Honoré de Balzac – Nucingen Bankası

Okuyucularımıza Balzac’ın bir eserini daha sunuyoruz. Yazarın kitabını ithaf ederken söylediği gibi Nucingen Bankası, Cesar Birotteau’ya bir ek olarak ve onunla birlikte yazılmış, her iki eser 1837 yılında, aralık ayının yirmisinde tamamlanmıştır. Cesar Birotteau’yu okuyanlar unutmamışlardır ki, gayesi cemiyeti olduğu gibi aksettirmek olan, bunu sağlamak üzere de bize her eserinde ölmez tipler sunan Balzac, o eserinde de daha bir çokları arasında iyi kalpli, dürüst, çalışkan bir tüccarı, bir Bourgeois gentilhomme tipini gözlerimizin önüne konmaktadır. Tours’dan yaya olarak Paris’e gelen, mağaza uşaklığı ile işe başlayan, günün birinde de aynı mağazaya patron olan, hatta Legion d’honneur nişanıyla da taltif edilen Cesar Birotteau bütün ahlâkçıların nazariyesine uygun olarak iyi vasıfları yüzünden hayatta muvaffak olmuş bir ıtriyat tüccarıdır. Yalnız, madalyanın ters tarafı da var. Sinesinde her çeşit insanı toplayan cemiyette iyilerin yanı başında alçak ruhlu hilekâr insanlar da bulunur. Cemiyet bunlardan yüz çevirmediği için, tuttukları yolun kötülüğüne rağmen onlar da hayatta pekâlâ muvaffak olmaktadırlar. Nitekim nereden geldiği bilinmeyen bir du Tillet, çok fakir bir delikanlı iken, çevirdiği dolaplar sayesinde zengin olur ve Cesar Birotteau’nun karısından yüz bulamayınca kocasını mahvetmeye de kalkışır. Zavallı iyi adam onun tuzaklarından yine etrafındaki iyilerin, meselâ kendi çırağı fakat kendisinden daha akıllı olan Popinot’nun yardımıyla kurtulur. İşte kör diyebileceğimiz cemiyette, kötülerin de başarısız kalmadıklarını daha iyi belirtmek gayesiyle olacak, Balzac Nucingen Bankası’nın Cesar Birotteau’ya yalnız bir zeyl olarak değil, aynı zamanda onun bir zıddı olarak ta kaleme alınmıştır. Yine ithafının son cümlesinde: Bu tezatta başlı başına içtimaî bir ders yok mudur? demektedir. İsminin de pekâlâ belirttiği gibi, Balzac, Nucingen Bankası ile bizi, çoğumuzca içyüzü bilinmeyen Borsa’ya götürerek orada çevrilen dolapları, elinde parası olan sermayedarların ağızlarına yalandan bol temettü ve faiz «gevreyi» sıkıştırılarak paralarının ne şekilde sızdırıldığını göstermektedir. En yakın dostlarının bile paralarını iç etmekten utanç duymayan bir Nucingen’in, aynı kırattaki du Tillet, Rastignac, Werbrust, Claperon gibi borsacıların bazen bilerek, bazen da bilmeyerek yaptıkları suç ortaklığı sayesinde milyonlar üzerine nasıl oturduğunu görünce, sanayi ile ilgili teşebbüsler için sermaye bulmak gayesiyle çıkarılan hisse senetlerinin birer tuzaktan başka bir şey olmadıklarını anlıyoruz. Bu insanlar nazarında: «Aptalların paraları, bir Tanrı hediyesi olarak akıllıların parasıdır!» Hâlbuki demiryolları döşemek, madenler işletmek, kanallar açmak gibi teşebbüsler esasında cemiyet için ne kadar faydalıdır, iyi ellerde böyle büyük çaptaki işler ne verimli sonuçlar sağlar. Müteşebbisler arasında böylelerin de bulunduğunu söyleyen Balzac, bu noktadan hareket ederek hisse senetli şirketlerin «Ticaret serbestliğine en uygun» şekiller olduğu üzerinde durmakta, hükümete, bu serbestliği frenlemek üzere günlük kanunlar» çıkardığı, halkın parasını yatırması için kendi garantisi altında «Emniyet sandıkları» ihdas ettiği için çatmakta: «Harp zamanında ekmek için kuyruk yapıldığı gibi bir gün para için de sandıkların önünde kuyruk yapılacak» demektedir.


Eserin hoş tarafı dört kişi arasında bir konuşma şeklinde oluşudur. Balzac’ın gerek şahıslar, gerekse muhitleri hakkında verdiği sahifeler dolusu bilgiyi sevmeyenler, bu eserde renkli, sürükleyici ve baştan başa nükte dolu bir Fransız konuşması ile karşılaşacaklardır. Yalnız, yazar, bir mevzuu ele almışken, onunla ilgili diğer sosyal meselelere de sıçrayıp sonra tekrar aynı noktaya döndüğünden, hadiselerin iyi anlaşılması için büyük bir dikkate ihtiyaç gerektiğini söylemek te bizim vazifemiz oluyor. Biz, her bakımdan doyurucu olan Balzac’ın bir eserini dilimize kazandırmış olmaktan bahtiyarlık duyarken, kendisi de para kazanmak gayesiyle bir çok teşebbüslere girişmiş olması bakımından onun, hemen hemen her eserinde temas ettiği ve Nucingen Bankası’nın da esas konusunu teşkil eden para muamelelerinde «Yetkili» olması gerektiğini sözlerimize ilâve ederek okuyucularımızı eserle baş başa bırakıyoruz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir