“Salt Lake’de doğdum ve çocukluğum orada geçti, ama gençliğimin büyük bir bölümünde matematik profesörü olan babamla birlikte Avrupa’da yaşadım. okudum. İsrail de. Ortadoğu Arkeolojisi eğitimi gördüm. Tüm kutsal toprakları dolaştım. Kudüs’te kaldım. Eski Akatça, lbranice ve Hiyeroglif okuyup anlayabiliyorum. Kocamla birlikte Ürdün, Türkiye ve Kuzey Afrika’yı gezdim. İki oğlumuz var. Salt Lake City’de ördeklerimiz, tavuklarımız ve kedimizle birlikte yaşıyoruz. Ann Chamberlin’in Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. yüzyılını anlatan ve üç ciltten oluşan “Safiye Sultan” romanı 1000 sayfayı aşıyor. Bu üçlemenin dışında yazarın “Tamar”, “Leaving Eden”, “The Merlin of Saint Gilles Well” adlı üç romanı, pek çoğu sahnelenmiş ve ödüller kazanmış tiyatro oyunları da var.
UZUN ÖMRÜMÜN, gelmiş geçmiş binlerce günü içinde en unutulmazı Vali Baffo’nun kızına rastladığım gündür. Ben, Giorgio Veniero, işte o gün, bir manastır duvarının tepesine tırmanmak zorunda kalmıştım. Hem yılın, hem de benim mevsimime denk düşmesine karşın, gençlik ateşiyle dolu bir karnaval şakası değildi bu. Gizli bir mesajı iletmekle görevlendirilmiştim ve bunu yerine getirebilmek için o duvara tırmanmam gerekiyordu. Venedik Dukası’nın, benzer koşullar altında herhangi bir genç kıza söyleyeceklerinden hiçbir farkı olmayan mesajı ilginçleştiren tek şey, onu ileteceğim genç kızın kendisiydi. Majestelerinin sekreteri, bu genç kızın gizli isteklerinin cevabına biraz şaka ve alay katmayı düşünmüştü galiba. içimde yeni yeni tomurcuklanmaya başlayan romantizm ve serüven istekleri, bu öneriyle kıpır kıpır oluve-rince balıklama atlamıştım fırsatın üstüne. Daha önce bir manastır bahçesi görmemiştim, tabii ki bir rahip değildim ve olmaya da.hiç niyetim yoktu. Bu ateşlenmenin nedeni herhalde yaşamın kabuğunu çatlatan ilkbahardı. Oysa mevsim hâlâ kıştı ve üzerinde saklanmaya çalıştığım çınarın salkım saçak geyik boynuzlarına benzeyen çıplak dallarındaki yünümsü püsküllerin bana faydası yoktu. Havanın da… Sert, soğuk ve netti, elmas gibi. , Sanki soyunmuş bir bahçenin iskeletiydi gördüğüm;