Mor Efrem’in Şiirleri

F erhat ile Şirin”, “Kerem ile Aslı” gibi trajik bir aşk öyküsünü anlatan, geçmiş yıllarda özel H yayınevleri tarafından yayımlanmış olan “Mem ı1 Zin” Bakanlıgımız tarafından 2010 yılında i_ Kürtçeden Türkçeye çevrilerek yayımlanmış, yogun ilgi sonucu, 2011 yılında yapıtın ikinci baskısı yapılmıştır. Kültürel zenginligimizi açıga çıkarma yolculugumuzu bu kez de “Süryaniler’in Güneşi” olarak anılan Nusaybinli Mor Efrem’in Aramiceden Türkçeye çevirerek yayınladıgımız “Kutsal Ruhun Kavalı” adlı yapıtla sürdürüyoruz. Mezopotamya’nın kadim halklarından olan Süryanilerle Anadolu topraklarında 35 asırdan bu yana aynı güneşin altında, aynı kültür ikliminde birlikte yaşıyoruz. İnsanileşme çalışmalarını ve birlikte yaşamayı özendiren, ögreten, bir ana kucagı gibidir Anadolu toprakları. Bakanlıgımız, aynı kültür cografyası ve ikliminde yeşermiş ve varlıgını günümüze degin sürdürmüş kültürel zenginligimizin yaşatılması ve gelecek kuşaklara da aktarılması düşüncesiyle, ayrıca hemen yanı başımızdaki komşularımızın, arkadaşlarımızın ya da dostlarımızın yazılı kültüründen önemli ve temsili bir örnegin okunması, bilinmesi için Kutsal Ruhun Kavalı adlı yapıtı yayımlamıştır. Süryaniler, bilimde, sanatta, kültürde ve edebiyatta insanlıgın ortak bilgi hazinesine çok önemli katkılarda bulunmuşlardır. VII. yüzyıla kadar olan dönem, Süryani edebiyatının altın çagı olarak tanımlanır. Bu dönemin en verimli ve en yaratıcı şairleri arasında ilk sıralarda yer alan Mor Efrem’in şiirleri 18. yüzyıla kadar bilinmemiştir. Ona ait yazınsal metinler 10. yüzyılda Nisibisli bir başrahip tarafından Mısır’daki bir Süryani manastırında bulunmuş ve basılıp çogaltılıncaya kadar, çok eski el yazmalarında muhafaza edilmişlerdir. Mor Efrem, birçok manzum vaaz ve ilahi, Kitab-ı Mukaddes tefsiri, açıklayıcı dini konuşmalar ve polemik yazılar yazmıştır. Bunlar, çok kısa bir sürede Yunanca, Ermenice, Kıptice, Habeşçe ve Latinceye çevrilmişlerdir. Bu yapıt ve yazılar, sadece Mezopotamya’da degil, tüm Hristiyanlık dünyasında etkili olmuştur. Yapıtlarının büyük bir bölümü günümüze kadar ulaşmış olup, Latin harfleriyle altı büyük cilt halinde basılmıştır. Çok sayıda Süryanice metin, özgün dilinde yeniden basılmayı ve başta Türkçe olmak üzere, farklı dillere çevrilmeyi hak etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlıgı, bu alana dikkat çekmek ve önderlik etmek amacıyla, “Kutsal Ruh’un Kavalı” unvanı verilen Süryani Mor Efrem’in yaşam öyküsünü ve şiirlerini yayımlama kararı almıştır. Anadolu’nun yazılı kültür birikimini ortaya çıkarmak amacıyla, ayrıca dinlerarası diyalogun geliştirilmesi, derinleştirilmesi ile de tüm insanlıgın daha anlayışlı, tahammüllü ve toleranslı bir kültür cografyasında yaşamalarına zemin oluşturması anlayışıyla yayıma hazırladıgımız bu yapıtın, Anadolu’ da tolerans birikimine katkıda bulunmasını diler, yayımda emegi geçen herkese içten teşekkür ederim.  (Ertuğ’rul GÜNAY Kültür ve Turizm Bakanı) B in yılların şahitligini yapan maddi kültür katmanlarının yanı sıra, sayısız denebilecek birçok inanç sistemini bagrında taşımış, İnsanlık medeniyetinin ana merkezi olan Mezopotamya, günümüzde de birçok İnanç, gelenek ve kültürün harmanlanıp birlikte yan yana durabilme yetenegi ile ortak kültürel degerler meydana getirmiştir. Süreç içerisinde farklı yorumlamalar ile varlıgını sürdürmeye çalışan İnanç sistemleri ve bunları temsil eden şahsiyetler, taşıyıcısı oldukları misyonları ile uzak diyarların halklarının yaşam rotasına yön vermiş, duygu ve düşüncelerine renk katmışlardır. Bu şahsiyetlerin varlık nedenleri arasında önemli bir yere sahip olan anayurtları, onların yetişmesi ve mevcut potansiyellerinin açıga çıkarılmasında önemli bir role sahip olmuştur. Mezopotamya’nın kadim halklarından olan Süryanilerin büyük şairi Mor Efrem, tüm Dogu Hristiyan kiliseleri tarafından saygıyla anılan, Batı kiliselerince dogu adına tanınan ender simalardan birisidir. Bazı kaynakların verilerine göre Mor Efrem, İ.S. 285 yılında putperest bir aileden Nusaybin’de dogmuş, ögrenimini Nusaybin ile Sincar Dagı arasındaki Baarbeye (BethAraboye) episkoposun yanında gördükten sonra bazı siyasi sebeplerden dolayı 303 yılında Nusaybin’i terk edip Urfa’ ya yerleşmiştir. Şair Asuno’nun yanında Süryani edebiyatı ile Kutsal Kitap’ın derinleşmesini özümsemiştir. Erken yaşlarında dünya nimetlerini terk edip ve 320’lerde tekrar Nusaybin’e geri döndügünde Mor Yakup’a intisap ederek ruhi temizlik ve kutsallıgı, ahlaki enginligi ve dini bilgileri ondan ögrendi. Ögrencisi oldugu egitim kurumunun yöneticiligine kadar yükselmiştir. Nusaybin’ de bulundugu yıllarda, şehir üç kez 338, 346 ve 350 yıllarında Perslilerce kuşatılır ancak ele geçirilemez. Pers Kralı Şobur, kenti ele geçirmeyi başaramadıysa da birkaç yıl sonra İmparator Yulyanus’un bozguna ugratılması sonucunda Pers Kralı Şobur’la Bizans İmparatoru Yubinyanus arasında varılan anlaşma sonucunda Nusaybin şehri Şobur’a teslim edilir. Kentin Hristiyan halkının büyük bir çogunlugu göç ederek şehri terk eder. Kentlilerle birlikte göç eden Efrem önce Diyarbakır’a gelerek şehrin Batı cephesine yerleşen mülteciler arasında bulunur, daha sonra da Urfa’ya geçer. Yaşamının son on yılını Urfa’ da geçirir. Efrem’in yaşamının son yıllarında, Urfa kentinde meydana gelen kıtlık felaketi, inziva yaşamını sürdürdügü hücresinden çıkmasına neden olurken, servetlerinden fakirleri yararlandırmadıklarından dolayı da zenginleri kınar. Yaptıgı çalışmalar sonucunda, zenginlerden topladıgı yardımlarla binlerce aç ve sefil durumdaki insanlara yiyecek ve ilaç bulur. Devlet binalarının tümünü hastane olarak kullanıma açılmasını saglar.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir