Cesare Pavese – Plaj

Dostum Doro’yla evinde konuğu olmam konusunda uzunca bir süre önce sözleşmiştik. Doro’yu çok severdim ve evlenerek Cenova’da yerleşmek üzere yola çıktığında neredeyse cinnet geçirecektim. Evlilik törenine katılmayı reddettiğimi belirten mektubuma karşılık aldığım cevapta, fazla abartmadan, yürekli bir biçimde “Eğer para insanı karısının sevdiği bir şehirde yerleşmeye zorunlu kılmazsa, neye zorunlu kılabilir peki?” diyordu. Bu yazışmanın üzerinden bir süne geçtikten sonra güneşli ve güzel bir günde Cenova’ya uğrayıp kapılarımı çalmış ve Doro ile barışmıştım. Karısı oldukça sempatikti, hoş bir tavırla kendisini Clelia diye çağırmamı belirttiği andaki hali hâlâ gözlerimin önündedir. Beni, Doro ile baş başa bırakmıştı ve bu yapması gereken en doğru davranıştı. Akşama doğru, dışarı çıkmadan önce yeniden ortalıkta göründüğü zaman ise büyüleyici bir kadın oluvermişti. Eğer ben, ben olmasaydım yarattığı büyüye kapılarak elini öpebilirdim. O yıl pek çok kez Cenova’ya uğradım ve kapılarını pek çok kez çaldım. Onları yalnız bulduğum anlar çok seyrekti. Doro sıkıntılı tavrına karşın, karısının çevresine oldukça iyi bir uyum sağlamıştı. Ya da doğruyu söylemek gerekirse, karısının çevresi onun iç dünyasında kabul görmüştü ve onlardan gelen her şeyi kabul etmeye hazırdı. Doro bir aldırmazlık içindeydi, sevgisinin getirdiği bir aldırmazlık belki. Arada bir trene atladıkları gibi yolculuğa çıkarlardı. Bu bende, aralıklı bir balayı yolculuğu izlenimi uyandırırdı.


Bu dönem sanırım yaklaşık bir yıla yakın sürmüştü. Bu gezilerde olan biteni saklamaktan ikisi de büyük bir haz duyuyor gibiydiler; büyük bir sessizlikti hüküm süren. Bense Doro ile olan eski dostluğumdan dolayı işlerin yolunda gitmesinden mutluluk duyuyor, aynı zamanda kendimi kıskançlıktan da kurtaramıyordum. Doro kendilerine büyük bir sessizlik getiren, onları suskunlaştıran bu mutluluğa kendini kaptırıp gitmişti. Onu hemen hemen daima Clelia’yı amaçlamış bir halde bulmaktan biraz canım sıkılsa da, içinde bulunduğu yeni yaşamın ve yaşantıların tadını çıkarması gerektiğine inanıyordum. Oysa aramızdaki duvarlar biraz çatlayıp, karşılıklı güven duygusu biraz boy gösterdiği zaman. Doro’nun bizi yalnız bıraktığı bir günde şu sözleri söyleyen Clelia idi: “Evet, Doro tabii ki halinden memnun.” O anda yüzünde beliren imalı ve bastırılamaz gülüşü unutamam.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir