca beş metre ötede, ona saldıran kişinin devasa silueti durmuş, demir parmaklıklar arasından bakıyordu. Hortlak gibi solgun bir yüze ve beyaz saçlara sahip, uzun boylu, iri cüsseli biriydi. Koyu kırmızı gözbebeklerini pembe iris çevreliyordu. Albino ceketinden çıkardığı silahın namlusunu, parmaklıklar arasından müze müdürüne doğrulttu. “Kaçmamalıydın.” Aksanının nereye ait olduğunu anlamak kolay değildi. “Şimdi bana nerede olduğunu söyle.” Galerinin zemininde savunmasız bir halde çömelen müze müdürü, “Sana daha önce de söyledim,” diye kekeledi. “Neden bahsettiğin hakkında hiç fikrim yok!” “Yalan söylüyorsun.” Hayalet gözlerindeki pırıltı dışında kıpırtısız duran adam, ona baktı. “Sen ve kardeşlerin, size ait olmayan bir şeye sahipsiniz.” Müze müdürü adrenalinin arttığını hissetmişti.

Adam bunu nasıl biliyor olabilirdi ? “Bu gece gerçek koruyucularına iade edilecek. Bana saklandığı yeri söylersen yaşarsın.” Adam silahı müze müdürünün başını hedef alacak şekilde doğrulttu. “Bu, uğruna öleceğin bir sır mı?” Sauniére nefes alamıyordu. Adam başını yan yatırarak, silahın namlusundan dikkatle baktı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir