Baki Asiltürk – Baki Ayhan T. – Fırtınaya Hazırlık

2003 sonbaharında çıkan Uzak Zamana Övgü kitabımda yer alan “Sele Kapılan Küre”, “Hileli Zar”, “Aynadaki Görüntüye Tepki” gibi şiirler dergilerde yayımlandığında bazı şair ve eleştirmenlerce şaşkınlıkla karşılanmıştı. Bu şaşkınlıkta şiirlerin biçimsel benzersizliğinin ve söyleyişteki, döneme göre “yabancılaşmışlığın” rolüne dikkat çekildiğini hatırlıyorum. Özellikle “Sele Kapılan Küre” içerik, söyleyiş ve biçim bakımlarından taşıdığı yenilikler ekseninde inceleme ve eleştirilere konu olmuştu. Bu şiirleri yazan kişi olarak “biçim”e dikkat çekilişini, söyleyiş ve içeriğe yönelik belirlemelerde de “yeniliğin ürpertisi”nden söz edilmesini haz duyarak hatırladığımı belirtmek isterim. Yeni dönemin ruhunu sezme ve yansıtma arzusu duyan şair, poetikadaki dönüşümü gerçekleştirirken yeniliklerin “gökten zembille indirilip şairin hizmetine sunulmadığını” bilmek durumundadır. Eski dönemleri en eskilerine kadar araştırmış, derinlikli ve disiplinli okumalar yapmış, eski ve yeni kuşakla poetik tartışmalara girmiş, önceki dönem şiirlerinden örnek yorumlamalar ve çözümlemeler gerçekleştirmiş olmalıdır. Yeniliğin yolunu açarken şiir epistemolojisini, poetik birikimi ve yaratıcılık sezgisini temel kriterler sayarak gençliğin acemiliğini ve dağınıklığını birikimle giderme yoluna girmiş olmak şair için bir zorunluluktur. Gerçek şu ki, Türk şiiri, keskin bir dönemeçte. Bugünden bakıldığında 1980 kuşağı şairlerinin bireysel eğilimlerle veya ortak noktalarda buluşarak kurdukları dönemsel “poetika”nın olgunlaştığı ve kuşağın temsilcisi sayılabilecek şairlerin artık bu olgunluk çerçevesinde şiirler yazdığı söylenebilir. Olgunluk, kuşak şiiri adına olumlu bir durum gibi gözükmekle ve aslında gerçekten de öyle olmakla birlikte; olgunluğun, yenilikçi bir atılıma izin vermeyecek bir konumu da işaret ettiği unutulmamalıdır. Olgunluğa erişmiş her varlık, sona doğru yol almaya başlamış demektir. İşte, 1980 kuşağının kurduğu ve yıllar içerisinde olgunlaştırdığı poetika sonrasında şiir bu anlamda büyük bir dönüşüme gereksinim duymaktadır bugün. O kuşaktan bazı şairlerin aynı heyecanla şiir yazmayı, yayımlamayı sürdürmesi, bu dönem şiirinin haritasının ana hatlarıyla çizilmiş olduğu gerçeğini değiştirmez: 1980 sonrası Türk şiiri genel anlamda kendini yenileyebilme özelliğini yitirmiştir ve ancak kendi ekseni üzerinde dönenmektedir.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir