Aldous Huxley – Ses Sese Karşı

Geleneksel romanlarda olduğu gibi, belirli bir konuyu işlemeyen, yani bir öyküyü başından sonuna değin anlatmayan Ses Sese Karşı, yaşamın boşluğunu ve anlamsızlığını açığa vurmak istercesine, bir umutsuzluk havası içinde biter: Walter’in, bunca acı çektikten sonra elde ettiğini sandığı Lucy, önüne çıkan ilk erkekle onu aldatır. Yaşlı ve kanser hastası John Bidlake ölümü beklediği halde, bu bencil ihtiyar ölmez de, sevimli torunu küçük Phil, uzun uzun anlatılan bir can çekişmeden sonra, menenjitten ölür. Böylece Elinor ile Philip Quarles, biricik çocuklarını yitirmiş olurlar. Everard Webley, uzun süredir tutkun olduğu kadına tam kavuşacağını umduğu sırada, bir cinayete kurban gider. İç sıkıntısından bunaldığı için bu cinayeti işleyen Spandrell, yaşantısının çirkin saçmalığına artık dayanamayıp, kendi ölümünü kendi eliyle hazırlar. Spandrell’in kandırıp kendine suç ortağı yaptığı Illidge, Webley’nin yok edilmesinin hiçbir işe yaramadığını, faşistlerin bu yüzden güçlendiklerini anlar. Romanın sonunda, ancak Burlap hoşnuttur durumundan; ve Ses Sese Karşı, bu iğrenç adamla baştan çıkardığı geçkin kız kurusunun aynı banyonun içine girip, kahkahalar atmaları, suları dört bir yana sıçratarak çocuklar gibi oynamalarıyla biter. Huxley, acı acı alay ederek Incil’den aldığı bir sözle son verir romanına: “Böylelerinden oluşur Tanrı’nın cenneti!”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir