Ann Chamberlin – Safiye Sultan II – Ya Ipek Urgan Ya Gümüş Hançer

Osmanlı İmparatorluğu; “Gökyüzünde aramayın beni Ben haremde bir yıldızım Aldanmayın kahkahama, şıkırtıma Ah, ben yapayalnız, zavallı bir kızım. Umutsuzca özlerim sevilmeyi Boğazın mavi suları sürükler kederimi Gümüş aynalar bir türlü göstermez benliğimi Bilsem ki açıktır kapısı, yine de terkedemem kafesimi, Görmedim sarayda bir gün şefkati Altındandır buranın kölelik, zinciri Yediklerim özendirse de cümle âlemi Ben özlerim bir an önce ahireti, Gökyüzünde aramayın beni Ben haremde bir yıldızım Aldanmayın kahkahama, şıkırtıma Ah, ben yapayalnız, zavallı bir kızım” istanbullu kadınlar arasında çok yaygın olan bu şarkıyı, daha küçücük bir çocukken dadısından öğrenmişti herhalde. Bunu sık sık söylemekten hoşlanmasının nedeniyse, şarkının acıklı bir gerçeği dile getiren sözleri değil, çok hoş ve yumuşak olan melodisi olmalıydı. Çünkü o bir köle değil, bir köle sahibiydi. Benim sahibimdi. “O benim sahibimdir.” Sahnede, aşk ateşiyle kendinden geçmiş sevgililerin bu cümleyi tekrarlayıp durdukları şarkılarla dolu oyunları kim bilir ne çok izlemiştim… Ama çok çok zaman önce, daha önceki hayatımda… Arada sırada, Ismihan’a bakıp ilişkimizi düşündüğümde “aşk” kelimesi aklımdan şöyle bir geçiyordu. Bir de bu kelimeye eşlik eden garip bir yürek çarpıntısı vardı. Yürek, yüreğim… Orada yitirmekten korktuğum bir şey gizliydi. Belki de hayatın kendisinden bile daha çok değer verdiğim bir şey. Böyle anlarda onun benim yalnızca sahibim olmadığını hissediyordum. Ya da kelimenin o güzel anlamında sahibimdi. Birlikte ne kadar çok şeyi paylaşmıştık. Onun uğruna ölümü bile göze almıştım. O benim bu yabancı ülkedeki tek yakınımdı… Ama hayır, bu olamazdı.


Aşkı, italyan çocukluğumun bana öğrettiği o güzelim, o müthiş fısıltıları ebediyen unutmalıydım. Vahşi bir el, tüm aşk umutlarımı acımasızca kökünden koparıp atmıştı benim.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir