Fyodor Mihailoviç Dostoyevski – Ecinniler III

Virginski, Muravyinnıy sokağında kendi evinde, yani karısının evinde oturuyordu. Ev tahtadandı bir katlı idi, içinde kiracı yoktu. Ev sahibinin doğum günü bahanesiyle on beş kadar misafir toplanmıştı; ama bu seferki akşam toplantısı, taşrada yapılan doğum günü toplantılarına hiç de benzemiyordu. Evlilik hayatlarının daha başlangıcında Virginski’ler, doğum günü münasebetiyle misafir çağırmanın manasız bir şey olduğunda karı koca kesin olarak anlaşmışlardı, çünkü “ortada sevinecek bir şey yoktu.” Birkaç yıl içinde de kendilerini toplumdan uzak tutmaya muvaffak olmuşlardı. Virginski, kabiliyetli bir insandı ve hiç de “yoksul” değildi, ama her nedense yalnızlıktan hoşlanan, üstelik de herkese “tepeden bakan” tuhaf bir adam diye tanınmıştı. Ebelik eden m – m Virginskaya ise, kocası subay olduğu halde mesleği bakımından sosyal merdivende papazın karısından bile aşağı bir basamakta idi. Sosyal durumu gereğince uysal olması gerekirken o, hiçte uysal tabiatlı değildi. Yüzbaşı Lebyadkin adında bir madrabazla, sırf prensip için olan manasız ve affedilmeyecek kadar açık münasebetinden sonra hanımlarımızdan en hoş görürler bile, belli bir küçümseme ile ondan yüz çevirdiler. Ama m-m Virginskaya bütün bunları, sanki istediği de bu imiş gibi, karşıladı. Şu da dikkate değer ki, yine aynı sert hanımlar nazik durumlarda şehrimizin öteki üç ebesini atlayarak Arina Prohorovna’ya (yani Virginskaya’ya) başvuruyorlardı. Hatta ilçelerdeki derebeyi hanımları bile onu çağırıyorlardı, çünkü onun bilgisine, uğuruna ve tehlikeli anlarda ustalığına son derece inanıyorlardı. En sonunda m-m Virginskaya sadece ve yalnız zengin evlerinde ebelik etmeye başladı, paraya gelince pek haristi. Kendi gücünü anlayınca tabiatını da gizlemeye lüzum görmedi. En tanınmış evlerde ebelik ederken, belki de mahsus, görgüyü unutarak doğum halindeki sinirleri zayıf hanımların önünde, o nihilist davranışıyla “en kutsal” şeylerle alay ediyordu, oysa böyle dakikalarda “kutsal şeylerin” faydası dokunabilirdi.


Askeri doktor, aynı zamanda ebe olan Rozanov, bir gün doğum halindeki bir hanımın sancılar içinde kıvrandığı bir sırada kudretli Tanrının adını bağırırken, Arina Prohorovna’nın beklenmedik zındıkça sözleri, “tıpkı tüfek patlaması” gibi, hastayı korkuttuğunu ve çabucak doğurmasını sağladığını söylemişti. Nihilist de olsa, Arina Prohorovna, menfaat umduğu zaman, asillere mahsus gelenekleri değil, en eski, en kör inançları bile hoş görüyordu. Meselâ, aldığı çocuğun vaftiz törenine gitmemezlik etmezdi, böyle zamanlarda yeşil ipekliden kuyruklu bir entari giyer, saçlarını bukle bukle tarardı, oysaki başka zamanlar pasaklılıktan zevk alırdı. Tören sırasında “pek saygısız” bir tavır takınarak papazları şaşırtmakla beraber, törenden sonra şampanyayı mutlaka kendi eliyle dağıtırdı (zaten bunun için geliyor ve süsleniyordu) kadehi elinize alınca “bahşiş” vermeyin de göreyim sizi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir