Philip K. Dick – Uzayda Suikast

Bazı olaylar bildiriliyordu. 2203 yılının Mayıs ayı başlarında, haber makineleri İsveç üzerinde beyaz kargaların uçuştuğu olayını heyecanla yayınlıyordu. Sistemin temel endüstriyel mihveri olan Oiseau-Lyre Hill’in yarısı açıklanması mümkün olmayan birtakım yangınlarla tahrip oluyordu. Marstaki işçi-kampı tesislerinin çevresine niteliği belirsiz, küçük, yuvarlak taşlar düşüyordu. Dokuz-Gezegen Federasyonu Direktörlüğü Merkezi Batavia’da iki başlı bir Jersey danası dünyaya gelmişti. İnanılmaz, önemli bazı şeylerin kaynaşmakta olduğu kesin bir gerçekti. Herkes bu olayları kendisine göre yorumluyordu; doğanın değişik güçleri üzerindeki tahminlere geçmişte kalmış olaylar olarak bakılıyordu. Herkes «Lotari» üzerine -sosyalleştirilmiş şans enstrümanı- tahminler yürütüyor, tartışmalar yapıyor ve toplu kararlar veriyordu. Direktörlüğün Falcı’ları haftalar önce göreve çağrılmışlardı. Fakat bir kimseye müjde veren haber diğer bir kimsenin kaderi oluyordu. Oiaeau-Lyre Hill, ilk tepkisini, kısıtlanmış felâketi sınıflandırılmış görevlilerinin yüzde ellisi için total bir felâket yaratmakla gösteriyordu. Bağlılık yeminleri sona eriyor, değişik konularda eğitilmiş araştırma teknisyenleri işten çıkartılıyordu. Sistem için önemli sayılan geçici görevlilerin ilişkileri tamamen kesiliyordu, İlişkileri kesilmiş teknisyenlerin çoğu, işsiz kalabalığın arasında eriyip gidiyordu. Fakat bütün teknisyenler için durum aynı değildi. Ted Benteley işten çıkarıldığını bildiren notu ilân tahtasında görür görmez hemen çekip aldı.


Bürosuna doğru yürürken kağıdı küçük parçalara ayırarak çöplerin atılmasına mahsus yarıktan attı. İşten çıkarılmasına gösterdiği tepki çabuk ve kesin olmuştu. Tepkisi, çevresinde bulunan diğer teknisyenlerin tepkisinden çok daha değişikti. Yemininin bozulmasına seviniyordu. On üç yıldan beri, ettiği bağlılık yeminini bozabilmek için kanunî yollardan yürüyor, her çareye baş vuruyordu. Bürosuna girdikten sonra kapısını kilitledi, bürolar arası izleme televizyonunu kapattı ve düşünmeye bağladı. Hareket planını hazırlaması için bir saat yeterli olmuştu ve planı son derece basitti. Öğle üzeri, Oiseau-Lyre’in personel şubesi, yeminin zorunlu olarak bozulması halinde verilen yetenek kartını gönderdi. Bunca yıl sonra yetenek kartını tekrar görmesi garipti. Kartı cüzdanına yerleştirmeden önce, bir dakika kadar şaşkınlıkla durdu. Bu kart, büyük tombaladaki altı milyarda bir şansını temsil ediyordu. Büyük Lotarinin dönüşü bir anda kendisini Birinci-Sınıf durumuna getirebilirdi. Siyasal yönden sözü edilecek olursa, otuz üç yıl geri kalmıştı; çünkü y-kartı doğum tarihine göre sınıflandırılmıştı. Saat 2.30’da, Oiseau-Lyre’deki bağlılık yemininin son kısmını da bozdu: bağıntısı kendisi için koruyucu, başkası için kölelikti.

Saat 4.00 sularında parasını aldı, acil durumlarda yapıldığı gibi hemen bozdurdu ve umumî bir nakil aracı için birinci sınıf bir bilet satın aldı. Hava henüz kararmadan Avrupa’dan ayrılmış, Endonezya imparatorluğunun merkez şehrine doğru yola çıkmıştı. Batavia’da, pansiyonların birinde ucuz bir oda tuttu ve bavulunu açtı. Elbiselerinin çoğu Fransa’da kalmıştı: eğer başarı sağlayabilirse onları daha sonra alabilirdi, ama başarı sağlayamazsa nasıl olsa önemi kalmayacaktı. Gariptir ki odası, Direktörlük Binasına bakıyordu. Binanın birçok kapısından girip çıkan insanlar karınca gibi kaynıyordu. Bütün yollar ve havayolları Batavia’da son bulurdu. Parası çok kısıtlı olduğu için fazla oyalanmadan harekete geçmesi gerekiyordu. Umumi Kitaplıktan kucak dolusu teyp ve basit bir televizyon aldı. Günler geçtikçe, kendi mesleği olan biokimya üzerindeki bilgisi oldukça kabarıyordu. Aldığı teypleri telezivyonda incelerken kafasında tek ciddî bir düşünce vardı: Quizmaster’da bir pozisyon almak için bir kere bağlılık yemini edebilirdi, kaybettiği takdirde başka şansı olmayacaktı. İlk müracaatı kendisi için çok değerliydi. Hill Sisteminden kurtulmuştu ve orada bir daha çalışmayacaktı. Beş gün süresinde sayısız sigara içmiş, odasında dolaşmış ve nihayet geçici kadın temin eden bir acentanın telefon numarasını aramak üzere büyük, sarı rehberi önüne çekmişti.

Daima tercih ettiği acentanın, yakında bir şubesi vardı, bir saat sonra bütün psikolojik problemleri son bulmuştu. Acentanın gönderdiği balık etindeki sarışın kadınla, caddenin kargısındaki bar arasında yirmi dört saat daha geçirebildi. Boşa harcayacağı zaman, yirmi dört saatten ileri gidemezdi. Harekete geçmenin vakti gelip çatmıştı, ya hemen harekete geçecek ya da başka fırsat bulamayacaktı. O sabah yatağından kalktığı zaman bütün vücudu ürperiyordu. Quizmaster Verrick genellikle göçmenleri işe alırdı ve bir iş almak için yapılan yemin değişik alanlarda olurdu. Altı gün içinde Benteley kendisine bir yol çizememişti. Başarılı bir müracaat için hangi faktörü kullanması gerektiğini kesinlikle bilmiyordu. Sırılsıklam terlemişti; acele bir duş aldı, tekrar terlemeye başladı. Altı gün çalışmasına rağmen bir şey öğrenememiş olduğunu düşünüyordu. Körü körüne hareket ettiğini farkındaydı. Tıraş oldu, giyindi, Lori’nin yövmiyesini verdi ve acentasına gönderdi. Yalnızlık ve korku içini kemiriyordu. Eşyasını topladı, bavulunu depoya verdi ve kendisini biraz daha güvenlikte hissedebilmek için ikinci bir uğur satın aldı. Umumî bir tuvalette! bu uğuru ceketinin astarına iğneledi, sonra «penolbarb» kutusuna bir onluk attı.

Sedatif bir parça olsun sakinleşmesine sebep olmuştu. Tuvaletten çıktı ve robot taksilerden birini çevirdi. Şoföre : — Direktörlük Ana Binasına, dedi. Acelem yok. Mac Millan robotu : — Pekâlâ, Bay veya Bayan, dedi. Nasıl arzu ederseniz. Ilık bahar rüzgârı arabanın içini dolduruyordu, Benteley bahar havasıyla ilgili değildi; gözlerini ilerdeki binaya dikmişti. Bir gece önce yazılı dilekçesi gönderilmişti. Tam zamanını beklemişti; şu anda kağıtları Direktörlüğün sayısız görevlilerinden birinin önünde olmalıydı. Robot taksi ağır ağır yere kondu. — Geldik, Bay veya Bayan. Benteley taksinin ücretini ödedikten sonra otomatik açılan kapıdan çıktı. Çevresi karıncalar gibi oraya buraya koşuşan insanlarla doluydu. Çeşitli konuşmalar an vızıltısı gibi etrafı kaplıyordu. Birkaç haftanın gerginliği son haddini bulmuştu.

Anaforcular «Metot» diye bazı kağıtlar satmaya çalışıyorlardı. Bu metotların «Minimax» oyunu için çok faydalı olduğunu ileri sürüyorlardı. Salonları dolduran kalabalığın bu anaforculara aldırdığı yoktu. Herkes zekâsına ve bilgisine güveniyordu. İnsanların kaynaştığı salonun tam ortasında duran Benteley bir sigara yaktı. Ellerinin titremediğini hayretle gördü. Evrak çantasını koltuğunun altına sıkıştırdı, ellerini cebine soktu ve Gelişim Salonu’na doğru yürüdü. İçeri girer girmez üzerinden bir kontrol kemeri geçti ve çevresini sardı. Benteley başını kaldırıp kemere baktı ve ceketinin içindeki nazarlığı okşadı. Hafif bir ses duyuldu. — Ted, bir dakika bekle. Benteley hemen durdu. Lori, kalabalığın arasından zorlukla geçerek yanına geldi. Soluk soluğa : — Sana verilecek bir şeyim var, dedi. Seni burada bulacağımı biliyordum.

Benteley gergin bir ifadeyle sordu. — Neymiş o ? Benteley bunu sorarken Direktörlük görevlilerinin kendisine çok yakın olduğunu hissediyor ve düşüncelerinin telepatiyle anlaşılmasını istemiyordu. Lori, Benteley’in yakasına doğru uzandı ve bir şey taktı. Çevreden geçenler kadının bu hareketini görmüşler gülümseyerek bakıyorlardı. Lori’nin taktığı başka bir uğurdu. Benteley, kendisine şans getirmesi için takılan bu uğura baktı. — Bana faydası olacak mı, dersin?, dedi. Lori’yi tekrar görmek planları arasında değildi. Lori, Benteley’in koluna hafifçe dokundu. — Umarım. Bana karşı iyi davrandığın için teşekkür ederim. Buraya kabul edilecek olursan Batavia’da kalmana sevineceğim. Bu sözlerden çok şaşıran Benteley : — Burada durduğun sürece kontrol ediliyorsun, dedi. Verrick’in görevlileri çevremizde. Lori, neşeyle : — Umurumda değil, dedi.

Kiralık bir kadının saklayacak bir şeyi olamaz. Benteley, onun kadar neşeli değildi. — Benim hoşuma gitmiyor, dedi. Hayatımda kimse düşüncelerimi kontrol etmemişti. Sonra omuz silkti. — Fakat öyle sanıyorum ki, buraya bağlanacaksam buna alışmalıyım. Merkez Masasına yürüdü. Kimlik ve yetenek kartı masanın üstünde duruyordu. Kuyruk süratle hareket halindeydi. Birkaç dakika sonra MacMillan’ın robotları tarafından kabul ediliyordu. — Pekâlâ, Benteley. Ted Benteley içeri girebilirsin. Lori solgun yüzle : — Eh, dedi. Seni tekrar göreceğimi umarım. Eğer buraya bağlanacaksan…

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

Yorum Ekle
  1. Süper paylaşım. Çok sevdiğim yazarın güzel bir eseri, sayenizde buldum okuyorum. çok teşekkürler