Giovanni Guaresci – Patates Şovalyeleri

Delfino, 1885 yılının 14 Mayıs günü, sabahın dokuzunda Nevaslippe Limanında demir alıyor, enginlere açılıyordu. Yarım saat sonra Filimario Duble kamarasının kapısının küt küt vurulduğunu duydu, hiç de gayri tabii olmadığı halde bu olay, içini bir hoş etti. Aslında Filimario, epeydir kapısının vurulacağı ânı bekliyordu, daha doğrusu biz, Filimario Duble’nin, altmış dakikadır bayan Clotilde Troll’ün gelmesini sabırsızlıkla beklediğini biliyoruz. Filimario Duble, dün gece şöyle bir mektup almıştı. Dostum; Yatım kısa bir gezinti için yarın sabah demir alacak, sizi saat 8.30’da bordoda bekliyorum. Size nice zamandır aklımı kurcalıyan şeyin artık sözünü açmak istiyorum. Teklifimin reddedilmeyeceğini umar, bilvesile bir öpücüğümün kabulünü rica ederim. Sizin CLOTİLDE TROLL Clotilde Troll’ün, bu pek cici küçük hanımın, artık Nevaslippe’in en ünlü ve en zengin kızının bir öpücüğünü geri çevirmeğe kimin gücü yeterdi ki? Normal şartlar içinde olsaydı asil Filimario böyle bir kaç öpücüğü reddederdi; bu konuda geçmişten örnekler verilebilir. Ne var ki şu anda Filimario o allahın belâsı Hirtyağı şişesinden ötürü, berbat bir durumdaydı. Filimario Duble, Nevaslippe’nin en hali vakti yerinde ailelerinden birine mensuptu ve karakter sahibi bir insandı. Yaratılış bakımından hık demiş de burnundan düşmüşcesine anası Gelsomina’ya çekmişti. Söylentiye bakılırsa, o ipe sapa gelmez işlerdeki dehşeti de babasından, bay Tom’dan, miras kalmıştı. Birçok kurallara tâbi olarak geçen küçüklüğünde pek rahat yaşadığı söylenemez. Ondokuzunda, amcası Filip’in yanında otururken Filimario sıkıntıdan patlamak üzereydi.


İşte tıbba merak salması gibi apansız hastalığının gelip çatması da, bu sıralara rastlar. Öyle ki, şehrin en ileri gelen üç hekimi geldiklerinde Filimario’yu yatağında kıvranıp, inim inim inlerken buldular. Filimario sancılarını onlara öylesine teferruatına inerek sayıp döktü, ağrılarının yerini o kadar açıktan açığa gösterdi ve hastalığın iç organlarının çalışmalarında yarattığı düzensizlikleri o kadar inceden inceye anlattı ki, üç hekim turnayı gözünden vurduk der gibisine birbirlerine baktılar ve bir ağızdan: — Bu, tıp tarihinin tanıdığı en belli ve en karakteristik bir apandisittir… diye haykırdılar. Tıp tarihinin en klâsik apandisitini görsünler diye öğrencilerin ameliyat odasına gelmesini istediler. Ameliyat günü gelip çatınca, tıp alanının bu üç yetkili kişisinin en ustası neşterlerini eline alıp, Filimario’nun karnını yarınca şaşırıp kaldı. Gözlerinin önünde yeryüzünün en sağlam ve en kocaman körbarsağı durup durmaktaydı. Apandisit filân hak getire. Filimario’nun keyfine payan yoktu. Bu işi başarmak için doğrusu az güçlük çekmemişti. Tıbbın Nevaslippe’deki en yetkili üç kişisini bunca zaman uğraştırmak, yâni yeryüzünün en meymenetsiz üç suratını uzun süre incelemek uğruna karnım yardırması için epey zaman kafa patlatması gerekmişti!

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir