Miguel De Cervantes – Don Quijote Cilt 1 (YKY)

Birinci kısmının basıldığı 1605 yılından beri en çok okunan, en çok sevilen, en çok yorumlanan ve yeniden en çok yazılan La Mancha’lı Şövalye Don Quijote ve silahtarı Sancho Panza’nın serüvenleri, güzel bir çeviriyle, Türkçe’ye kazandırılmış bulunuyor. Romanın “öz” babası Miguel de Cervantes Saavedra, kendisini izleyen tüm romancıları yapıtlarının “üvey” babası konumuna düşüreceğini -çünkü Don Quijote’den şu ya da bu biçimde etkilenmemiş tek büyük romancı yoktur- okuruna şu mütevazi önsözle seslenirken bilebilir miydi? Aylak okur: Bu kitabın, zihnin, düşünülebilecek en güzel, en zarif, en akıllıca ürünü olmasını isterdim; buna yeminsiz inanabilirsin. Ancak, tabiat kanununa karşı çıkamadım; tabiatta her şey, benzerini doğurur. Benim kısır, gelişmemiş zekâm da, her türlü rahatsızlığın hâkim olduğu, her türlü hazin sesin duyulduğu bir hapishanede doğmuşçasına kuru, kırışık, maymun iştahlı ve çok çeşitli, kimsenin aklına gelmeyecek düşüncelere boğulmuş bir evlâttan başka ne doğurabilir?. Ama Don Quijote’nin babası gibi görünsem de, üvey babası olan ben, âdetlere uyup, başkalarının yaptığı gibi, neredeyse gözlerimde yaşlarla, oğlumda göreceğin kusurları affetmen veya görmezden gelmen için sana yalvarmayacağım, sevgili okur. Cervantes’in kuru, kırışık, maymun iştahlı diye takdim ettiği Don Quijote, edebiyat dünyasında yer aldığı günden zamanımıza en zengin yorumlara vesile oldu. On sekizinci yüzyılda aklın ve gerçekçiliğin övgüsü olarak baş tacı edildi. On dokuzuncu yüzyıl romantikleri bu yorumu tam anlamıyla ters yüz edip, Don Quijote’nin kişiliğinde yenilmez idealizmi, dışlanmış yaratıcılığı, giderek, horgörülmüş diğergâmlığın İseviliğini buldular. Yirminci yüzyıl varoluşçuları için o, abes yaşamın benlik arayışından ödün vermeyen vakur kahramanıydı. Daha felsefi okumalarda Sancho’yla birlikte, idealizmle materyalizmin diyalektiğini simgeliyordu; politik eğilimliler ise bu anlatıda ütopyen sosyalizmin ilk örneklerinden birini gördüklerini düşündüler. Ve bütün yüzyıllar için, sanatın sanatla, sanatın yaşamla, ve sanatın insanla ilişkisini irdeleyen en baştan çıkarıcı anlatı olarak kabul edildi. Feodal düzenden merkantilist düzene geçişin örnek kitabı olarak sosyolojik ve tarihsel okumalara konu olurken, başkişisi Don Quijote’nin deliliği psikolojik tahlil ve teşhislere tabi tutuldu. Onun bu deliliğinin nedeni olarak gördüğü şövalye edebiyatının yergisinden yola çıkarak Cervantes’in gerçekleştirdiği edebi türler parodisi ise, edebiyatta metinlararası doğurganlık sorunsalının paradigmatik anlatısı sayıldı.


Bu yorum zenginliği Ortega y Gasset’den Jorge Louis Borges’e kadar hiçbir yazarın gözünden kaçmamıştır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir