S.S.Van Dine polisiye roman yazarları arasında en bilgili ve allame olanıdır ama Ernest Mandel gibi bazı eleştirmenlere göre bu allameliği dedektifi Philo Vance’ı çekilmez biri yapmıştır. Çünkü yazarımız zekidir ama kibirlidir; ancak kültür seviyesi çok yüksek olan erbabının anlayacağı şakalar yapmayı sever ve kurgusu çok karmaşıktır. Bu düşüncelere karşı başka eleştirmenler yapıtlarında yeni bir problem çözme yöntemi geliştirmemesine karşın “katil kim?” türünün onun eserleriyle doruk noktasına ulaştığını söylerler. Onun dedektifi Philo Vance, yaratıcısının anlatımıyla “epeyice kısa boylu, zayıf, kaslı bir vücudu olan zarif bir kişiydi. Düzgün yüz hatları ona güçlü ve sert bir ifade veriyor ama aynı zamanda dışarıdan hiç hoş görülmeyen şüpheci bir soğukluk da bu yüzde kendini belli ediyordu. İtici gri gözleri, düz ince bir burnu; hem gaddar hem çilekeş olduğunu gösteren bir ağzı vardı. Resim sanatında ve Eski Mısır Tarihi dalında bir uzmandı. Pek çok konuda bilgi sahibiydi. Suçluların maskesini indirmekte usta olduğu insan psikolojisindeki derin bilgisinden yararlanıyordu. Zengin ve kültürlüydü”. Bu tanımlar sanki yazarımızın bir otoportresidir. Philo Vance bütün zamanların en “ snop” dedektifiydi. Van Dine kahramanını her zaman bir entelektüel olarak herkesten üstün gösteriyor, bu bazan dayanılmaz ölçülerde oluyordu, dedektifimizin analitik çözümlemeleri ve vardığı sonuçlar gittikçe zenginleşiyor ama karmaşıklaşıyordu… Van Dine yapıtlarını edebi bir dil ile yazıyordu. Altın çağın usta yazarları Christie, Carr veya Peder Brown’ın yaratıcısı Chesterton’un yapıtlarındaki incelikli muamma öğesine eserlerinde sık sık rastlansa da özellikle sağlam bir kurgu hemen göze çarpıyordu. İyi bir öykü anlatıcısıydı; ayrıntılara büyük önem veriyordu ve çözüm bu ayrıntılara göre şekilleniyordu. Kurgusu sağlam olması yanında yukarıda da vurguladığımız gibi karmaşıktı. Sanki okuyucuyu düelloya davet ediyordu veya ünlü Fransız eleştirmen Yvon Aulard’ın dediği gibi S.S.Van Dine’ın polisiye yapıtları yazarla okuyucu arasında bir satranç maçı gibiydi. Van Dine’ın yapıtları hiçbir psikolojik ve toplumsal etkene yer vermeyen geleneksel İngiliz okuluyla; bu öğeleri gözönüne alan Amerikan okulunun bir sentezidir; ancak S.S.Van Dine romanlarında ilginç husus insanüstü bir varlık olan dedektifin nitelikleridir. S.S. Van Dine’ın kişisel kanımızca talihsizliği edebiyat eleştirmenliğindeki seçmeci yaklaşımından bir türlü kurtulamamasıdır; bunun sonucu polisiye romana yüksek kültür düzeyini yansıtmaya çalışır, işi dipnotlar koymaya kadar götürür; edebi örnekler ve Latince yazılmış vecizeler kullanır. Philo Vance’ın bütün üstün niteliklerine karşı olaylara el koyan polis örgütü bir eblehler sürüsüdür. Savcı Markham ve Emniyet Müdürü Heart onun için hep Philo Vance’dan yardım ister. Dedektifimizin bir diğer özelliği de bizzat adaletin gereğini yerine getirmeyi üstlenme eğilimidir. Örneğin elinde olanak olduğu hâlde katilin savcının gözü önünde intihar etmesine göz yumar ve bu hareketini “Bu çıngıraklı yılanı adaletin karşısına mı çıkartacaktık!” diye savunur. Sivri dilli Raymond Chandler, bütün bu nitelikleriyle Philo Vance’dan hiç hoşlanmaz ve biraz da abartılı bir ifadeyle: “büyük bir olasılıkla tüm dedektifler arasındaki en büyük eşek Philo Vance’dır” yargısına varır. Ancak bu yargı çok yanlıştır ve “kara roman” ekolünün kuramcısının geleneksel “katil kim?” romancılarına karşı duyduğu aşağılık duygusunun bir göstergesidir.
S. S. Van Dine – Ejder Cinayeti
PDF Kitap İndir |